Şuanda 56 konuk çevrimiçi
BugünBugün1596
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9320
Bu ayBu ay9320
ToplamToplam10477744
Mihrac Ural Küba'da... PDF Yazdır e-Posta


Bu başlık da nereden çıktı diye sormayın, birazdan öğreneceksiniz.

Önce bir fıkra anlatayım.

Fıkranın başlığı, John Küba’da!

Dışişleri Bakanlığı John Küba’da konulu bir tablo yaptırmak istemiş. Bakan müsteşara böyle bir tablo yapılması için görev vermiş. Müsteşar da tanıdığı Temel adlı ressama gitmiş ve ne istediklerini söylemiş.

Temel, tamam, demiş ve bir süre sonra tabloyu yapıp getirmiş.

Müsteşar tabloyu beğenmemiş.

Bu nedir böyle, demiş.  Yatakta bir kadın ve erkek…

Kim bu kadın?

John’un karısı…

Bu adam kim?

John’un uşağı…

Peki John nerede?

John Küba’da…

Sizi bilmem, bu fıkrayı okuduğum zaman acayip güldüm.

Eğer fıkrayı değişik bir açıdan yorumlarsanız, ressam şu mesajı veriyor:

Bir şey yaparsınız, ama bambaşka sonuçlara yol açar…

Ya da karşı tarafı vurmak için bir iddia atarsınız, iddia döner sizi vurur.

Başlığı bu nedenle Mihrac Ural Küba’da diye koydum.

Herif Küba’dan hiç ayrılmıyor zaten, sürekli orada…

Sürekli sille yiyor, ama ayrılmıyor ya da ayrılamıyor.

Aktuel iki silleye bakalım…

Demişti ki; TDAS’ı Yüksel yazdı…

Ben de diyorum ki, bu herif TDAS’ı okumamış…

Acilciler’in teorisyeni geçinen Mihrac Ural soytarısı TDAS’ı okumamış…

Zamanında kıyısından köşesinden bakmışsa bile, unutmuş…

TDAS’ı okuyan biri, çok sayıda İngilizce referansı görür ve bir iddiada bulunacağı zaman da “Acaba Yüksel İngilizce biliyor muydu?” diye kendi kendine sorar.

Mihrac Ural sormayabilir, zira kafası o kadar çalışmıyor.

Herkesi de kendisi gibi aptal sanıyor…

İkinci konu daha da aktüel…

Efendim, ben İlker’in ablasıyla evliydim.

Mihrac Ural, 26 Ocak 1976’nın hemen ardından kadının boşanmak için dava açtığını ve bu davanın altı yıl sürdüğünü iddia ediyordu son yazısında…

Beni İlker’i ihbar etmekle itham eden kadın hemen boşanma davası açmışmış…

Çüş, diyeceğim, başka ne diyeyim…

Önceki iki yazımda da boşanma davası için başvuru ve karar tarihlerini yazmıştım:

Başvuru tarihi: 20.12.1982 ya da Beylerderesi’den neredeyse yedi yıl sonra…

Boşanma tarihi: 1.11.1983.

Yani dava bir yıl bile sürmemiş...

Yoksa sen çıkarma yapmasını da mı bilmiyorsun Mihrac...

Elimde kapı gibi boşanma belgesi var…

Haydi aksini iddia etsene…

Edemiyorsan, o belgeyi adama işte böyle yedirirler…

Önceki bir yazımda, Mihrac Ural sadece devrimcilerin katili, Muhabarat ajanı, MİT işbirlikçisi ve örgüt parasının hırsızı değildir, o aynı zamanda puşttur, demiştim.

Herkesin onuru var, gururu var. Herkes senin gibi puştun teki değil…

Azıcık onuru olan bir insan, evli olduğu bir başkasını ağır şekilde suçlayıp, ardından da neredeyse yedi yıl onunla evli kalmaz.

Senin karakterindeki insana ancak puşt denir.

Bir arkadaş bu deyimi hafif bulmuş.

Diyor ki,

“Sen de Adanalısın, bilmen lazım. Bizim orda bu karakterdekiler için ..tveren denir.”

Mihrac Ural işte budur…

Mihrac Ural Küba’da…