Nebil Rahuma ile ilgili blogda

www.nebilrahuma-tarih.blogspot.com

Nebil ile ilgili olarak çok şey yazıldı. Hele de ilk kaçışı ya da Bayrampaşa Cezaevi’nden sahte tahliye ile kaçması konusunda yazılacak başka bir şey olmadığını düşünüyorduk.

Geçtiğimiz hafta Köln’de yapılan politik sürgünler konulu toplantıda bir arkadaş bana Nebil’in ilk kaçışının anlatımında bazı eksiklikler bulunduğunu söyledi. “Önemli şeyler değil bunlar” diye de ekledi.

Kim bu arkadaş derseniz, Nebil ile birlikte sahte tahliye ile kaçan Hacı Demirkaya…

Onun anlattıklarını aktaracağım. Ardından Nebil ikinci kez yakalandıktan sonra onunla birlikte bir süre aynı hapishanede kalan İbrahim Yalçın’ın Nebil’in kendisine söyledikleriyle ilgili görüşünü aktaracağım.

Hacı Demirkaya şunları söyledi:

“Bedri Yağan’ın kimliğiyle ya da onun yerine geçerek kaçan benim. Nebil de Kurtuluştan bir arkadaşın yerine kaçtı.”

Okura durumu daha iyi anlaması için sahte tahliyenin nasıl yapıldığını anlatayım:

Diyelim siyasi koğuşta iki kişinin tahliyesi gelmiş. Bu kişiler kalıyorlar, onların yerine ağır ceza alacakları kesin görünen başka iki kişi geçiyor. Öyle hemen serbest bırakmıyorlar. Kişinin kimlik bilgilerini kontrol ediyorlar. Ana adı, baba adı, doğum yeri ve tarihi gibi kimlik bilgilerini soruyorlar ve doğru cevaplandırırsanız bırakıyorlar. Bu nedenle sahte tahliye olacak olanlar yerine geçtikleri kişinin kimlik bilgilerini ezberlerler.

Hacı’nın anlattığına göre tahliye sırasında başına başka bir şey geliyor: soruları doğru cevaplandırıyor, ardından cezaevi müdürü, şurayı imzala, diye bir yer gösteriyor. Bunu hiç düşünmemiş olan Hacı imzayı atıyor. Müdür, yeniden imzala, diyor. Yeniden imzalıyor. Müdür, imzalar tutmuyor, diyor. Hacı da, “ilk defa cezaevine giriyorum, aklım başımda mı, öyle bir imza atmışım işte” diyor.

Müdür de “iyi o zaman, git” diyor.

Dışarıya çıktıklarında Hacı İstanbul’u bilmediği için Nebil ile birlikte hareket ediyor. Nebil onu işçi ve çocuklu bir ailenin evine götürüyor. Bir süre sonra güvenlik nedeniyle Nebil başka yere gidiyor.

Hacı, “sizinkilerde iki hafta kadar kaldım, sonra bizimkilerle temas sağlandı ve ayrıldım” dedi.

İbrahim Yalçın ise Nebil’in kendisine Bedri Yağan’ın yerine kaçtığını aktardığını hatırlıyor. Ek olarak, ikisi dışarı çıktıklarında okul kavgasından gelen sağ ve solcular tahliye olduğu için kavga çıkmasın diye bir polis minibüsünün kendilerini alarak Aksaray’a bıraktığını da söylüyor.

Hacı ise böyle bir şey hatırlamadı.

Nebil’in Hacı’yı İstanbul’daki evlerden birisine götürdüğü ve bir süre orada kaldığı konusunda İbrahim’in bilgisi bulunmuyor. Olabilir, ben bilmiyorum, diyor.

Gizli tutulması gereken bir konu, Nebil kimseye söylememiş olsa gerektir ve bu da normaldir.

Hacı son olarak şunları ekledi:

“Kırsalda olduğum için Nebil’in öldürüldüğünü ancak yeniden hapishaneye girince öğrendim. Çok üzüldüm. Samimi, temiz ve atak bir arkadaştı.”

Nebil Rahuma’nın kaçışındaki farklı bilgiler önemli değil, küçük şeyler.

Önemli olan ikisinin de kaçması, kaçış sırasında ya da kısa süre sonra yakalanmamaları…