Şuanda 315 konuk çevrimiçi
BugünBugün1777
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9501
Bu ayBu ay9501
ToplamToplam10477925
Yüksel Eriş blogu PDF Yazdır e-Posta


Cahit Çelik’in Yüksel Eriş blogundaki yazıların taşınmasıyla ilgili yazısını aynen yayınladım.

Eklenebilecek tek cümle var, taşınması biraz zaman alacak, zira şu günlerde fazlasıyla doluyum. Yapacağız…

Yüksel Eriş, böylece, http://thkp-c-acilciler-tarih sayfasında yerini alacak.

Normal olarak, 1974’te ya da 37 yıl önce bir örgütün üç kurucusundan birisi olan, 34 yıl önce de hayatını kaybeden (şehit oldu! gibi Yüksel’e hiç yakışmayan bir deyim kullanmıyorum) bir insan sadece anılır.

Ama bazı tipler o kadar düşmüşler ki, 34 yıl önce hayatını kaybeden bir sosyalistten, bugünkü durumlarını kurtarmak için medet umuyorlar.

Olmuyor tabii ki!

Başta Mihrac Ural geliyor…

Kendisi o kadar diplere düştü ki, Yüksel Eriş bile kurtaramaz…

Bu örgütün 12 Eylül 1980 öncesi tarihinde Mihrac Ural’ın kayda değer bir yeri yoktur.

Ne teorik ne de pratik olarak kayda değer hiçbir şey yapmamıştır.

Antakya’dan başlayan izleme sonucu yakalanmamız üzerine meydanı boş bulunca, Muhabarat’ın da iteklemesiyle yürümüştür.

Durum bundan ibarettir!

Bu gerçek, değişik veçheleriyle öylesine ortaya çıkarıldı ki, hiç kimse onu bu örgütün tarihi içinde yüceltemez.

Çevresindeki birkaç tipin de neye inandığı hiç önemli değildir.

Yüksel Eriş blogunun, 34 yıl önce hayatını kaybetmiş bir sosyalistle ilgili yazıların bu kadar olay olmasının nedeni, Yüksel’in adı üzerinden nemalanma gayreti içine giren tipler sayesindedir.

Resmen aptal bunlar, başka bir şey söyleyemiyorum!

Üç yıl öncesine göre güçler dengesinin bir hayli değiştiğini, tarihimizdeki bütün numaralarının ortaya çıkarıldığını bile düşünemiyorlar.

Bu tipleri Yüksel Eriş bile kurtaramazdı, nitekim kurtaramadı da…

Yüksel Eriş’in gerçek arkadaşlarına teşekkürü borç bilirim…