Şuanda 281 konuk çevrimiçi
BugünBugün333
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14301
Bu ayBu ay14301
ToplamToplam10482725
Partilerden haberler: EMEP ve diğer örnekler... PDF Yazdır e-Posta


 

 

İlk olarak Halkın Türkiye Komünist Partisi’nden ayrılan ve ülkenin 6. komünist partisini kurmaya niyetlenenlerden başlayayım… Daha önce ayrıldıkları ve şimdi Komünist Parti adını taşıyan yapıya geri dönmüşler.

Yeni bir örgüt kurmamakla iyi yapmışlar… Ulusalcı oldukları anlaşılan bu grup benzerine katılmakla iyi yapmış…

İkinci haber, bambaşka bir yerden… MHP, Tuğrul Türkeş’i ihraç edebilecek mi?

“İstifa et, yoksa ihraç edeceğiz” diye horozlandılar ama zor görünüyor. AKP’nin seçim stratejisi MHP’yi geriletmek, mümkünse baraj altına itmek temelinde şekilleniyor. HDP için bunun olmayacağı ortaya çıktı, bu kez MHP’yi deniyorlar. Seçim araştırmalarına göre bu partinin oylarında gerileme var. MHP oylarını alabilmenin en önemli yolu da Kürtlere sürekli saldırmak…

Tuğrul Türkeş de durumu anladığı için kendisini atamayacaklarını düşünüyor.

İsterler ama 1 Kasım seçiminden önce hayli zor görünüyor.

Seçimde barajı geçebilirlerse belki o zaman düşünebilirler.

Yüzde 10 barajının kimin kafasına ineceği de belli olmuyor doğrusu…
Fransa’da yüzde 25 civarında oy alan ırkçı Front National (Ulusal Cephe) kurucusu ve yıllardır başkanı olan Le Pen zarar verdiği gerekçesiyle partiden ihraç edildi. Kızı parti başkanı ve bu ihracı da gerekçelendirerek onayladı.

Farklı bir siyasi kültür, bizde böyle şey olmaz…

“Hain evlat babasını partiden attı” denilir.

Fransa’da böyle söyleyene gülerler…

Yıllar önce Le Pen eşinden ayrılmıştı. Adını hatırlamadığım eşi basına açıklama yaparak “para sıkıntısı çekiyorum” demişti. Le Pen de, “parası yoksa hizmetçilik yapsın” diye cevap vermişti. Kadın da bunun üzerine Playboy dergisine elinde bez ve kovayla “hizmetçilik yapıyorum” diyerek çıplak poz vermişti.

Ulusal Cephe bu nedenle oy kaybetmedi, insanlar güldü geçti.

Fransa da erkek egemen bir toplumdur ama politik kültür farklı…

Son örnek EMEP ile ilgili…

EMEP’li Levent Tüzel’in HDP milletvekili olduğu halde parti kararına uymayarak seçim hükümetinde bakan olmayı kabul etmemesi üzerine neden bu kadar konuşulduğunu anlamış değilim.

İnsanımızın garip bir özelliği var: öğrenmeye karşı direniyor. Herkesin bilmedikleri vardır, bilmediğinizi öğrenirsiniz. Öğrenmenin birinci şartı, bilmediğini kabul etmektir. Bildiğini sanıyorsan, öğrenmezsin. Zaten bildiğine göre, öğrenmene de gerek yoktur.

Halkın Kurtuluşu-TDKP-EMEP çizgisi hep böyle davranmıştır.

Tek tek olayları birleştirip genel bir tablo çıkaramıyor musunuz?

Bir partinin kendi çıkarını düşünmesi normaldir. EMEP ayrı bir partidir ve dolayısıyla da kendi çıkarını düşünecektir. Önemli olan, bunu nasıl düşündükleridir.

Küçük bir çıkar elde etme noktası gördüklerinde içinde yer aldıkları birlikteliğin çıkarlarını çiğnemekte tereddüt etmezler. Küçük çıkarları her şeyin üzerindedir.

Bir bileşenin büyük çıkarı olur ve bu nedenle de birlikteliğe zarar vermekten çekinmez ise, bunu kolayca anlamak mümkündür. Sonuçta ayrı bir yapıdır, tabii ki kendi çıkarını düşünecektir.

Bütün mesele, yapılan gürültünün ürkütülen kurbağaya değmesidir.

Oyunu büyük oynayamayıp kumpaslar peşinde koşarsanız, kaybedersiniz.

45-50 yıldır politikanın içinde olan bazı insanlardaki çapsızlık insanı hayrete düşürüyor.

Baraj sorunu kalmamış HDP ile birlikte yükselmeye devam etmek gerekirdi. Bunun da önemli sorunları bulunmakla birlikte en azından kısa vadede felaketli sonuçları ortaya çıkmazdı.

En az 35 yıldır, Halkın Kurtuluşu zamanından beri değişik eylem birliklerinde, ittifaklarda ister parti olarak olsun isterse “demokratik örgüt” olarak, sürekli aynı çizgiyi gözlemlemek mümkündür.

Almanya’da 1980 yılları başlarındaki eylem birliklerinde de aynen böyle davranırlardı, hiç değişmemişler…

Belirttiğim gibi, bir partinin ve onun yan kuruluşlarının kendi çıkarlarına öncelik vermeleri normaldir; ama bir iş bu kadar da acemice yapılmaz ki…

HDP’nin AKP karşısında pasif kaldığını iddia edip, AKP karşıtı ortamdan pay almaya çalışmak… Ve de bu yöntemle bunu yapabileceğini sanmak…

Politik mücadeleye kumpas kafasıyla bakarsanız, böyle davranmanız normaldir.

Kasım seçiminde yine HDP’yi destekleyecekler, elleri mahkumdur.

Kendi başlarına seçime giremezler ve üstelik bu desteği dayatma aracı olarak da kullanamazlar. HDP’nin baraj sorunu bulunmuyor, EMEP desteklemese de bulunmuyor.

Boğulacaksan büyük suda boğul denir ama bazıları ancak derede yüzmeyi beceriyor!

 

NOT: Yazının başındaki duyum doğru değilmiş. HTKP'sinden ayrılanlar da ayrı bir örgüt kurmuşlar: TKH ya da Türkiye Komünist Hareketi. İyi, ne diyelim!