Şuanda 353 konuk çevrimiçi
BugünBugün399
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14367
Bu ayBu ay14367
ToplamToplam10482791
Mezarlıklara neden saldırılır? PDF Yazdır e-Posta


Ordu ve polis sık sık gerilla mezarlıklarına saldırıyor. Mezarlıklar bombalanarak tahrip ediliyor ve bazı durumlarda askerler mezar taşlarını balyozlarla kırıyorlar.

Nedir bu, diye sorulabilir.

Gözü dönmüş bir saldırganlık mı, yoksa bilinçli bir politika mı?

Normal olarak mezarlık; hayatı sona ermiş kişinin toprağa verildiği, ailesi, akrabaları ve tanıdıkları tarafından arada bir ziyaret edilen, çiçek bırakılan, üzerindeki taşta ölenin kimliği yazılı olan küçük bir toprak parçasıdır.

Mezarı yaptıran geride kalan insanlardır ama o mezar pasif değil, onu yapanları etkileyen bir nesnedir, bir simgedir.

Mezarı ziyaret edenler ölen kişiyi anarlar, anılarını tazelerler…

Mezarlık ziyareti sosyal bir olaydır. Ziyaret ister tek isterse grup olarak yapılsın mezardaki kişi hayatı ve düşünceleriyle hatırlanır.

Kendi halinde yaşayıp ölmüş bir kişi için bile yapıldığında mikro bir sosyal olay olan mezarlık ziyareti, politik mücadelede büyük önem kazanır.

Mezarlık ziyareti, orada yatanın şahsında politik bir kavgayı hatırlamak demektir.

Bunun en güzel örneği Anıtkabir olsa gerektir…

Anıtkabir de sonuçta bir mezardır, ama nasıl bir mezar?

23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim ve 10 Kasım’da orada devlet töreni yapılır ve televizyondan naklen yayınlanır.

Ülkeye gelen her yabancı devlet başkanı Anıtkabir’e götürülür, oradaki deftere bir şeyler yazması istenir.

Parti başkanları, parti heyetleri, ulusalcılar da yukarıdaki tarihlere ek olarak arada bir Anıtkabir’i ziyaret ederler.

Anıtkabir Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinin simgesidir ve bu nedenle de her yıl yapılan törenlerle sürekli olarak hatırlatılır. Burada hatırlanan Atatürk değil, O’nun tarafından kurulmuş olan devletin kuruluş ilkeleridir, yıllardan beri değişmemiş olan özellikleridir.

Gerilla mezarlıkları da aynı işlevi yerine getirir. Orayı ziyaret edenler sadece mezarlıkta yatanı değil, orada yatanın kiminle çarpışırken ve hangi düşünceler için hayatını kaybettiğini de hatırlarlar.

Anıtkabir nasıl bir simgeyse, gerilla mezarlıkları da böyle bir simgedir.

Gerilla mezarlıklarının tahrip edilmesi gözü dönmüş bir saldırı değil, bilinçli bir politikadır.

Kirk Douglas’ın oynadığın Spartaküs filminin sonlarına doğru, çarmıha gerilerek öldürülecek olan Spartaküs için Romalı komutan, meçhul bir yere gömülmesini, mezarının belli olmamasını ister. Spartaküs büyük bir köle isyanının simgesidir ve mezarının belli olması, bu isyanın daha kolay hatırlanması demektir.

Mezar yeri belli olmayınca isyan unutulmayacak ama günlük hayatın kolayca hatırlanabilecek parçası olmaktan da uzaklaştırılmış olacaktır.

Gerilla mezarlıkları için de aynı belirleme yapılabilir.

Anıtkabir’i ziyaret, ölen birini ziyaret etmekten ibaret değildir; politik bir gösteridir.

Bir gerillanın mezarını ziyaret etmek de, isterse birkaç yakını tarafından yapılmış olsun, aynı kapsamda değerlendirilmelidir.

Ziyaret edilen hayatını kaybeden kişiden ibaret değildir; onun amaçlarıdır…

Politik mücadelede tarafların simgeleri vardır… Uzun açıklamalara gerek kalmadan insana çok şey hatırlatabilecek simgeler…

Mezarlıklar önemli bir simgedir. Mezarlıkları tahrip ederek orada yatanların mücadelesinin unutulmayacağını saldırı emrini verenler de biliyor. Onlar için önemli olan, simgeyi günlük hayattan uzaklaştırmaktır.

Sosyal medyanın bu kadar yaygın olduğu; adların, fotoğrafların, yaşam öykülerinin herkes için ulaşılabilir olduğu bir dönemde boşuna bir çaba…

Yirmi yıl önce mezarlıkların tahribi daha etkili olabilirdi, şimdi ise yapanlara olan nefreti artıran boşuna bir çabadır.