Şuanda 62 konuk çevrimiçi
BugünBugün4627
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12351
Bu ayBu ay12351
ToplamToplam10480775
Gereksiz bir darbe tartışması... PDF Yazdır e-Posta


Neredeyse herkes Mısır’daki askeri darbeyi konuşuyor; büyük bölümü darbeyi kınıyor, bir bölümü savunuyor. 

Mısır apayrı bir ülke… İslam’ın temel ülkesi, nüfusunun yaklaşık yarısı okuma yazma bilmiyor, ekonomik olarak da Türkiye’ye göre oldukça geri durumda…

Bize en benzeyen yanları orduları… Mısır ordusu, yapılan bir hesaplamaya göre, gayrı safi milli hasılanın yüzde 30’unu kontrol ediyor. Ekonominin ve toplumsal yapının içine o denli girmiş durumda… Bizde OYAK en güçlü olduğu dönemde bile böylesine etkinliğe sahip değildi.

Mısır’daki darbe neden tartışılıyor?

Bizde darbe tehlikesi mi var?

Hayır, yok!

AKP sözcüleri sürekli olarak ülkedeki vesayet rejimini kaldırdıklarını, generallerin ve ordunun gizli örgütlenmelerinin ortaya çıkarıldığını, Ergenekon denilen bu örgütlenmenin önemli oranda tasfiye edildiğini söylemiyorlar mıydı?

Ek olarak, AKP, eski Ergenekon’un yerine kendisine ait olan yenisini kurmadı mı?

Eskiden ülkede bu kadar olay olduğunda ordunun üst kademesinden mutlaka ses çıkar, Genelkurmay Başkanı ya da generallerden birisi yorum yapardı.

Şimdi tık çıkmıyor.

O halde bu darbe tehlikesi de nereden çıktı?

Tartışılan Mısır’daki darbe değil, bizimle ilgili sorunlardır.

İnsanımız boş işlerle uğraşmayı sever. Bir şey yapmaz ama yapıyormuş gibi yapar…

İnternetteki darbe kınamaları da buna benziyor.

Mısır’daki darbe kınanıyor ve Mısır’daki halkın da mutlaka bundan fazlasıyla haberi oluyor!!

AKP demokratlık görünümü altında ortaya bir şey attı ve insanlar da düşünmeden üzerine atladılar.

AKP’nin gerçekte yapmak istediği, Cumhuriyet tarihinin en büyük halk hareketi olan, Gezi Parkı’ndan başlayarak ülkeye yayılan eylemliliği gözden düşürmektir.

Eylem yapmayın, yoksa Mısır’da olduğu gibi ordu müdahale edebilir; denilmek isteniyor.

Seçimle gelen seçimle gitmelidir anlayışı çerçevesinde söylenilmek istenilen şudur:

Parlamenter demokrasi seçim sandığı demektir. Oradan bir hükümet çıkar. Bu hükümete karşı isen sonraki seçimi beklemek zorundasın!

Hayır! Seçim kazanmak dört yıl boyunca istediğini yapabilirsin anlamına gelmez.

İnsanların görüşlerini, tepkilerini dikkate almak zorundasın.

Dikkate almazsan eylem yapmak, direnmek doğal hak durumuna gelir.

Demokratik denilen ülkelerde de aynen böyledir.

Hiçbir hükümet, biz çoğunluğu temsil ediyoruz, diyerek istediği gibi hareket edemez.

Tepkileri dikkate alır, kendini düzenler.

İtiraz edenleri, eylem yapanları “darbeci” olarak suçlamak da kimsenin aklına gelmez.

Bir ülkede askeri darbe olmamasının en büyük güvencesi iyi işleyen bir demokratik sistem ve örgütlü halktır.

Yasama-yürütme-yargının büyük oranda hükümetin elinde toplandığı bir ülkede iyi işleyen bir parlamenter demokrasiden söz edilemez.

Parlamenter demokrasiyi kurallarına göre işletmek yerine, “darbe kınaması” yapmak da bize özgüdür.

O da doğru dürüst yapılsa bari…

1974 yılında Nisan ayında Portekiz’de Salazar diktatörlüğünü devirerek Karanfil Devrimi olarak anılacak süreci ordu başlatmamış mıydı?

Mısır tarihindeki en ilerici yönetimin başı olan Nasır darbeyle işbaşına gelmemiş miydi?

Saddam ve Esad da hem subaydılar ve hem de askeri darbeyle işbaşına gelmişlerdi.

Afrika ülkelerinden de çok sayıda örnek verilebilir.

1960’lı ve 1970’li yıllar başka bir dönemdi.

Bağımsızlığını yeni kazanmış eski sömürge ülkelerde yönetimler askeri darbe sonucu değişirdi. Darbe ya SSCB yanlısı ya da ABD yanlısı olurdu, ortası yoktu.

Süveyş Kanalı’nı millileştiren ve değişik anti-emperyalist önlemler alan Nasır’ı darbeyle işbaşına geldiği için kınayalım…

Portekiz’deki Karanfil Devrimi’ni de kınayalım…

Farklı dönemlerin ve ülkelerin örneklerinden hareket ederek de bizdeki halk hareketine karşı duralım…

AKP’ye bağlı işadamlarının Mısır’da özellikle tekstil sektöründeki büyük yatırımlarını, bu nedenle bu ülkede siyasi istikrar istediklerini, her çeşit karışıklıktan çekindiklerini bile görmüyorsunuz.

Ve iki ülkede birden AKP’yi korumaya çalışıyorsunuz…

Bir şey söyleyeyim mi?

Haklısınız, siz darbeci değilsiniz.

Siz hiçbir şey değilsiniz…

Demokrat olduğunuz için değil, bu nedenle darbeci olamazsınız.