Şuanda 363 konuk çevrimiçi
BugünBugün5785
DünDün3402
Bu haftaBu hafta13509
Bu ayBu ay13509
ToplamToplam10481933
Kırım'da referandum PDF Yazdır e-Posta


Kırım’ın Rusya Federasyonu’na bağlanması için yapılan referandum sonuçlandı. 1,8 Milyon kişinin katıldığı referandumda yüzde 93 evet oyu çıktı.

Önce bazı rakamlar:

Kırım’ın nüfusu 2,3 Milyondur. Sivastopol kenti Kırım yarımadasında bulunmakla birlikte doğrudan Kiev’deki yönetime bağlıdır. Burasının da nüfusu 380 bin kişidir.

Nüfusun bileşimi şöyledir:

Ruslar yüzde 60

Ukraynalılar yüzde 25

Kırım Tatarları  yüzde 12

Anadil olarak ise yüzdeler şöyledir:

Rusça   yüzde 77

Ukraynaca   yüzde 10

Kırım Tatarcası   yüzde   11

Kırım Ukrayna içinde özerk bir bölgeydi, sadece Sivastopol doğrudan Kiev’deki yönetime bağlıydı. Bu kentte büyük bir Rus savaş filosu da bulunuyor.

 

Referandum üzerine iki görüş

Bir görüşe göre, referandum meşrudur. Bir halkın nerede yaşayacağını belirlemek gibi bir hakkı bulunmaktadır.

Kırım’da Rusların yoğunluğu ve Rusçanın etkinliği dikkate alındığında, ek olarak da yüksek evet oranı değerlendirildiğinde, bu görüş uluslar arası antlaşmalar bakımından yerindedir denilebilir. Tek eleştiri konusu, referandumun kısa sürede yapılması ve farklı görüşe sahip olanların yeterli propaganda imkanı bulamamış olmasıdır. Ek olarak bu referandumda uluslar arası gözlemcilerin de yer alması gerekirdi. Almanya’dan kendi insiyatifiyle giden bazı gözlemciler oldu ama bunlar resmi değillerdi ve herhangi bir olumsuzluk gözlemlemediklerini açıkladılar.

İkinci görüşe göre ise, devlet sınırlarını değiştiren bu referandum meşru değildir ve referandum sonucu da bu nedenle tanınmayacaktır.

Bu gerekçe hiç yerinde değil…

Eğer devlet sınırlarının değişmemesinden söz ediliyorsa, 1990 sonrasında SSCB’nin ortadan kalkmasıyla birlikte çok sayıda devlet ortaya çıktı: Estonya, Letonya, Litvanya, Beyaz Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Ermenistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Moğolistan gibi… (Arada saymayı unuttuğum da olabilir.)

Daha sonra Çekoslovakya referandumla ikiye bölündü: Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak…

Yugoslavya dağıldı ve Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya’ya ayrıldı. (Burada da eksik sayıyorum ama önemli değil…)

Güney Sudan adlı yeni bir ülke ortaya çıktı…

Bu örneklerin tümünde ulusal devlet sınırları değişti ve yeni devletler ortaya çıktı.

Kırım zaten özerk bölgeydi. Bu bölge halkı referandumla Rusya Federasyonu’na katılmaya karar verince neden olmasın?

Bağımsızlık da ilan edebilirlerdi ama Rusya’nın ve Rusçanın böylesine etkin olduğu bir yerde katılmayı daha uygun bulmuşlar.

Ukrayna kritik bir ülke… Bu ülkede batı yanlısı bir yönetim demek, Rusya Federasyonu’nun çevrilmesinde büyük bir adım atılması demek… Bu nedenle de RF yönetimi Ukrayna üzerinde sonuna kadar ısrar edecektir.

Batı ise Kırım’daki referandumu tanımayacaktır.

Tıpkı Gürcistan’a bağlı Osetya ve Abhazya’da artan RF etkinliğini tanımadıkları gibi…

Kırım konusunun Rojava için kötü bir örnek olduğunu belirtmek gerekir.

Eğer Rojava’da bağımsız devlet kararı çıksaydı uluslar arası hukuk açısından –tanınır ya da tanınmaz orası ayrı- daha tutarlı olunurdu. Suriye içinde özerk bölge olmanın tutarlı tarafı bulunmuyor çünkü özerk bölge ancak içinde yer alınan ülkenin merkez yönetiminin –Suriye’de o da ne kadar varsa- tanımasıyla mümkündür. Merkez yönetim tanımadan siz o özerk bölgeyi tanırsanız, o ülkeyi tanımıyorsunuz demektir.

Bu nedenle de Rojava’yı Güney Kürdistan bile tanımadı.

Rojava’nın bölge için örnek oluşturması ise pek mümkün gözükmüyor. Yaklaşık iki milyon nüfusla ve Suriye nüfusunun yüzde 8-9’uyla örnek olmak pek mümkün değildir.

Bölge halkı bir karar vermiş ve bu kararla kendi geleceğini çizdiğini düşünmektedir, ama tanınmaları mümkün gözükmüyor, hele de Kırım’dan sonra…

Fırsatı değerlendirip fiili bir durum yaratabilirsiniz ama mesele bu durumun yaratılmasıyla bitmiyor. Uluslar arası antlaşmaları dikkate almayabilirsiniz ama o zaman tanınmayı istemek de bu antlaşmaları dikkate almak değil midir?

Kırım konusu kendi kaderini tayin hakkının kağıt üzerindeki ilke ve uygulanabilir ilke olarak ikiye ayrıldığını gösteriyor. Bu tür haklar sürekli olarak güçler dengesi temelinde gerçekleşir veya gerçekleşmez.

Kırım referandumunun Ukrayna’daki Rusya Federasyonu yanlısı yönetimin düşmesine misilleme olarak yapıldığı ortada… Kırım’da deniz üssü nedeniyle zaten çok sayıda RF askeri gücü bulunduğu için Kırım’ın RF’e katılması hem nüfus hem de alan olarak fazla anlam taşımayabilir. Asıl anlam, Ukrayna’daki krizin derinleştirilmesi ve Batı yanlısı şimdiki yönetimin zayıflatılmasıdır.

Benzeri referandumlar başka ülkelerde de gündemde…

İtalya’da Venedik’te bağımsızlık için referandum yapılıyor. Venedik yıllarca kent-devleti olarak bağımsızdı.

İngiltere’de Galler için referandum konusu sürekli savunuluyor.

Bask için keza öyle…

Başka bölgeler de çıkabilir.

Usulüne göre yapıldıktan sonra sonucu tanımak gerekir…