Şuanda 338 konuk çevrimiçi
BugünBugün384
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14352
Bu ayBu ay14352
ToplamToplam10482776
Aziz Sancar ve bir garip nobel PDF Yazdır e-Posta


Orhan Pamuk 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandığında yaygın olarak şöyle bir iddiada bulunulurdu: Pamuk, bu ödülü almak için Türkiye’yi kötüledi. Ermeni soykırımı olduğunu ve Kürtlere baskı olduğunu iddia etti. Ödülü edebi değerinden dolayı değil, bu nedenle kazandı.

Zamanında basında ve solun bir bölümünde bu görüş hakimdi.

Solun geniş bir kesimi, postmodern edebiyatı nedeniyle Pamuk’tan hoşlanmaz.

Aziz Sancar da bu yıl Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan üç kişiden birisi oldu.

Sancar Mardin doğumlu ama kendisini Türk olarak görüyor.

Kişi kendisini ne hissediyorsa, odur. Bazı Kürtler ve Araplar içlerinden “hain, ne olacak” diye homurdanabilirler. Varsın öyle yapsınlar!

Sancar aynı zamanda Atatürkçü bir Türk…

Bunda da garip bir yan bulunmuyor.

Sancar’ın NATO projelerinde çalışmış olmasından hareketle şöyle bir iddiada bulunacağım:

Türkiye, başta ABD olmak üzere NATO’nun Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme planının önemli bir parçasıdır. Ek olarak Rusya Federasyonu ile yükselen çelişkide de önemli bir aktördür. Aziz Sancar’a verilen Nobel ödülünün bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. NATO projelerinde de çalışan Sancar’a bu nedenle Nobel verilmiştir!

Tutarlı görünen bir iddia, öyle değil mi? Tıpkı Orhan Pamuk için öne sürülen iddialar gibi…

Pamuk Nobel’i Türkiye’yi kötülediği için, Sancar da NATO’ya hizmet ettiği için almıştır!

Birinci kurgu ne kadar boş ise, ikincisi de öyledir.

Sadece ilkini büyük bir hevesle savunanlara hatırlatma yapmak istedim.

Aziz Sancar’ın kimya nobelini kazanan üç kişiden birisi olmasında garip olan, kendisinin Türk değil, ABD bilim insanı olmasıdır. İstanbul Üniversitesini bitirdikten sonra çalışmalarını yıllarca ABD üniversitelerinde yürütmüştür. Bu ödül, aynı zamanda, ABD üniversitelerine verilmiş bir ödüldür.

ABD üniversitelerinde çalışan çok sayıda Alman kökenli kişi (soyadlarından bellidir) yıllardan beri değişik dallarda Nobel kazanırlar ve ABD’li olarak değerlendirilirler. Almanya basını da onları Alman bilim insanları olarak görmez. Almanya’da doğmuş olabilirler, kökenleri Alman olabilir ama bilimsel çalışmalarıyla ödülü kazandıkları yer ABD’dir.

Aziz Sancar’ın “Nobeli ikinci kez kazanan Türk” olarak değerlendirilmesi, bizdeki aşağılık kompleksinin göstergesidir. Almanya, ABD’de yürüttüğü çalışmalarla Nobel alana sahip çıkmaz, çünkü kendisinin zaten çok sayıda ödülü bulunuyor. Türkiye ise sahip çıkar, komik olmak pahasına da böyle yapmak zorundadır.

Aziz Sancar Türkiye üniversitelerinde kalsaydı, İstanbul dışında adını duyan olmazdı. Araştırma için gerekli ekonomik kaynak ve aletleri bulmak bir yana, belki YÖK kurbanı bile olup, üniversiteden uzaklaştırılırdı.

Nobel alan “hakiki Türk” Orhan Pamuk’tur.

Türkçe yazmıştır, yapıtlarına İstanbul’da çalışmıştır.

Önceki yıllarda artık hayatta bulunmayan Oktay Sinanoğlu vardı. Teorik kimya alanında dünya çapında tanınmış bir kişiydi. Türk milliyetçisiydi. Yıllarca ABD üniversitelerinde çalışmış ve kendi adıyla kitaplara geçen “çok elektron teorisi”ni de bu ülkede bulmuştu.

Türk olabilir, Türk milliyetçisi de olabilir ama sonuçta ABD’nin bilim insanıydı.

Türkiye’de kalsaydı çalışmalarının çok azını gerçekleştirebilirdi.

Hayatının son yıllarında eğitimdeki İslamcılaşmayı görüp, “Allah bu millete acısın” demişti.

Bu kadar çok sayıda kompleksli insandan oluşan topluluğa Allah da acımaz!