Şuanda 148 konuk çevrimiçi
BugünBugün3930
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11654
Bu ayBu ay11654
ToplamToplam10480078
vay canına 184! PDF Yazdır e-Posta


Bugün aslında başka bir konuda yazacaktım ama politik sürgünler ile ilgili toplantıya gittikten sonra yazayım daha iyi olur diye düşündüm.

Yukarıdaki rakama, 184’e bakıp da aklınıza hemen eski adlarımızdan birisi gelmesin…

Bir zamanlar adımız 184’lüklerdi…

TDAS 184 sayfa olduğu için…

Devrimci Yol bu tür isimlendirmeleri sever…

Mesela bir dönem Kitle adlı yayın organını çıkaran örgüt ikiye ayrılmıştı ve ikisi de aynı isimli yayın organı çıkarıyordu. Birisinin fiyatı 5 TL, ötekininki ise 7,5 TL idi.

Devrimci Yol da bunları Beşlik Kitle, Yedi buçukluk Kitle diye adlandırırdı.

Akıllarınca dalga geçecekler işte…

Bu durumda 12 Eylül’den birkaç ay sonra Devrimci Yol merkez kadroları toplu halde yakalanınca diğer sosyalistlerin söylediklerine de katlanmaları gerekti.

Bunlar çirkin şeyler ama bir dönem solda çirkinlik diz boyuydu…

Halen de ortadan kalkmış değil, sadece sol iyice zayıfladığı için o kadar görülmüyor.

Gelelim yazının başlığı 184’e…

2012 yılı bitiyor. Yıl değerlendirmesi yapmak için yazdığım yazılara şöyle bir baktım.

Kimisi burada yayınlanmış, kimisi başka yerde yayınlanmış ama duyurusu buraya konmuş, kimisi önce bir yayın organında çıkmış, sonra burada yer almış…

2012 yılında değişik konularda yazdığım her yazının haberi ya da metni burada var.

1 Ocak 2012 tarihli yazımı buldum. Bu yazıyla birlikte o günden bu yana 184 yazı yazmışım. Yıl sonuna kadar 200 olur mu bilmem, önemli değil, isterse 190 olsun…

Daha önce Mihrac Ural ile ilgili yazıların azalacağını söylemiştim. Gerçekten de öyle olmuş. Oran yüzde 50’nin biraz altına inmiş… Daha da inecek…

Kafasını kaldırdı mı, tokadımız hazır bekliyor…

İnsanları bu sefer de Suriye, Araplık ve özellikle Nusayrilik ve Alevilik üzerinden kafalamaya çalıştı ama olmadı.

Bu tip hayatta bir işi beceremez.

Hangi işi becermiş ki bunu becerecek…

Becermek gibi bir niyeti de bulunmuyor.

Maksat reklam yapsın ve cebini doldursun, başkaca derdi yoktur.

İnsanlar gülüyor ya da bir süre sonra artık gülmeye bile değer bulmuyor.

Bırakın savaşmayı bu herif kıçını bile kaldıramaz!

Camız bile bunun yanında zayıf kalır!

Keşke savaşsa ama ödü kopar…

Ben malımı bilmez miyim!

Yarınki yazımı da şimdiden yazdım ve siteye koyuyorum.

Artık Pazar akşamına kadar ben yokum…

Şubat ayının başında iki felsefe dersinin sınavı var ve bunların notlarını düzenlemeye ve çalışmaya şimdiden başlamak gerek.

Biriktirip sonra da bir-iki hafta çalışmakla olmuyor burada…

Birikmiş yazılar var, onları planlamalıyım.

Burada üç hafta noel tatili var…

Umarım bu zaman içinde planladığım her şeyi yapabilirim.

Facebook sayfası da var bu arada…

Facebook’a pek ısınamadım, arada bir yazıyorum işte…

Aslında biraz daha ısınmam gerekiyor.