Şuanda 219 konuk çevrimiçi
BugünBugün782
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14750
Bu ayBu ay14750
ToplamToplam10483174
İstanbul ve insanlık değerleri PDF Yazdır e-Posta


Atatürk Havalimanı’nda İslam Devleti’nin düzenlediği anlaşılan saldırıdaki ölü sayısı –şimdilik- 48 kişi… Bu tür olaylarda genellikle görüldüğü gibi ölü sayısının biraz artması söz konusu olabilir.

Değişik haber kaynaklarını izleyen herkes olayın ayrıntılarını biliyordur.

Bir davranış tarzı dikkatimi çekti. Bu davranış ülke insanının nasıl bir zihniyete sahip olduğunu göstermekte önemlidir.

Havaalanındaki taksiciler saldırının ardından panik içinde hemen oradan uzaklaşmak isteyenlerden 100 Dolar almışlar. 100 Dolar vermeyeni taşımamışlar!

Hatırlayacaksınız, kısa denilebilecek bir zaman önce Brüksel’de metroya düzenlenen benzeri bir saldırı olmuştu. Olayın ardından Brüksel’deki taksiler yaralı olan ve olmayanları parasız taşımışlardı.

Brüksel’dekileri Belçikalı olarak görmemek gerekir. Aralarında değişik uluslardan insanlar vardır: Arap, siyah, Türk, Kürt, Afgan, Belçikalı ve diğerleri…

Burada dikkat edilmesi gereken toplumdaki genel kafa yapısını yansıtan davranış tarzının şu veya bu halka özgü görülmemesidir. Yıllardır yaşadıkları toplumdaki davranış tarzını içselleştirmişlerdir.

Eminim Atatürk Havalimanı’ndaki taksiciler bu kadar kozmopolit bir yapıya sahip değildir ama önemli olan bu değildir. Önemli olan toplumdaki hakim anlayışın şoförde yansımasıdır.

Her iki ülkede de liberalizm bulunuyor yani sorun insanların bir bölümünün kapitalizmde diğerlerinin sosyalizmde yaşaması değildir.

İslamcılık bizde dini imanı para olan bir toplum yarattı.

Namazını kıl, orucunu tut ve biraz fazla para için de her şeyi yap…

Eminim Brüksel’deki taksiciler içinde de Müslümanlar vardır.

Burada sorun dinle ilgili değildir, toplumda hakim olan genel anlayışla ilgilidir.

Brüksel’deki de daha fazla para kazanmak ister ve bunun için birtakım numaralar da yapabilir. Ama insanlar ölürken ve yaralıyken yardımcı olmak yerine “nasıl daha fazla kazanabilirim” diye düşünmez.

Sorun insanların milliyeti ve dini değildir, AKP zihniyetidir.

Şaşırılacak bir durum da değil aslında…

Geç kalmış kapitalist zihniyet kadar kötüsü bulunmaz.

Çok sayıda eski devrimci 12 Eylül sonrasındaki yıllarda işveren oldu, kimisi küçük kimisi daha büyük işyerleri açtı. Buradaki çalışma şartları ve sömürü, politik geçmişi olmayan bir işverenin benzer bir üretim birimindekinde yaptığından çok daha kötüydü.

Geç kalmışlık insani değerlerin hiç birisini tanımamayı getiriyordu.

Bizdeki de benzer bir durumdur.

Bir an önce kazanmak, hızlı zengin olmak için her türlü insanlık değerinden uzaklaşmak…

Bir süre sonra ancak çok az kişinin zengin olabileceğini, kendisinin olamayacağını anlayacak ama daha zaman gerekiyor.

Yükselen Müslüman burjuvazinin topluma aşıladığı ve önemli oranda yerleştirdiği anlayış budur.

Daha fazla para al da ne yaparsan yap!