Şuanda 69 konuk çevrimiçi
BugünBugün4269
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11993
Bu ayBu ay11993
ToplamToplam10480417
acilciler külliyatı PDF Yazdır e-Posta


Sol İçi Şiddet ve Nebil Rahuma Olayı ile başladık. Bu kitap Acilciler Külliyatı denilebilecek ve kaç taneden oluşacağı şu anda bilinmeyen bir dizinin başlangıcı olarak görülebilir.

İkinci kitap hazırlanıyor: Mehmet Koç.

Hem kendisiyle yapılan uzun söyleşi bu kitapta yer alacak hem de solun değişik örgütlerinde bulunan ve kendisini tanıyanların yazıları bulunacak...

Nebil Rahuma genç yaşta öldürüldüğü için hakkında yazılabilecekler sınırlıydı.

Mehmet Koç’un yaşamı ise çok yönlü bir özellik gösteriyor.

Arkadan gelecek planladığımız kitaplar var.

Bunlar da örgütsel tarihimizi içeren kitaplar olacaklar ama nasıl yazılacakları biraz da yazıldıkları zamana bağlı olacak… Genel olarak kişisel yaşamla örgütsel yaşamı birlikte anlatan kitaplar olacaklar denilebilir.

Kişisel yaşam atlanarak örgüt yaşamı anlatılmaz.

Şunu yaptı, şu eyleme girdi, şu tarihte yakalandı temelinde bir anlatım olsa olsa devrimci kronoloji olur, başka bir şey olmaz.

Böyle yazılan anı kitapları da var: sadece olaylar var ve insanların anılardaki yeri olaylar bazında önem kazanıyor. Bunun dışında yok gibiler.

Biz böyle yapmayacağız.

A kentinde dört kişi varsa ve dördü de aynı dönemi anlatırsa, benzerliklerin yanı sıra önemli farklılıklar da içeren bir metin ortaya çıkar. Hepsi aynı olayları yaşamış olabilir, ama kişisel yaşam farklı olduğu için bakış açılarında da farklılıklar olacaktır.

Bunun zor bir iş olduğunu ve herşeyden önce yöntem bilgisi gerektirdiğini biliyorum.

Türkiye Devriminin Acil Sorunları’nı da yeniden basmamız gerek...

Bu broşür 1975-80 döneminin önde gelen metinleri arasında sayılıyor.

Başına bir çeşit güncelleme bölümü eklenmesi gerekir.

Bir de içindeki yoldaş kelimesini çıkarmak gerekir.

1970’in devrimcileri arasında yoldaş kelimesi kullanılmazdı. Bu bakımdan “Mahir Çayan yoldaş” gibi bir ifade yanlış değildir, ama dönemin özelliğine uymaz. Kaldı ki, bu kadar önemli bir metin üzerinde oynamak da doğru değildir.

Sadece Mahir Çayan’ı tanıdığım için değil, o dönem kullanılmadığı için de “Mahir Çayan yoldaş” demedim. Başka bir dönemde böyle demek daha uygun olur diye yeni bir baskısına böyle ekleme yapmak doğru değildir. HDÖ’lü arkadaşlar zararsız ama yanlış bir iş yapmışlardır.

Bu sitedeki yazı sayısı 2000’e yaklaşıyor ve bunlardan da epeyce yazı malzemesi çıkacaktır.

Aynen yayınlamaktan ziyade tasnif etmek, belirli bölümleri çıkarmak, düzenlemeler yapmak türünde bir yazım daha iyi olabilir.

Önemli bir konu, Acilciler’deki kadınlardır. Kadınların bu örgütteki konumlarının dikkat çekici olduğunu bana Kurtuluş’tan bir kadın söylemişti. Kadınlar bütün örgütlerde vardı ama sorumlu konumdaki kadın sayısının fazlalığı bize özgüydü.

Önemli bir konudur. Biz büyük kent örgütüyüz. En az 15 kentte örgütlüydük ama asıl temelimiz büyük kenttedir. Örgüt Ankara’da kurulup gelişmiş, büyük 1977 çıkışında da İstanbul önemli rol oynamıştır.

Beklenebileceği gibi, büyük kentlerden küçüklere doğru gidildikçe kadınların örgütteki yeri de geri plana gitmeye başlar.

Bunları şu anda birlikte bulunan arkadaşlarla hayata geçirebiliriz.

Bunu yapabilecek kapasitemiz var.

Başka arkadaşlar da bu çabada yer alırlar mı, bilemem.

Kimseye kapalı değiliz, ama sürekli çağrı yaparak kimseyi bekleyecek de değiliz.

Sonuçta önemli olan planlananı yapabilmektir.

Her yapılanın içinde mutlaka hata ve eksik bulunur.

Bunları azaltmaya çalışmak gerekir ama kaçınılmaz olarak bulunurlar.

Bazı insanlar dikkatlerini sonuçta yapılanın değil de hata ve eksiğin üzerinde yoğunlaştırırlar.

Hata ve eksik yapılan işin dışında değildir, yapılana dahildir.

Onları tasfiye edersen, geriye yapılan da kalmaz.

Bunu anlamamak, bir iş nasıl yapılır konusunda temel bilgilere bile sahip olmamak anlamına gelir.

Solda çürüme had safhada...

Geçmiş değerlendirmesinde ve yansıtılmasında da durum pek farklı değil...

Sadece bizim çabamız durumu değiştirmek için yetmez...

Olabildiği kadar etkili olmaya çalışacağız...