Böyle bir açıklama şu ana kadar olmadı, ama bundan sonra olabilir. Zor ama olabilir.

HDP’yi destekleyen 68’liler başlıklı bir imza listesi var, bir süre sonra da kamuoyuna açıklanacak…

68’lilerin kendi içlerinde büyük ayrışma yaşaması yeni değil, yıllar önce gerçekleşmişti ve bunu değişik şekillerde de görmüştük.

Bu nedenle 68’lilerin bir bölümünün HDP’yi “işbirlikçi” olarak suçlamasında şaşılacak yan bulunmuyor. Keza PKK için “emperyalizmin oyuncağı” demeleri de şaşırtıcı değil…

Bunlar yıllar önce yeterince tartışılmıştı ve yeniden konuşulmaları da gerekmiyor.

Eksik olan, HDP’ye ver yansın eden bir bölüm 68’linin, seçimi boykot gibi bir düşünceleri de bulunmamasına rağmen, hangi partiyi destekleyeceklerini açıklamamalarıdır.

Başlığı da bu nedenle “CHP’Yİ DESTEKLEYEN 68’LİLER…” olarak koydum.

Kendileri de bu başlıkta bir imza kampanyası açsınlar ve uygun bulan 68’liler de imzalasın…

Bu şekilde partileri için yararlı bir iş de yapmış olurlar…

Ama zor…

Zorluk CHP’nin düşünce yapısından gelmiyor.

Bunun da etkisi var ama asıl zorluk CHP’nin dünyanın en beceriksiz ana muhalefet partisi olmasından geliyor.

RTE bir süre önce, “böyle muhalefet dostlar başına” demişti ve doğru söylemişti.

Bu kadar beceriksiz, bir savunduğu ötekini tutmayan parti az bulunur.

Bugünkü siyasi partiler içinde iki tane lider bulunuyor: RTE ve Demirtaş…

Bahçeli’ye birileri elini kolunu kaldırarak konuşma yapılmış olmayacağını mutlaka anlatmıştır, ama herhalde başka türlü yapamıyor.

Kılıçdaroğlu’ndan ise hiç söz etmeyeyim…

CHP’ye oy verecek olan 68’liler açık çağrı yapamıyorlar çünkü komik olacaklarından çekiniyorlar ve bence haklılar…

“Bu partinin nesine oy veriyorsun?” diye sorsalar, cevap veremezler.

Neyse, kendileri bilir…

Seçimde desteklenmesi gereken parti konusunda sol ile uğraşmayı boş verin…

Herkes kararını verdi ve değişik nedenlerle HDP’yi destekleyen sol hiç de az değil…

Solun geri kalan kısmıyla uğraşacağınıza CHP’liler ve sağcılarla uğraşın, daha verimli bir iş yaparsınız.

Bu ülkede padişahlığa benzeyecek başkanlık sisteminin önünü kesmenin tek yolu HDP’nin barajı aşmasıdır söylemini açıkladığınız zaman herkes anlıyor.

HDP’nin yüzde 10’u geçmesi demek, AKP’nin 30-35 milletvekilliğini kaybetmesi demektir. HDP bağımsız adaylarla girdiği seçimde bu kadar milletvekilliğini AKP’ye kaptırıyordu, barajı geçerse geri alacak…

Bu durumda AKP bırakın 400 milletvekili çıkarmayı, şimdiki durumunu bile koruyamaz…

Toplama çıkarma bilen herkesin anlayabileceği bir hesap…

Solun bir bölümü anlamayabilir ama onlar da anlamasın…

Padişahlık sistemine karşı olan sağcı bile anlıyor ve HDP’ye oy vermekle HDP’li olmayacağını da biliyor.

SYRIZA Yunanistan’da birinci parti olunca ülkemizde kendini bu partiye benzetmek yarışı başlamıştı. SYRIZA, bizdeki seçimde HDP’yi desteklediğini açıkladı ve kendini bu partiye benzeten partide tık yok…

Olamaz da!

Onlar kendilerini Gezi’nin temsilcisi sanıyorlar, sanmaya devam etsinler, mahzuru yok!

Gezi türü eylemlerin çok sayıda ülkede yıllardan beri gerçekleştiğini, bunların tekrarlanmadığını ve nasıl dönüşüm geçirdiğini bilmiyorlar. Sanıyorlar ki, Gezi bize özgü…

Bize özgü yanları da bulunmakla birlikte genelde tek örnek değil…

Arkadaşlara Arjantin’in yakın tarihini incelemelerini sağlık veririm…

Keza ATTAC’ın Avrupa tarihini, özellikle İtalya’daki sosyal forum eylemlerini de inceleyebilirlerse iyi olur…

Blockupy eylemi de benzerlikler içeriyor.

İşgal ve gösteri…

18 Mart’ta Frankfurt’a Berlin’den kalkan 1800 kişilik tren dolmuş. Otobüslerle gelenler de olacak… Fransa, İtalya, İspanya, Yunanistan’dan da katılım var.

İspanya’da seçimi kazanması beklenen SYRIZA benzeri partiden ve SYRIZA’dan konuşmacılar olacak…

Avrupa Merkez Bankası’nın bulunduğu kentte Avrupa çapında bir gösteriyle Banka’nın ve Avrupa Birliği yönetiminin (özellikle Almanya’nın) tasarruf politikası protesto edilecek…

SYRIZA ile dayanışma açık olarak gösterilecek…

SYRIZA yönetiminden kişiler kente değişik toplantılarda konferans verecekler…

Bu gösteriye çok sayıda Yunanlının (komünistler hariç) katılacağını tahmin etmek zor değil çünkü Frankfurt ve yanındaki Offenbach Almanya’da Yunanlıların en fazla yaşadığı iki kenttir.

Bu tür büyük olaylarda katıldığın yerden yorum yazmak yanlıştır çünkü gördüğünüz sınırlıdır. Bu nedenle basını da izleyip öyle yazmak gerekir.

Almanya Gazeteciler Birliği, Avrupa Merkez Bankası yönetiminin açılışa sınırlı sayıda gazeteci çağırmasını protesto etti. Kafalarına uygun olanları çağırmışlar!

CHP’den başladım nereye geldim ama ne yapayım; bu parti için söylenebilecek fazla bir şey yok ki…