igrenclik her yerde

var. Maalesef bizim eski örgütümüzden doğan Acilcilerde de HDÖde de iğrençlik diz boyu...

Olaylar ortaya çıkıyor. Eksik kalan Ziya'nın eşi Emine'nin durumu... Kadının Nebil ile ilgili açık bir suçlaması var.

O da mı bu tezgahın içindeydi?

Bu kadar şey öğrendikten sonra insan "bu kadarı da olamaz" diyemiyor.

Öldürmenin her durumda açıklaması yok. Öldürmenin dönüşü de yok. Bu nedenle, devrimci bir örgüt, kendi saflarında bulunan ve polis olduğu ortaya çıkmış olanlar dışında kimseyi öldürmez. Başka cezalar verir. Örgütten atar, tecrit eder ya da benzeri işlemler yapar.

Gün gelir de bunların yanlış olduğu ortaya çıkarsa, durumu açıklar, kişinin itibarını iade eder, hatasından geri döner.

Kişi öldürülmediği için hatadan dönmenin somut bir karşılığı da vardır.

Sosyalist hareketin tarihinde bu tür olaylar hayli sık yaşandı. Yaşayanların itibarı iade edildi. Aynı şey hakkında haksız karar alınan öldürülenler için de yapıldı ama ne yazık ki artık hayatta değillerdi.

Tekrar ediyorum: Bir örgütte bulunan kişinin polis olduğu ortaya çıkmadıkça öldürülmesi yanlıştır.

1978'de Mihrac Ural'ın polisle anlaşarak Nebil'i yakalattığını ve bu durumun ortaya çıkmaması için de yine polis tarafından uygun bir ifade hazırlandığını bilseydik, bu herifi öldürürdük.

Bu yaptığımızı da bugün savunurduk.

1974-82 arasında bu örgütün en tanınan insanıydım ve açıkçası artık yüzüm kızarmaya başladı...

İğrençlik her yerde...