Fransa’da bölgesel seçimin ikinci turunda beklenen oldu. Resmi olmayan sonuçlara göre ilk turda 6 bölgede birinci parti olan Ulusal Cephe (Front National) ikinci turda seçmenin karşısında birleşmesi nedeniyle hiçbir bölgede birinci olamadı ve böylece de herhangi bir bölgenin başkanlığını kazanamadı.

Fransa’daki iki turlu seçim sistemi böyle garip bir durum ortaya çıkarıyor. İlk turda yüzde 28 oy alan ve ülkenin en büyük partisi olan FN, ikinci turda siliniyor. Hiçbir yeri kazanamıyor çünkü geçerli seçim sistemine göre ikinci turda kazanan hepsini alıyor.

Sosyalistler ve eminim sol güçler bile bazı bölgelerde sağcı Sarkozy’nin partisini desteklemiştir. Böylece Ulusal Cephe kazanamadı ama yok mu oldu?

Hayır! Toplumdaki yüzde 28’lik destek duruyor ama bu desteğin seçim sonucunda seçilenlere yansıması engelleniyor.

Benzeri bir durum parlamento seçiminde de yaşanmış, yüzde 20 oy alan FN yanlış hatırlamıyorsam ancak iki milletvekili çıkarabilmişti.

Böyle olunca yüzde 20 destek ortadan kalkmış mı oluyor?

Tabii ki hayır!

Türkiye’dekinden bile berbat bir seçim sistemi. Yüzde 28 oyu olan bir parti bu desteğe uygun sayıda temsilcilik kazanamıyor.

HDP seçime parti olarak girip yüzde 8 alsaydı parlamentoya kimse giremeyecekti.

Bu durumda yüzde 8 destek yok mu oluyordu, tabii ki hayır!

Fransa’da ise yok olmuş gibi görünüyor ama herkes adımını atarken bu potansiyeli hesaba katmak zorunda kalıyor.

Seçimin amacı toplumdaki güç dengesini seçilmişlere yansıtmaktır.

Bu yansıtma baraj nedeniyle bire bir olmayabilir ama arada bir orantı vardır.

Yüzde 5 seçim barajı olan Almanya’da yüzde 28 oy alanın meclis dışı kalması düşünülemez. Bu civarda seçim barajının olduğu ülkelerde de benzeri yaşanır.

Fransa’da ise hayret bir durum bulunuyor.

Tabandaki güç oranını seçilmişlere yansıtmamak, o seçilmişlerin bulunduğu kurumların prestijini azaltır.

Bunlar ırkçıdır, seçilmemeleri iyi oldu ama sonuçta bunlar var; seçilmeyince ortadan kalkmadılar.

Ve en büyük parti durumundalar…

Görülen odur ki, Fransa’da politik mücadelenin farklı kuralları bulunuyor. Bu farklılık sadece başkanlık sisteminden gelmiyor, seçim sisteminden de geliyor. Irkçı parti kurumlarda yok veya çok az, ama kitle içinde var, üstelik de en büyük…

Avrupa’da ırkçılığın en geniş temeli Fransa’da bulunuyor.

Başka ülkelerde şu veya bu partinin gücünü parlamentoya bakarak değerlendirebilirsiniz, Fransa’da bunu yapamazsınız.

Ne demokrasiymiş ama!