Çoğunluk olmak ya da çok olmak eğer o çokluk kendi içinde zıt parçalara bölünmüşse ve o parçalar bırakın birlikte hareket etmeyi, bir araya bile gelemiyorlarsa ne anlam taşır?

Emekçiler ya da isterseniz işçiler deyin toplumun büyük çoğunluğunu oluşturuyor, ama bundan ne çıkar? Az çok bütünsellik gösteriyorlar mı, hayır. Farklı kesimler arasında kopukluk ve hatta düşmanlık var mı; evet, var. Bu durumda çoğunluk yoktur ya da çoğunluk sadece görünüştedir.

Siz insanların genellemelerle konuşmalarına bakmayın. Biz sosyalistler, biz Marksistler, biz devrimciler, biz Aleviler, biz Araplar falan filan…

Aranızda birlik var mı, yok. Birlikte hareket edemiyorsunuz ve bırakın birlikteliği, aranızda ciddi düşmanlıklar da var. O zaman çoğunluk olsan ne olur, olmasan ne olur?

Bu veya benzeri genel belirlemelerle karşılaştığınız zaman ilk yapacağınız iş, hangisi, diye sormak olmalıdır.

Önce şu genellemeyi tarif et bakalım…

Mesela biz Aleviler diye bir belirleme ancak çok genel anlamda dikkate alınabilir.

Hangi Alevi?

CHP’nin Alevisi mi, MHP’li Alevi mi, AKP’nin Alevisi mi, ilerici Alevi mi; hangisi?

Geçen hafta sonu katıldığım televizyon programı öncesinde sohbet ederken beni başka programlardan tanıyan Demokratik Aleviler adlı örgütten bir arkadaş, “gün gelecek herkes Alevi olacak” dedi.

Ben de, “Bu Alevilikten ne anladığına bağlıdır” dedim.

“İnsanı kamil anlamında söylüyorum” dedi.

İnsanı kamil Aleviliğin önemli bir ilkesi ama Alevilik bundan ibaret değil ve dahası insanı kamil’den ne anlıyorsun?

Gelişmiş insan, ne demek?

Örneğin Nietzsche’ye göre; insan, hayvanla üstün insan arasında kalan bir ara aşamadır. İnsanlıktan kurtulmak ve üstün insana varmak gerekir.

Bu da bir çeşit insanı kamil anlayışıdır.

İnsanı kamil, insana düşman olmaz ama gerektiğinde onu ciddiye de almaz.

Yalnızlıktan korkmaz ve yalnız ilerlemesini de bilir.

Sonuçta insanı kamil deyince ne anlıyorsun, önemli olan budur.

İnsanı kamil hakk’a ulaşan ise, benim hakk’ım yok, dolayısıyla öyle bir sorunum da yok.

Bir zamanlar Miro (kısaca MU da diyebilirsiniz, Mihrac Ural ya da MUhabarat) ikide bir “biz Hataylılar” derdi.

Hangi Hataylılar?

Yıllarca çok şeyi bilmelerine rağmen seslerini çıkarmayan Hataylılar mı?

Bunlar benim gözümde beş para etmez, alayını toplasan tek kişi etmez.

Bunlar henüz insan aşamasına bile ulaşamamış tipler…

Evrimleri eksik kalmış demek daha doğru olur.

Yoksa bize destek olan Hataylılar mı?

Sık sık “çok iyi bir iş yaptınız” diyen Hataylılar mı?

Bu iki kesim birbirinden hayli farklıdır.

Genelleme yaptığınızda ise hepsini bir araya toplarsınız ve muhtemeldir ki ancak cahilleri kandırabilirsiniz.

Küçükten büyüğe gelişmeyi başaramıyorsan ve mutlaka büyükle başlamak istiyorsan, hiçbir zaman başlayamayacaksın demektir.