Şuanda 172 konuk çevrimiçi
BugünBugün1674
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9398
Bu ayBu ay9398
ToplamToplam10477822
6219 PDF Yazdır e-Posta


 

 

Okumakta olduğunuz sitenin sağ tarafından “en çok okunan” yazılar listesi yer alıyor. Listenin en başında ise, “Mihrac Ural ajan mıydı?” yazısının başlığı bulunuyor. Bu yazı, benim yazılarımın bulunduğu bölümde 421. sırada yer alıyor (23. sayfa)

3.2.2009 tarihinde yani yaklaşık iki yıl önce yazılan bu yazı, aradan geçen iki yıl bir ay süresince 6219 tere okunmuş. (5.3.2011 tarih ve 17.00’deki durum)

Kabaca her gün ortalama 8 kişi tarafından okunmuş.

Buna 8 yeni kişi demekte mahzur yok, zira yazıyı bir kere okuyan bir daha neden okusun?

Bu yazı, Suriye’de Muhabarat ile çalıştığı bilinen Mihrac Ural için, “acaba Muhabarat ilişkisi Türkiye’de iken mi başlıyordu? Mihrac Ural, Muhabarat tarafından erken yıllarda içimize sokulmuş bir ajan mıydı?” sorusunu soruyor.

Gerekçe olarak da, Suriye’ye geldikten birkaç ay sonra Cemil Esad’dan değişik olanaklar elde eden, 6 ay sonra da vatandaş yapılan Mihrac Ural ile ilgili hızlı gelişmeler gösteriliyor.

Önceden ilişki olmadan böylesine hızlı gelişme mümkün değildir, deniliyor.

Daha sonra yazılan yazılarda konu fazlasıyla açıklandı.

Bu yazıyı okuyanlar, başka yazıları da okumak ihtiyacı duydular.

Evet, Mihrac Ural, 1976 yılında içimize sokulmuş bir Muhabarat ajanıdır.

Kurnaz ama aynı zamanda da kafası çalışmayan bir ajan…

Kendi ağzıyla itiraf ediyor…

Yüksel Eriş’e “TDAS’ı kim yazdı?” diye sormuş.

Yasadışı bir broşürü “kim yazdı?” diye sormak, “söyle de ona çengel atayım” demekle aynı şeydir.

“Ben görevliyim” demenin itirafıdır.

Normal olarak hiç kimse böyle bir soru sormaz.

Biraz da aptal…

Sonunda TDAS’ı İngilizce bilmeyen Yüksel’e yazdırdı!

Muhabarat’ın kalitesi böylesine bir tipi istihdam etmesinden anlaşılıyor zaten…

6219!

Bu rakam, Mihrac Ural’ın devrimci hareketten diskalifiye edildiğinin göstergelerinden bir tanesidir.

Biz devrimciyiz!

Hata yaparız, eksiğimiz olur, bazen ağır hata da yaparız…

Ama yabancı bir gizli servisin ajanıyla işimiz olamaz!

Gizli servis denilince aklımıza hep MİT gelirdi.

Mihrac Ural’ın MİT ile ilişkisi de meydana çıkarıldı.

Ama yıllarca yabancı bir gizli servisle hem de Suriye’de herkesin görebileceği şekilde açık ilişki içinde olmak kimsenin aklına gelmemiş, görenler de önce inanmak istememişlerdi.

Burada şunu belirtmek gerekir:

Muhabarat bizim için yabancıdır, Mihrac Ural için değildir.

O, efendisine hizmet etmiştir, etmektedir.

Amaca ulaşılmış, Mihrac Ural ülkemiz devrimci hareketinden diskalifiye edilmiştir.

Beş devrimciyi öldürmesi ve öldürtmesi de işin öteki tarafıdır.

İstediği kadar bağırıp çağırabilir, suçlamalar yöneltebilir… Üç yıl öncesine göre devrimci hareket içinde daha geriye değil, daha ileriye gittim.

Mihrac Ural ise yaklaşık 30 kişinin birlikte kıçına attığı tekme sonucu diskalifiye oldu.

Zaten oldukça şaibeli bir tipti.

Şaibe kalktı, durum kesinleşti: Muhabarat ajanı ve beş devrimcinin katiliyle karşı karşıyayız.

MİT ilişkisi, hırsızlık ve dolandırıcılığı, uyuşturucu ticareti de işin tuzu biberidir.

İşi bitmiştir…

Ne demiş Mevlana:

Köpeklerin dudağının değmesiyle deniz kirlenmez.