Okur daha önceki yazılardan 1977-78 yıllarında hapishanelerden Belma Gürdil’e yazdığım mektupları kitap olarak yayınlayacağımı biliyordur. Olur ya unutmuş ise bu vesileyle hatırlasın…

Mektuplar bilgisayara geçirilmiş olarak hazırdı, kapak fotoğrafı da tamamdı ve derken fikir değiştirmek zorunda kaldım.

Yayınlama konusunda değil, bu mektupları yayınlayacaktım. Sonuçta bunlar hayatımın önemli bir döneminde kendimle yaptığım konuşmaları içeriyordu ve bunları yayınlamak her şeyden önce kendime ödemem gereken bir borçtu.

Kitap olarak yayınlamaktan vazgeçtim.

Yayıncı açık olarak durumu söyledi: “500 satan kitap, sattı sayılıyor. Geçen yıl 500 bastığım kitapların yarısı daha duruyor. Bu kitabı da 500 bilemedin 700 basacağız.“

Düşündüm ve kendime sordum: değer mi?

Bunun yerine güzel bir blogda bu mektupları değişik ressamların tablolarıyla süsleyerek okuyucuya sunmak daha iyi olmaz mı?

Çok daha fazla insan okur ve ek olarak da kitabın asla ulaşamayacağı ülkelerden bile insanlar okur.

2005 yılında 1989 - Berlin Duvarı adlı kitabım çıkmış ve 2000’lik baskı ancak dört yılda tükenmişti. Meğer bu bile büyük başarıymış!

Yazın’ın 25 Yılı vesilesiyle çıkan ve içinde 48 yazarın yer aldığı kitap ise pek satmamış, tersi beklendiği halde…

Bugün durum eskisinden daha iyi değil, tersine kötü…

O zaman böyle yapmakta yarar var kararına vardım.

Mektuplar her hafta pazartesi günleri yayınlanacak…

Bazı haftalar tek uzun mektup, kısa mektupların olduğu haftalar ise birkaç tanesi birden yayınlanacak.

Bu hafta Giriş bölümü yayınlanıyor ardından 83 mektup var.

Bakalım ne zaman biter.

Aşağıda ilgili blogun linkini veriyorum.

Bu ne sürat gibi bir soru sormayın. Ben kanında Acilcilik olan bir adamım ya da karar verdim mi hemen yapmaya yönelirim.

İyi okumalar…

http://enginerkiner-mektuplar.blogspot.com