Şuanda 286 konuk çevrimiçi
BugünBugün337
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14305
Bu ayBu ay14305
ToplamToplam10482729
Paris'in öncesi ve sonrası... PDF Yazdır e-Posta


Ölü sayısının 100’ü aştığı Paris saldırısını kimin düzenlediği henüz belli değil. Ezbere konuşmaya alışkın olan insanlarımız hemen İslam Devleti (İD)’yi işaret ediyorlar ama El Kaide de olabilir. Ya da adı pek duyulmamış bir islamcı örgüt…

Saldırının yapılış tarzı islamcı örgütlerin eylemine benziyor, ama hangisi, henüz belli değil. Yine Paris’te gerçekleşen Charlie Hebdo saldırısını El Kaide üstlenmişti.

El Kaide ve İD rakip örgütler durumuna geldiler. El Kaide’nin ekonomik kaynak sıkıntısı çektiği, bu nedenle bazı arabalarını satmak zorunda kaldığı geçtiğimiz aylarda basına yansımıştı. Dünya İslam devleti için mücadelede inisiyatif İD’ye geçmiş durumda… Bu örgüt Suriye ve Orak’tan sonra Tunus, Mısır ve Lübnan’da da eylem yapabilecek duruma geldi. Mısır’da Rusya Federasyonu’na ait bir yolcu uçağı düşürüldü. Beyrut Hizbullah’ın hakim olduğu bir semtte iki canlı bombanın yaptığı saldırı sonucu 41 kişi ölmüştü. İD, Libya’da da etkin durumda…

Yemen’de ise El Kaide etkin durumda… Nijerya’daki Boko Haram adlı islamcı örgüt de birkaç ay önce İD’ye katılmıştı.

El Kaide’nin ruhani liderlerinden bir tanesi İD’nin etkin duruma geçmesini şöyle açıklamıştı: Savaş orada (Irak ve Suriye) ama Genelkurmay burada… Böyle olmaz tabii…

İD farklı bir örgüt çünkü devlet kurmuş durumda… El Kaide’nin böyle bir amacı yoktu. İD, dünya İslam devleti gibi somut bir hedef izlerken, El Kaide ise dünyada islamın hakim duruma getirilmesinden söz ediyor ama bu konuda somut değil…

Paris saldırısına katılanlardan ölenlerin sayısı sekiz kişi… Hepsi bu kadar mı, bilinmiyor. Ama bu sayı ve kullandıkları silahlar bile örgütsel ilişkiyi işaret ediyor.

Ölenler kimdir henüz açıklanmadı ama bunlardan bir bölümünün –belki de tamamının- Fransız vatandaşı olması muhtemeldir. Charlie Hebdo saldırısını yapan ve öldürülen iki kişi de mükemmel Fransızca konuşan kişilerdi.

Bir ülkede doğup büyüyen, eğitim gören genç insanları İD, El Nusra gibi örgütlere katılmaya iten nedir, sorusunun sorulması gerekir. Irak ve Suriye’deki savaşa 80 kadar ülkeden 20 bin kadar militanın katıldığı tahmin ediliyor. Bunlar arasında çoğunluğu İslam ülkelerinden özellikle Arap ülkelerinden gelenler oluşturuyor ama Çeçenistan’dan gelenler de var. Ayrıca İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika ve sayılabilecek diğer ülkelerden aralarında kadınların da bulunduğu kişiler gelip islamcı örgütlere katıldılar.

Geçtiğimiz günlerde öldürülen İD infazcısı kişi Londra aksanıyla İngilizce konuşuyordu. Berlin aksanıyla Almanca konuşan bir başkası da daha önce ölmüştü.

Çok sayıda ülkeden bu kadar çok sayıda insanı İslam için savaşa götüren nedir, sorusunun sorulması gerekiyor.

Bu insanların bir bölümü Türkiye üzerinden gittiler. Türkiye bunlara geçiş kolaylığı gösterdi. Keza Almanya istihbaratının islamcı örgütlere katılmak için gidenlere ses çıkarmadığı da biliniyor. Ne ki, bunlar nedeni açıklamaz.

İslam, solun yerini aldı.

Düzenin değişmesini isteyenler ve bunu dünya çapında yapmayı hedefleyenler sola değil islama gidiyorlar.

Düzen mutlaka ileriye doğru değişmez, bunu unutmayalım…

Bilgi için yaklaşık bir yıl önce yazılan, önce Düşünbil Dergisi’nde yayımlanan sonra da bu sitede yer alan Küresel Cihad başlıklı yazıyı bilginize sunuyorum.

http://enginerkiner.org/index.php?option=com_content&view=article&id=2638:kueresel-cihad&catid=34:engin-erkiner

 

Paris saldırısının faturasının en fazla Müslümanlara ve Suriyeli mültecilere çıkacağı şimdiden görülebiliyor.