Şuanda 354 konuk çevrimiçi
BugünBugün400
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14368
Bu ayBu ay14368
ToplamToplam10482792
Bizden başka düşürebilen oldu mu? PDF Yazdır e-Posta


Rus uçağının düşürülmesinin ardından “Eyvah, savaş mı çıkacak!” endişesi geride kaldı. Türkiye, NATO üyesi olduğu için savaş çıkamazdı. Bunu Türkiye de, Rusya Federasyonu da biliyordu. Biraz bağırılıp çağırılır, gözdağı verilir, bazı ticari anlaşmalar iptal edilir ve sonra ilişki gergin olarak devam ederdi.

Rusya’nın aldığı karşı önlemler pek bir şey sayılmaz.

Karşılıklı ticaret hacmi azalacak, Rus futbol takımları Antalya’da kamp yapmayacaklar, Rusya Federasyonu’ndaki Türk firmalarına zorluk çıkarılacak ve diğerleri…

Ne olmuş yani!

Libya’da Türk firmalarının büyük inşaat işleri vardı ve bunlarda 25.000 ve mühendis çalışıyordu. Hemen hepsi savaş ve ardından da ülkedeki kötü asayiş durumu nedeniyle kaldı. Borçlar da tahsil edilemedi. Alışılageldiği üzere baştan ağlaşmalar oldu, ardından yolunu bulan buldu, bulamayan battı ve inşaat faaliyeti başka alanlarda sürdü.

Rusya Federasyonu için de benzeri olacaktır. AKP yöneticilerinin bunu düşünmemiş olduğunu sanmak, onları aptal yerine koymak olur.

Antalya’da bazı oteller iflas edebilir.

Ya da yıllar önce yaptıkları gibi “Her şey dahil haftalık tatil 200 Avro” kampanyası açarlar, Alman turistler otelleri doldurur. Uçakla gidiş dönüş dahil beş yıldızlı otelde her şey dahil 200 Avro! Almanya’dan daha ucuza geliyor, neden gelmesin?

Uçağın düşürülmesiyle ilgili olarak dikkat çekmeyen bir konu var; o da RTE’nin başkanlık konusunda önemli bir adım daha atmış olmasıdır. Gelecekte başkanlık konusu referanduma sunulursa şu söylenecektir: “62 yıllık NATO tarihinde bizden başka Rus savaş uçağı düşürebilen oldu mu? İşte biz böyle büyük bir milletiz!”

RTE gibi Putin’e posta atar gibi konuşan başka bir devlet başkanı biliyor musunuz?

Ortadoğu kültürü böyledir. Alttan alır, posta atar, yaltaklanır, horozlanır ve artık hangisi tutarsa…

Son on yılda belirgin oranda Ortadoğu ülkesi olduk.

Dünyanın en iyi dansözleri neden Ortadoğu’dan çıkar, düşündünüz mü?

Oynamak günlük kültürün parçasıdır. Yemekten sonra Suriyeli kadınlar arasından birisi kalkıp oynar. Oynamadan önce beline havlu benzeri bir kumaş sarar. Bu onun dansöz olmadığını gösterirmiş!

Oynamak hem hazma iyi gelir, hem eğlence olur, hem de insana spor yaptırır…

Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili olarak yazılanlara şöyle bir bakmak bile; devrimcisinden kemalistine kadar AKP’ye muhalif olanların karşıtlarını anlamadığını göstermeye yeterlidir.

Kafalar yıllardan beri kemalist mantık ve davranış tarsına alışmış. Bu tarzda karşınızdakinin ne yapacağını, daha önce yaptıklarına bakarak tahmin edebilirsiniz. Tipik faşistlerin bile bir mantık silsilesi vardır. Siz şöyle yaparsanız, karşınızdakinin de böyle yapacağını tahmin edersiniz.

