Şuanda 312 konuk çevrimiçi
BugünBugün363
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14331
Bu ayBu ay14331
ToplamToplam10482755
Akademisyen cevap verir mi? PDF Yazdır e-Posta


 

 

Barış İçin Akademisyenler’in çağrısına karşı değişik kişiler ve cumhurbaşkanı esti gürledi.

Bu durum bana 32 yıl önce, 1984 yılındaki Aydınlar Dilekçesi’ni hatırlattı.

Aralarında Aziz Nesin ve Hüsnü Öndül’ün de bulunduğu aydın ve sanatçılar 12 Eylül rejiminin uygulamalarına karşı demokratik haklara sahip çıkıyorlardı.

Zamanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren esip gürledi.

“Abdülhamit de aydındı, ben ne yapayım böyle aydını?” dedi ve başka sözler de söyledi.

Yaratılan korku ortamı hemen sonucunu verdi ve bir bölüm sanatçı imzasını geri çekti.

Bir tanesi İbrahim Tatlıses’ti. “Toplu konut fonu sanarak imzaladım” diyerek imzasını geri çekti.

İmzacıların önde gelenleri mahkemeye verildiler ve orada yapılan savunmalar tarihe geçti.

Aziz Nesin, “Devlet başkanı bizi bir şey yapsın diye aydın olmadık” derken; Hüsnü Öndül, Evren’in idamları savunurken “asmayalım da belleyelim mi” sözleriyle ilgili olarak, “Bu sözlerin sahibiyle aynı çağı paylaşmaktan utanç duyuyorum” diyecekti.

Mahkemeye verilen herkes benzer yönde savunma yapacak ve toplumda büyük sempatiyle karşılanacaktı.

Hepsi beraat etti ve zaten o büyük dayanışma ortamında ceza vermek de zordu doğrusu…

Şimdi bir veya birkaç akademiysen, “Üniversite diploması şaibeli olan birisi bize ders verirken dikkatli olmalıdır” diyebilecek midir, bilinmez.

Eski dayanışma ortamı bulunmuyor. AKP kurmayları da bunu gayet iyi hesaplayabilen insanlardır. Bu konuda Kemalistlerden daha uyanık olmaları söz konusudur. Zaten birkaç ses çıkacağını düşünseler böyle konuşmazlar veya hemen “yanlış anlaşıldık” falan derler.

Aydınlar Dilekçesi Davası daha sonra toplu olarak basıldı. Mavi kapaklı kalın bir kitaptı. İçinde Dilekçe’nin yanı sıra bütün mahkeme ifadeleri yer alıyordu.

Dönem başka… Neo liberalizm dayanışma bağlarını büyük oranda zayıflattı ve çok sayıda insanın meşrebi de buna uygun olunca, 12 Eylül faşizmi dönemindeki ilişkileri bile arar olduk.

 

Aramakla olmuyor, bunları yaratmak, varolanları da güçlendirmek gerek…