Şuanda 255 konuk çevrimiçi
BugünBugün310
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14278
Bu ayBu ay14278
ToplamToplam10482702
Parti terbiyesi ama hangisi? PDF Yazdır e-Posta


HDP’li iki bakanın kabineden çekilmesinin ardından Levent Tüzel ve EMEP haklılığını iddia etmeye başladı. Kendilerine göre HDP’nin bu kabinede yer alması zaten yanlıştı ve iki bakanın çekilmesi de bunu gösteriyordu. Dolayısıyla Levent Tüzel’in HDP’nin kararını dinlememesi de doğruydu!

Parti terbiyesi, bir partinin işleyişinin ne olduğunu bilmek demektir. Herhangi bir konu tartışılır, farklı görüşler ortaya çıkar, insanlar birbirlerini ikna edemezlerse sonuçta çoğunluk karar verir ve herkes de bu karara uyar. Parti işleyişi böyledir. Bunun böyle olduğunu bilmek asgari parti terbiyesini bilmek demektir.

Bazı partilerde çoğunluğun aldığı karara herkesin uymayabileceği ama kararın aksine propaganda yapılamayacağı maddesi vardır. Bu şu anlama gelir: çoğunluk onaylamadığınız bir karar almışsa, kararın uygulanmasında kenarda durursunuz, aktif olmazsınız. Bu da anlaşılabilir bir şeydir.

Gelelim HDP’nin hükümete bakan vermesine ve Levent Tüzel’in durumuna…

Tüzel, konuyla ilgili HDP toplantısında karşı yönde görüş belirtmemiştir yani kararı onaylamıştır. Ardından diğer partisi EMEP’in kararına uyup Başbakanın kendisine önerdiği bakanlık teklifini HDP kararına rağmen reddetmiştir.

Kendisi parti terbiyesine uymuştur ama HDP’ninkine değil de EMEP’inkine…

Bir partide milletvekili olacaksınız ve o partinin aldığı karara değil de –üstelik de zamanında itiraz etmediğiniz halde- öteki partinizin kararına uyacaksınız.

Normal olarak yapılması gereken, Levent Tüzel’in HDP’den ihraç edilmesidir.

Burada konu, hükümete katılma kararının doğru olup olmaması değildir; milletvekili olunan partinin kararının hiçe sayılmasıdır.

Benzer bir konu 1980’li yıllarda solda tartışılmıştı. Herhangi bir sol örgütün yetkili bir insanı bir sendikada yer alıyor diyelim. Sendika, partinin politikasıyla uyuşmayan bir karar alırsa, söz konusu kişi ne yapacaktır?

Kuşkusuz karar alınma sürecinde karşı olduğu karara itiraz edip insanları ikna etmeye çalışacaktır. Bunu yapamaz da karar çoğunlukla alınırsa kime uyacaktır? Partisine mi yoksa sendikaya mı?

Sendikaya uyacaktır.

Kitle örgütlerini dışarıdan yönetmeye yönelmeyen, onların içinde yer alan bir parti ancak bu yönde karar alabilir. Kitle örgütünde olan, karşı bile olsa kitle örgütünün kararına uymalıdır.

HDP için de benzeri bir tutum savunulabilir.

HDP çoğunlukla bir karar alıyor, mesela hükümete bakan verme kararı…

Bu kararı yanlış buluyorsunuz (Tüzel karar alma sürecinde bunu bile yapmamış), diğer partinizin ya da EMEP’in kararı ters yönde. Bu durumda yapılacak olan, karar alma sürecinde itirazını belirttikten sonra HDP’nin kararına uymaktır.

HDP’nin bir kitle partisi olduğunu belirtmeye gerek yok…

Kumpasçılık temelinde politika yapıldığında ise tutum farklı olur.

Levent Tüzel’i 1 Kasım seçimindeki parti aday listesine almayarak kendisini iki parti arasında sıkışmaktan kurtarmış oldular.

Artık HDP ile EMEP arasında sıkışmayacaktır.

Normal olarak verilmesi gereken ceza partiden ihraçtır.

 

Zor bir dönem yaşanıyor, bu nedenle olsa gerek, yapılmadı.