Yukarıdaki eski tekerleme saçma sapan işlerin arka arkaya geldiği dönemler için söylenir. Kişi ya da bir yönetim artık ne yapacağını şaşırmıştır, içine düştüğü durumdan kurtulmak için saçma sapan işler yapar ve iyice batar.

Dün gece çok geç gelebildim ve Suriye’deki Esad rejiminin atraksiyonunu yeni duydum:

Bir grup Filistinli İsrail sınırını geçmeye kalkmış, çatışma çıkmış, ölenler olmuş…

Bayram değil seyran değil, kaynanam beni niye öptü? denir ya, onun gibi bir şey…

Ben Hizbullah’ın Lübnan’dan İsrail’e saldırmasını bekliyordum aslında…

Bakarsınız o da olur…

Amaç, dikkatleri İsrail’e çekerek içerde iyice sıkışan Esad rejimini ferahlatmaktır…

Suriye’nin anti emperyalizmi, anti Siyonizmi, içerdeki dikkati dışarıya çekme amaçladır.

Bu durum yıllardır böyledir ve kimse kusura bakmasın ama artık yemiyorlar…

Ah ah! Mihrac Ural’ı artık kimse takmıyor ki…

Eskiden olsaydı, militanlara hemen bir anti emperyalizm nutku atar ve “İsrail’e saldırın” emri verirdi.

Ölen ölür, Mihrac efendi de Esad yönetiminden gelen paraları cebe indirirdi.

Belki bir iki otel daha inşa ederdi.

Yıllar önce örgüt militanlarını “gericidir” diyerek El Fetih’e saldırtmış, dört militan ölmüş, hortumcu Mihrac da şehit parasıdır, kan parasıdır diye Suriye yönetiminin verdiği paraları cebe indirmişti.

Ardından da, “yoldaşlarımız İsrail ile savaşta öldüler” diye yıllarca yalan söylemiş, anma töreni bile düzenlemişti.

İşe el attık, alttaki pislik hemen çıkıverdi.

Meğer herkes bilirmiş ama sesini çıkarmazmış…

Ah ah nerede o eski günler!

Kahraman bir genel sekreter geçindiği günler…

Yahu Mihrac, şu İsrail sınırına bir de sen yürüsene…

Militan kalmadı, bari sen yap şu işi…

Baas yönetimi zaten iyice sıkışmış, iyi para verir yani…

Korkma, İsrail sana bir şey yapmaz…

Sadece yakalar, çırılçıplak soyar ve geri gönderirler…

“Elbise sana yakışmıyor, liderim, sana bu yakışır” derler…

Biz de öyle yapmıştık ya…

Allah kimseyi bu duruma düşürmesin, diyeceğim ama doğru olmayacak…

Garibimi Allah bile kurtaramaz…