Şuanda 81 konuk çevrimiçi
BugünBugün4644
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12368
Bu ayBu ay12368
ToplamToplam10480792
Paralel devlet yoktur! PDF Yazdır e-Posta


Recep Tayyip Erdoğan’ın politik başarılarından bir tanesi, kullandığı kavramların herkes tarafından da kullanılmasını sağlaması ve böylece politik söylemi belirlemesidir. Buna diskurs da deniliyor ve diskurs’u belirleyebilmek, herkes sizin istediğiniz gibi konuşmasa bile, genel çerçeveyi belirleyebilmek demektir. Önemli olan sizin söylediklerinizin bire bir tekrarlanması değil, verili politik ortamda tartışmanın genel çerçevesini belirleyebilmenizdir.

Paralel devlet konusu bunun son örneğidir.

RTE, Fettullah Gülen hareketiyle özdeşleştirilen paralel  bir devletin varlığından ve bunu tasfiye edeceğinden söz ediyor. AKP muhaliflerinin önemli bölümü de aynı söylemi kullanıyor. Hatta Kürt sorununda çözümsüzlüğün sorumlusunun paralel devlet olmasından, Paris katliamını onların yapmasından söz ediliyor. Çok sayıda olumsuzluk paralel devlete yükleniyor. Bu şekilde AKP’nin icraatlarının –Kürt hareketinin de katkısıyla- belirli oranda temizlendiği görülüyor. AKP tümüyle temizlenemeyecek kadar kirlidir ve zaten kendisinin de böyle bir isteği bulunmuyor. Amaç, mevcut politik ortamda ana hedef olan Cemaat’in tasfiyesi için destek toplamaktır ve bunda başarısız oldukları da söylenemez.

Türkiye’de paralel devlet yoktur!

İlk olarak, kullanılan kavram yanlıştır.

Paralel adıyla geometrik bir kavram kullanıyorsunuz. Bu durumda, nasıl ki “dört kişi bir üçgen oluşturuyordu” diyemezseniz, paralel devlet de diyemezsiniz.

Paralel, aynı yönde ve birbirinden ayrı olmayı ifade eder.

AKP ile Gülen Cemaati ne zaman ayrı oldular? Tek bir bütün olmayabilirler ama yıllardan beri önemli oranda iç içeydiler.

Cemaatçi oldukları gerekçesiyle görevden alınan bu kadar emniyet müdürü, polis ve öteki devlet memurları AKP’ye rağmen mi devlet kadrolarını doldurmuşlardı?

Hayır, tersine, AKP’nin onay ve desteğiyle devlete dolmuşlardı.

AKP hükümette bulunduğu 11 yıl boyunca devlette kendisine ters düşebilecek hemen herkesi tasfiye etmeye çalıştı. Tasfiye etmek kolay, ama yerine kimi koyacaksınız?

Devlet kadrosu çabuk yetişmiyor. Cemaat bu dönemde devletten uzaklaştırılanların boşluğunu doldurdu. Bu durum AKP’nin de işine geldi. Sonuçta devlet kadrolarından uzaklaştırılanlar Cemaat elemanlarına göre AKP’ye daha ters olan kişilerdi.

Aradan 11 yıl geçti, AKP kendi kadrolarını yetiştirdi ve artık savaş başlayabilirdi.

Görevden alınan Cemaat kadrolarının yerine AKP’nin kadroları getiriliyor.

Paralel devlet üzerine iki soru sorulsa altından kalkılamayacak çeşitlemeler yapmanın gereği bulunmuyor.

Durum özet olarak budur!