Bugün günümüzün en çok kullanılan deyimi, “bir kereden bir şey olmaz” üzerine yazacaktım ama üniversitede yeni dönem iki hafta sonra başlayacağı için notlar belli oluyor diyerek ilgili sayfaya baktım ve biraz şaşırdım.

Etnolojiden iki ders almıştım, ikisinden de geçmişim ve bunu zaten bekliyordum. İki ders denilmesine bakmayın, her biri haftada dört saat ve birisinin sonunda yazılı sınav var ve her ikisinde de çok sayıda ödevi başarıyla yapmanız gerekiyordu.

Vasat bir notla da olsa geçmişim. Birisinden zaten not yok, geçti ya da geçmedi deniliyor.

Beni asıl şaşırtan bir önceki dönemde aldığım teorik felsefe dersindeki not oldu: 2 ya da Amerikan sistemiyle 80-85 arası…

Felsefe dersleri üç bölüme ayrılıyor: Basis ya da temel, Aufbau ve Vertiefung. Son bölüm derinleşme ya da son aşama oluyor. Bu ders son bölümdeydi

Bu dersin konusu çok ilginçti ve daha önce yazdım diye hatırlıyorum. Zihin felsefesiyle ilgili tamamı İngilizce olan metinlerle dolu bir ders… Zihnin çalışırken kendi dışındakilerle ilişki kurması ve bunun da zihin faaliyetinin parçası olması konusu…

Basit bir örnekle not defteriniz zihinsel faaliyetinizin bir bölümünün yerini alır. Hatırlamaya çalışmak yerine ona yazarsınız ve istediğiniz zaman da bakarsınız. Burada söz konusu olan çok farklı bir materyalizm anlayışıdır.

Çok uğraşmıştım, İngilizcem iyidir ama felsefi İngilizce başka bir şey… Çok sayıda bilmediğim kavram vardı ve bunların sözlükte de karşılığı yoktu. Çünkü yeni bir alan… Bu alanda yazılmış en eski makale 1990’lı yıllara ait, anlayın artık…

Bu nedenle “bir kereden bir şey olmaz” konulu yazıyı yarın ya da ertesi güne bırakıyorum…