Şuanda 53 konuk çevrimiçi
BugünBugün2898
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10622
Bu ayBu ay10622
ToplamToplam10479046
iki ileti ve değerlendirme PDF Yazdır e-Posta


Önce Hasan Balcı’dan bana gelen 6.12.2008 tarihli iletiyi okuyun. Bunun altında benim bir gün önce yazılmış iletim yer alıyor. Hasan o iletiye cevap olarak yazmış.

Daha sonra bu iletilerin değerlendirilmesini okuyacaksınız.

 

6.12.2008de Hasan Balcı, en altta yer alan iletime cevaben şöyle yazmış:

Ayrıntılı mektubumdan da anlayacağınız gibi benden beklentisi bu çapulcu takımından bir örgüt yapmak ve bu örgütü benim buradaki ilişkilerine katmak, ve bana bunların başına geç diyor. Telefonda da çek bunların kulaklarını diyor . O bu başıboş takımına kendisinin de sözünü dinletemediğini biliyorum..

Benim için mihraç ural sayfası kapanmıştır. Bu işe girmem benim zararıma mı oldu ? asla deneyimlerimin üzerine tuğla daha koydum.

Engin abi ben böyle insanlar ile tuvalete bile gitmem Bu ve benzeri adamları değil devrimcilik insanların arasına salınmasına bile karşıyım. Kimin elinde bir devrimcinin kanı şu veya bu şekilde bulaşmışsa  Hesap verecektir.Tarih unutmaz .


sevgiler.

 



--- 05/12/08 Cuma tarihinde Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir  şöyle yazıyor:

Kimden: Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
Konu: mektuplar
Kime: Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
Tarihi: 5 Aralık 2008 Cuma, 6:45

Mektuplarini okudum. Kullanmak gibi bir dusuncem zaten olmaz da, olsaydi bile kullanabilecegim bir sey yok iclerinde.

 

Acil diye bir orgut olmadigi herkesin bildigi bir sey. Lazkiyedeki istedigi kadar varmis gibi gostermeye calisabilir, onemli degil.

 

Oner dedigin, Oner Odemis olsa gerek... Bana bir keresinde kufredip, oraya gelirsem gorursun, diye yazmisti. Ben de, o laflarini alir uygun bir yerine sokarim, gel, bekliyorum, demistim.

 

Ardindan tabii ses cikmadi.

 

Otekiler de oyledir. Bunlar ancak lokantada garsondan hesap sorarlar. Hayatlari palavradir.

 

Habere sevindim. Demek Mihrac Ural bir derginin kapagina beni koymus. Sagolsun. Hem itirafciyim hem de  devrimci harekette boyle isler yaparim. Sen de alemsin yani... Bu insanlar inansa ne olacak inanmasa ne olacak. Yakinda bir yazi daha yazip itirafciligi kabul edeyim bari. Fena olmaz. Ben itirafci olunca o devrimci katili, Muhaberat elemani olmaktan cikmiyor ki...

 

Bu ulkenin devrimci hareketi benim gibi 8-10 itirafci daha bulsa fena olmaz hani...

 

Aramizdaki isin tartisma olmadigini ben de biliyorum. Konu, bir suc makinesinin teshir edilmesidir.

 

Mihrac bu ise yaklasik bir yil once basladi. Hakkimda degisik insanlara aciklamalar gonderiyordu. Bana soylediler. Bunlari da genellikle Faiz adli bir hemsehrisinin sitesini kullanarak ve onun adina yapiyordu. Adamin haberi yokmus. Site ortak kullanildigi icin sifreyi biliyor.

 

Sonra is yogunlasarak devam etti. Taa gectigimiz yaz aylarina kadar...

 

Site mi istiyorsun birader, al sana uc site birden... Ve basladim! Mihrac da ciyak ciyak bagirmaya basladi. Bos kaleye gol atmak kolay, ama kaleci yerine gecince zor oluyor.

Insanlari yardima cagirdi. Sahte isimlerle bana elektronik postalar gonderdi. Bu isin durdurulmasini istedi.

 

Allah allah! Kac aydir akliniz nerdeydi arkadaslar? Herif aylarca konusup durdu. Hic birinizden ses ciktigini duymadim. Ben de baslayinca mi akliniz basiniza geldi?

 

Az sayida siteye yazi yazarim, onlarin sahiplerine benim siteden cikarilmam icin mektup yazdi, ciddiye almadilar. Eski orgut arkadaslarimizi dolasti, cogundan, acikca yazayim, siktir ol git cevabini aldi.

 

Ben bunlardan etkilenecek degilim. Normal olarak Acilcilerin ic meselesi olmasi gereken bir konuyu devrimci hareketin onune tasiyan ben degilim. Aylarca kimse herife ses cikarmadi, sonra da cikarilan sesi ben dikkate almam.

 

Ben amacima ulastim. Herifin derdi Acilcilerden ve HDOden artik kim kaldiysa onlarla birlikte orgut benzeri bir seyler yapmakti. Cogu insan buna yanasmazdi, biliyorum, simdi artik kimse yanasmaz. Devrimci hareket icinde de maskesi iyice indi.

