Mihrac Ural’ın zavallı bir kişi olduğuna gittikçe daha fazla inanıyorum.

 Eskiden bu kadar zavallı değildi.Ama 30 yıldan beri kayda değer bir gelişme göstermemişseniz ve bunun da farkında değilseniz, kaçınılmaz olarak zavallı duruma düşersiniz.

 Belki bugün belki de yakın bir gelecekte bu sitedeki değişik yazıların MİT’te ders olarak okutulacağına eminim.

Bu site tabii ki MİT tarafından izleniyor.

Bilmem hangi sitenin okur mektupları bölümünde cumhurbaşkanına hakaret eden bir kişi bile izlenip bulunabiliyor ve hakkında dava açılabiliyorsa, ıvır zıvır siteler bile izleniyor demektir.

Bu siteyi duymayan yok ve tabii ki izlenecektir.

İzlenmiyorsa, “aptal bunlar” demek gerekir ve izlenmemesi de mümkün değildir.

Akıllı bir örgüt düşmanından bile öğrenen örgüttür.

Üç yıl önce Mihrac Ural’ın durumu nedir, bugün nedir?

Bu başarıyı nasıl kazandılar?

Mihrac Ural’ı nasıl un ufak ettiler?

Akıllı bir örgüt bunları sorar ve cevaplarını bulmaya çalışır.

MİT’in “bir grup nasıl dağıtılır”, “grup kimliği nasıl tahrip edilir” konularında benim yazdıklarımdan hayli şey öğreneceğine de eminim.

Üniversitede “Grouptheorie” (grup teorisi) üzerine ders aldım ve kendim de bu konuda çok okudum.

Grupların çeşitleri, grup kimliğinin nasıl oluştuğu, grup lideri, grup içi ilişkiler gibi konularda hayli bilgim oldu.

Bunların kitapları var (genellikle Almanca) ve herkes okuyup öğrenebilir.

Politik örgütler de bir çeşit grupturlar.

Mihrac Ural’ın derme çatma grubunun nasıl duman edildiğini bu sitedeki yazılardan izlemek mümkündür.

Sitede bu işin sadece pratiği değil, teorisi de sergilenmiştir.

İleride, “Mihrac Ural’ın hakkından nasıl geldiler?” konusunun ders olarak işleneceğinden eminim.

Nasıl biz karşımızdakilerin yöntemlerini inceliyorsak, politikaları üzerine kafa yoruyorsak, onlar da bizden öğrenecektir.

Azıcık kafası çalışan insanlar bile böyle yaparlar: rakibinden öğreneceksin. Başarı kazanmışlarsa, bunu nasıl yaptılar diye inceleyeceksin.

Mihrac Ural özel bir durum…

Böyle bir salağı her yerde bulamazsınız.

Arkasında böylesine iz bırakan ve bu nedenle de aradan 30 yıl geçtikten sonra bile her çeşit numarası, ihanetleri, cinayetleri ortaya çıkarılan bir aptalı her yerde bulamazsınız.

Apaçık izlerle karşılaştığımızda önce inanamadım.

Bir insan bu kadar iz bırakamaz, diye düşündüm.

Bırakmış, çünkü çapsız bir adam, giderek salaklaşmış bir adam…

Üç yıl öncesine bak, bir de bugüne bak…

Ne halden ne hale getirdik…

İşte bu kadar!