Şuanda 312 konuk çevrimiçi
BugünBugün5731
DünDün3402
Bu haftaBu hafta13455
Bu ayBu ay13455
ToplamToplam10481879
Kim korkmuş idamdan! PDF Yazdır e-Posta


Lafı bol icraatı az bir halk olduğumuz ve yaşadıklarımızdan bir türlü öğrenemediğimiz son idam tartışmasıyla bir kere daha görüldü.

Benim kuşağım sosyal olaylar konusunda “sallandıracaksın birkaç kişiyi, bak bir daha yaparlar mı” söylemiyle büyüdü.

Üç devrimciyi, Deniz-Yusuf-Hüseyin’i astılar ve daha sonra eminim asılmalarını isteyenler bile pişman olmuşlardır. Pişmanlıklarının nedeni, üç devrimcinin sembol olmalarıdır, ölümsüzleşmeleridir.

Bunu beklemiyorlardı, tersini bekliyorlardı, ama olmadı.

İdam kararlarını veren mahkemenin başkanı olan Ali Elverdi de yıllar sonra öldüğünde lanetlenerek gömüldü.

Bu idamların kimseyi korkutamadığı 1975-80 döneminde fazlasıyla görüldü.

12 Eylül yönetimi yeniden idamlara başladı. Soldan, sağdan ve adli hükümlülerden insanlar asıldı.

Korkan mı oldu, hayır!

Daha sonra Avrupa Birliği şartları uyarınca idam cezası kaldırıldı. Yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası konuldu. Bu cezayı alan herhangi bir aftan yararlanamıyor ve tahliye olması için –bildiğim kadarıyla- 40 yıl kadar yatması gerekiyor.

O zamana kadar sağ kalırsa tabii…

İnsanlar kafalarına inandıkları bir düşünce koydular mı, idamdan veya öldürülmekten korkmazlar.

Denilebilir ki, idam cezası öncelikle siyasi olmayan bir olay nedeniyle tartışılıyor.

İdamın bu tür olayları engellediği hiçbir ülkede görülmemiş.

Dünyanın en fazla idam cezası verilen ülkeleri Çin, İran ve ABD’dir.

Ne oluyor, suç oranı mı azalıyor? Hayır!

Bu konuda herhalde en güzel örnek İngiltere’dendir.

Hangi yüzyılda hatırlamıyorum, bu ülkede hırsızlara idam cezası veriliyor ve ceza da izleyicilerin önünde infaz ediliyormuş.

Yankesiciler de idamı izleyen müşterileri çarparak iyi iş tutarlarmış!

Hırsızlıktan insanlar idam edilirken onları izleyenleri çarpmak…

Yakalansa muhtemelen hemen idam edilecek ama kimin umurunda!

Çok az insan yaptığı işin sonuçlarını hesap ederek sonuçları ağır olabilecek bir işe girer.

Cinayet genellikle böyledir, tecavüz böyledir.

Planlanmış olanları da bulunmakla birlikte karar genellikle kısa süre içinde verilir.

Daha ayrıntılı düşünenler arasında ise, ölümden korkmayanlar da vardır.

Uzun lafın kısası; idam konusu boş bir tartışmadır.

Kim korkmuş idamdan!

 

Not: Bu satırların yazarı da idamla yargılanmıştı ve birlikte yattığım insanlar bilir, umrumda bile değildi. Yargılanılan madde ciddi: 146/1 ya da devlet düzenini zor yoluyla değiştirmeye teşebbüs… Üst sınırı idam, alt sınırı müebbet hapis; başka alternatif yoktu.

O yıllarda çok sayıda devrimci bu maddeden yargılanacaktı.