 

Sen de zarar gordun, mu diyeceksin. Ne olacak ki, bende malzeme cok. Dahasi, neredeyse 39 yildir devrimci hareket icindeyim, bunun sadece 8 yili Acile ait. Hepsi kotu olsa ne yazar, ki degil de ustelik.

Benim adimi Acilcilerden silebilmesi mumkun degil. Hele de simdiden sonra...

 

Ben devam ediyorum Hasan. Acikcasi kimseyi yaptigimin dogruluguna ikna etmek gibi bir sorunum da yok.

 

Bana tesekkur etmen gerekmez. Bu yapilan normal insan iliskisidir. Insanlarin kisisel olarak yazdiklari onlara karsi ya da baska bir amac icin kullanilmaz.

 

Selamlar, gorusmek uzere...

 

Engin

 

 

 

Değerlendirme:

Öncelikle iletilerin tarihine dikkatinizi çekerim: 5-6 Aralık 2008 yani üç yıl önce…

Bu iletiler büyük ihtimalle polis izlemesine takılmıştır.

Nereden biliyorsun? Derseniz, şuradan:

Benim iletimde Ömer Ödemiş ile aramızda geçen bir konu anlatılıyor.

Tanımadığım, adını bile duymadığım bu şahıs bana ileti göndererek küfür ediyor, ben de cevabını veriyorum.

Sitede yayınlanan Ömer Ödemiş’in polis ifadesine bakacak olursanız, bu olayın kendisine sorulduğunu görürsünüz. Yani polis izlemesi daha öncedir.

Benim mesaj kendisini yeterince açıklıyor, ayrıca açıklamaya gerek yok…

Açıklanması gereken tek konu var.

Hasan Balcı bir süreden beri benim için „itirafçıdır“ diyormuş…

Benim açımdan herhangi bir mahzuru yok, desin…

İnanan da inansın, önceden söylediğim gibi canı cehenneme…

Burada cevaplanması gereken bir soru var:

Üç yıl önce benimle yoğun iletişim içinde olan ve bu iletişimi de bir yıldan fazla süre devam eden Hasan Balcı, o sırada bu durumu bilmiyor muydu?

Benim iletimden de görüleceği gibi, biliyordu.

Peki ne oldu da üç yıl önce bu konuda sesini çıkmayan Hasan Balcı bir süreden beri „Engin itirafçıdır“ demeye başladı?

Yeni bir şey mi öğrendi acaba?

Mümkün değil!

Öğrenmiş olsaydı, açıklaması gerekirdi.

Aslında yeni şeyler öğrendi ama bunlar negatif değil, pozitif yönde…

Benden kısa sure sonra yakalanan İbrahim Yalçın ile benden yaklaşık yedi saat once yakalanan İrfan Dayıoğlu yakalanma ve sorgu sürecini yazdılar.

Bir insan için onunla birlikte yakalananların ne söylediği önemlidir.

İkisinin de ne söylediği açık…

Zaten 1977 ve sonrasında da „itirafçı“ kelimesini bırakın telaffuz etmeyi, ima eden bile yoktu.

İnsan belirli bir konuda yeni bilgiler edinirse fikrini değiştirebilir. Ancak gördük ki, Hasan Balcı konu ile ilgili negatif bir şey öğrenmemiş.

O zaman fikrini neden değiştirdi dersiniz?

Açıklaması zor değil:

Fikir değiştirmesi, mahkeme sürecinin başlamasıyla aynı zamana rastlıyor.

Ya da „ben Engin’e de karşıyım ve bakın onun için ne diyorum“ mesajını vermek istiyor.

Ellerinde çok sayıda ileti bulunan polis ve hakimler kendilerinin aptal yerine konulmasına ne derler, bilemem.

Benim söyleyebileceğim tek şey var:

Hasan Balcı gerçekte kendisiyle ilgili bir açıklama yapmış oluyor.

Benimle ilgili bir şey söylemiş olmuyor, kendi karakterini ortaya koyuyor.

Direniş falan filan derler, azıcık tehlike gördüler mi de (tehlike de birazcık hapis cezası, işkence falan değil) her numarayı çekerler.

Durum budur…

Hasan’ın bütün iletileri bende bulunuyor ve bunların muhtemelen çoğunluğu da –tıpkı Mehmet Yavuz ve Ömer Ödemiş’in değişik adreslere gönderdikleri ve aldıkları iletiler gibi- polis izlemesine takılmış olmalıdır.

Benimle ilgili saptamalarına devam etmesini isterim.

Bakarsın hakimler inanırlar…

Benim için herhangi bir mahzuru bulunmuyor.

Hasan Balcı bana „itirafçı“ ya da başka bir şey demiş…

Desin, ne olacak ki…

Bu insanları biraz daha akıllı sanırdım, ama yanılmışım.

Baksanıza üç yıldır bir itirafçıyla baş edemediler.

Bir itirafçı hepsinin hakkından geldi…

Kafası normal çalışan bir insan, „biz ne biçim insanız, bir itirafçıyla baş edemedik“

diye düşünür.

Daha zamanları var, düşünsünler ve de düşünsünler tabii…