Şuanda 264 konuk çevrimiçi
BugünBugün3058
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10782
Bu ayBu ay10782
ToplamToplam10479206
mihrac ural: muhabarat ama hangisi? PDF Yazdır e-Posta


“Mihrac Ural Muhabarat’tır” dediğimizde, “Hayır, değildir” diyen olmadı.

Nasıl olsun ki…

1980’li yıllarda Suriye’de kalan değişik devrimci örgütlerden insanlar durumu açık olarak görmüşler.

Acilciler’in Suriye gizli servisinin uzantısı haline geldiğini görmüşler.

“Mihrac Ural Muhabarat’tır” saptamasına gelen itiraz başka türlüydü.

“Bu adamı abartmayın. Mihrac çapsız bir kişidir. Muhabarat onu ciddiye almaz. Muhabarat’taki lakabı da sırtlandır.”

Başka bir deyimle, leş kargası…

Muhabarat’ın Mihrac Ural’ı fazla ciddiye aldığını zaten söylemedik.

Mihrac Ural çapsız bir kişidir.

Teoride de pratikte de çapsız bir kişidir ve bu durum yeterince görülmüştür.

Muhabarat ilişkisi de böyledir ve bu ilişkinin bir de tarihi vardır.

Mihrac Ural’ın nasıl bir yalancı ve palavracı olduğunu anlatmaya gerek yok…

Her uydurduğunu yutmak zorunda kaldı, yalanları tek tek ortaya çıkarıldı.

Muhabarat başlangıçta Mihrac’ı fazlasıyla ciddiye aldı.

Lazkiye bölgesinde Muhabarat’ın da başı sayılan Cemil Esad, Kırdaha adlı bir köydeki villasında otururdu.

Benim de orada olduğum 1981 yılının ilk aylarında Mihrac hemen her gün bu köye giderdi.

Suriye’ye geldikten altı ay sonra Cemil Esat’ın emriyle bu ülkenin vatandaşı yapıldı.

Mihrac’ın salladığı palavraları daha sonraki dönemle ilgili olarak bu sitede yazan değişik arkadaşlardan öğrendik.

Suriye, biliniyor, Hatay’ı kendi toprağı olarak görür.

Muhabarat ve Cemil Esat, Hatay’da Mihrac Ural’a bağlı büyük bir güç olduğunu sanıyordu.

Kandırıldığını anlaması için biraz zaman geçmesi gerekti.

Mihrac Ural, Hatay’da ve Türkiye’de kime ulaşabildiyse Suriye’ye çağırdı.

Maksat, Cemil Esat’a kalabalık gözükmekti.

Burada bu kadar insan varsa, Türkiye’de kim bilir ne kadar vardır! havası atıldı.

Mihrac Ural, Suriye’den Türkiye’ye dönmek isteyenlere özellikle bu nedenle karşı çıktı.

Kalabalık azalmasın!

Bu kalabalığın çalışıp para kazanması, Mihrac Ural’ın da bu parayı cebine indirmesi de ayrı bir konu…

Muhabarat bir dönem Mihrac Ural’ı ciddiye aldı…

Bu dönemde de Mihrac Ural, Acilciler içindeki muhaliflerini öldürmeye yöneldi.

Örgütün Muhabaratlaştırılmasına karşı çıkan Müntecep Kesici bunlardan bir tanesidir.

Müntecep’i “kazara” öldüren kişiye ne oldu?

Sorguya mı çekildi, kısa süre hapse mi girdi?

Hayır, hiç birisi olmadı.

Sağ olsun Muhabarat!

Müntecep’i başka arkadaşların öldürülmesi izledi.

Bir ülkede iyi saatte olsunlar’ın desteği olmadan öyle kolay kolay adam öldüremezsiniz.

Ihvancı (Müslüman Kardeşler’den) dersiniz, ihbar edersiniz, öldürürsünüz.

Mihrac Ural da yıllarca bunu yaptı.

Sonraki yıllarda Muhabarat’ın Mihrac Ural’ı fazla ciddiye almadığını söylerseniz, itirazım yoktur.

Adam boşuna mı Acilcilik’ten vazgeçmeye kadar geldi.

Çevresinde insan kalmadı da ondan…

Neden Arapların önderliğine soyundu dersiniz?

Yapamayacağını kendisi de biliyor.

Soyunur, ama giyinemeden ortada kalır.

Hep böyle oldu zaten…

Acilciler’in de liderliğine soyunmuştu…

İbrahim’in dediği gibi donuna varıncaya kadar aldık, çırılçıplak ettik…

Şimdi aklı sıra, “Türkiye’deki Arapların önderiyim” diye Muhabarat’ın gözüne girecek…

Palavra, hayatı palavra…

Bu herife inanacak kadar salak bir istihbarat örgütü olduğunu sanmıyorum.

Beşir Esad’ı cansiperane savunuyormuş…

Eli mahkum, başka ne yapsın…

Muhabarat’a ters düşemez, sessiz de kalamaz.

Hem maazallah, Suriye’de iktidar değişirse, paracıkları ne olacak…

Dün Suriye’de 121 kişi öldürülmüş…

Mihrac Ural çatlasa da patlasa da Esat gidicidir.

Ama şimdi ama bir yıl sonra…

İlk çok partili seçimde halkın desteği ne kadarmış göreceğiz…

Baas iktidardan düşecek…

Halkın üzerine ateş açan ve 1500 kadar kişiyi öldürenlerden de elbette hesap sorulacak…

Mihrac Ural bir süre sonra “Müslüman Kardeşler’e karşı değilim” diye ortaya çıkarsa şaşmayın…

Bu puşttan her şey beklenir…

Çıkarı neredeyse, oradadır.

Yeter ki paracıklarına bir şey olmasın…

İnanan çıkar mı dersiniz…

Bakın size gazetede okuduğum gerçek bir olay anlatayım…

Adana’da adamın birisi 500 kadar kişiyi dolandırdığı suçlamasıyla yakalanmış ve mahkemeye çıkarılmış.

Hakim sormuş:

“Utanmadın mı hiç?”

Adamın cevabı:

“Memleket keriz doluysa ben ne yapayım hakim bey!”

İşte böyle…

Ama ne çare ki, Mihrac Ural’a normal kerizler bile inanmaz artık…

İnanan olursa, iflah olmaz bir kerizdir.

Ne yapalım, Allah kurtarsın, deriz.

 

Not: Hafta sonuna kadar mekan değiştiriyorum. Bu nedenle dört gün kadar yazısız kalacaksınız. Ama dünden beri beş tane yazı konuldu siteye…