AKP için bu anlayış geçerli değildir. Alışkanlık gereği kemalist mantık karşısındaki alışkanlığınızı buraya uygularsanız, yanılırsınız. AKP islamcı bir partidir ve başka davranış kuralları vardır.

En başta, daha fazla oynaktır. Bir anlayışa saplanıp kalmaz. Hedefi gözden kaçırmadan bazen amaçlananın tersini yapar, açık yalan söyleyebilir ve her yöntemi dener. Kemalistlere göre daha çok yönlüdür. Her şeyi kullanmakta daha beceriklidir.

Başlangıçta rakibine uyum göster, onunla birlikte yüksel; güçlenince karşı çıkarsın ve hatta tasfiye edersin…

Bütün dinci örgütlerin bu tipik davranış tarzı AKP’nin tarihinde de görülebilir. Bu parti sonuçta 12 Eylül’ün ürünüdür. 12 Eylül sonrasında cami yapma furyasının, kuran kurslarının yaygınlaşmasının, peşpeşe imam hatip okulları açılmasının hazırladığı ortam üzerinde yükselmiştir. Ve kemalizmin en büyük dayanağı orduyu en fazla silkeleyen de AKP olmuştur… Tabii kendi amaçları çerçevesinde…

AKP’nin günlük olarak ne yaptığına değil, sürekli gündem değiştiren, bir o yana bir bu yana gider gibi görünen pratiğinin altında yıllardan beri sürekliliğini sürdüren çizgiye bakmak gerekir. Her güncel pratikte o çizgiyi bulup çıkarmak ve bununla uğraşmak gerekir.

Rus savaş uçağının bilinçli olarak düşürüldüğünü tahmin ediyorum. Suriye’nin kilometrelerce içindeki hava sahasına gözlemleyebilecek radarları bulunuyor. Bu uçağın nereden kalktığını, nerelere bomba attığını görmemiş olmaları mümkün değildir. Uçak hava sahası ihlali yaptı mı, yapmadı mı; burası önemli değildir. Rusya’nın açıkça saldıramayacağı hesaplanmış ve diğer sonuçlar da göze alınmıştır.

Rusya, Suriye’de bombardımana başladığından beri ilişkiler zaten kötüydü, şimdi bu kötülük kapalı olmaktan çıkıp, açık duruma gelmiştir.

1980’li yılların ikinci yarısında henüz SSCB varken şöyle bir olay hatırlıyorum:

Bir SSCB savaş uçağı eğitim uçuşu yaparken uçak arızalanır. Pilot uçağın düşeceğini tahmin ederek paraşütle atlar, ama uçak düşmez, yoluna devam eder. Sınırı aşar. Avrupa’daki NATO ülkeleri şaşırır, ne oluyoruz diye…

Saldırı deseniz böyle saldırı olmaz. Pilotu uyarırlar, ama cevap veren olmaz.

Savaş uçakları havalanır. Yine uyarırlar, yine cevap yok. Uçağa iyice yaklaşırlar ve görürler ki uçakta pilot bulunmuyor!

Yine de ateş açmazlar, uçak yakıtı bitinceye kadar gider ve Belçika’da kırsal alanda bir evin yakınına düşer.

SSCB bir yanlışlık olduğunu açıklar, özür diler, zararı karşılamaya hazırız, der ve olay kapanır.

62 yıllık NATO tarihinde bir Rus savaş uçağını bizden başka düşürebilen oldu mu?

Taliban da Afganistan’da Kızıl Ordu ile çarpışırken çok sayıda savaş uçağı düşürmüştü ama orada açık savaş vardı.

Omuzdan atılabilen yerden havaya ABD füzeleri yakında Suriye’de kullanılmaya başlarsa şaşırmayın.

Afganistan’da da aynısı yaşanmıştı!

Bir NATO ülkesi olarak Türkiye, kimsenin yapamadığı bir ilki başarmıştır!

Bunun çok kullanılacağına emin olabilirsiniz…