Geçtiğimiz hafta gazetelerde yer alan habere göre internet yazılımı yapan bir İtalyan firması haklenmişti. Olabilir, çok rastlanan bir durum…

Ne ki, daha sonra bu firmanın MİT’e yazılım yapan firma olduğu ortaya çıktı.

Bugüne kadar başka bilgi duymamıştık.

Bugün CNN-Türk’te Mirgün Cabas’ın programında bu konu da konuşulmuş ve programda görüşü alınan Hürriyet Gazetesi Washington muhabiri Tolga Tanış haklenme sonucu ortaya çıkan bir bilgiden söz etmiş. Bu bilgiye göre iki kişi, ben ve İbrahim Yalçın, MİT’in gözetimi altındaymışız. İnternetlerimize virüs gönderiliyor, telefonlarımız dinleniyormuş…

Hiç şaşırmadım. İki nedenle hiç şaşırmadım.

Birincisi: Bu site yayına başladıktan kısa süre sonra İbrahim’i ve beni tanıdığı tahmin edilen bir kişiyi avukat görünümlü bir kişi ziyaret ediyor ve “Bu yayını durdurabilir misiniz? Mihrac Ural ortaya çıktı, bu gidişle başkaları da çıkacak” diyor.

Ziyaret edilen kişi de, “ben ne yapabilirim ki” diyor, haklı olarak.

Bu sitede beş yıllık çaba sonucunda MİT’in önemli bir elemanını ve çevresini ortaya çıkardık. Acilciler’in tarihini bu elemanın tasallutundan kurtardık. Sonra da bu konudaki yayını kestik. İstediğimiz bütün amaçlara ulaşmıştık, gerisi bizi ilgilendirmezdi.

Hangi amaçlardı bunlar:

- Muhabarat içinde bulunan kişi (MİT bu örgütte yıllardan beri iyi bir örgütlenmeye sahiptir) solda tümüyle deşifre olmuştu.

- Eski Acilciler’in büyük bölümü bu kişiyle ilişkisini kesmişti.

- 1988-90’dan beri böyle bir örgüt olmadığı halde devrimci hareket içinde örgütlenmek için bu ismi kullanan şahıs, Reyhanlı katliamında ışıkların üzerine çevrilmesi üzerine bu ismi kullanmaktan vazgeçmek zorunda kalmıştı.

Bizim için yeterlidir.

Burada bunların derdi nedir, diye sorulabilir.

Deşifre edilmelerinin intikamını almak mı?

Mutlaka bu da vardır. Önemli bir elemanları geçmişe yönelik olarak ortaya çıkarıldı, Acilciler’in adını kullanarak devrimci hareket içinde yer almaya çalışmak planları da sona erdi.

Asıl nedenin başka olduğu görüşündeyim.

Defalarca aksini söylememize rağmen bunlar bizim Acilciler’i yeniden kuracağımızı düşünüyorlar.

MİT ve başka kim varsa artık kusura bakmasın ama ben aptal değilim.

Silahlı propaganda temelinde örgütlenme döneminin sona erdiğini kaç kere yazdım. Anlamayabilirler, inanmayabilirler… Kendi bilecekleri iş…

Acilciler olarak bilinen örgütün hayatta kalan tek kurucusu olmam, bu örgüt için teorik ve pratik çok şey yapmış olmam, bundan sonra da aynı çizgiyi sürdüreceğim anlamına gelmez.

Her politik çizginin dönemi vardır. Dönem biter, o çizgi biter, başkası başlar.

Biz açıkça ilan ettiğimiz gibi HDP’yi destekleyen ve bu çerçevedeki ilerici ve sosyalist güçlerle birlikte davranan insanlarız. Kendimize özgü görüşlerimiz de tabii ki var. Bunları ifade ettik ve edeceğiz de…

Her şeyimizi açık yapıyoruz ama bundan bile çekiniyorsanız ne yapalım…

Bunlardan bir şeyler çıkaracağınızı sanıyorsanız, çıkarın yani ne yapalım!

MİT ve devletin diğer güçleri bizi rahatsız etmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

İbrahim Yalçın geçen yıl hakkındaki Kırmızı Bülten nedeniyle Fransız polisi tarafından ifadeye çağrılmıştı. Kırmızı Bülten’in nedeni, Mihrac-Muhabarat işbirliğiyle yapılan ANAP binası bombalamasıdır. İbrahim’in hiç ilgisi bulunmuyor.

1982’de kirli ilişkiler yumağı haline gelen çevreden ayrıldığım için bu yöntemle bana bir şey yapamıyorlar.

Bunun yerine epeyce zamandır internette garip şeylerle uğraşıyorum.

enginerkiner.org’un bağlı olduğu portal birkaç kere siteye ulaşımı kısa süre engellemek zorunda kaldığını bana bildirdi. Siteye yoğun saldırı vardı.

Almanya’da yıllardan beri sol bir insanım. Sadece Türkiye nedeniyle değil, bu ülkeye yönelik faaliyetimle de yıllardan beri sol bir insanım. Bu nedenle çok kişi tanıyor ya da isim olarak biliyor.

Dahası, dünyanın en iyi virüs koruma programına sahibim. Pahalı ama önemli olduğunu biliyorum. İnternette olmaz diye bir şey yok, her şey olabilir ama yıllardan beri alınabilecek en iyi önlemleri almış durumdayım.

İbrahim’in internetinin birkaç kere çökmesinin nedeni de böylece daha iyi anlaşılıyor.

Türk kanallarını izlemiyorum hatta televizyonu bile az izliyorum. Yukardaki haberi de izleyen bir arkadaş iletti. Okurlara zahmet bu tür haberleri izleyiversinler. Sanırım devamı da olacaktır…