Şuanda 296 konuk çevrimiçi
BugünBugün1374
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15342
Bu ayBu ay15342
ToplamToplam10483766
Darbe yapmak değil, yapamamak suçtur! PDF Yazdır e-Posta


Cümle Aziz Nesin’e aittir ve tam olarak şöyledir: “Bu ülkede darbe yapmak değil, yapamamak suçtur!”

Darbeyi yapabilirseniz mesele yok… Kanunları istediğiniz gibi değiştirip uygulayabileceğinize göre, sonraki yıllarda –o da belki- hakkınızda soruşturma açılmasının lafı edilebilir ama uygulanamaz.

12 Eylül’ün beş generali de ya yargılanamadı ya da o kadar geç yargılandılar ki, olmasa da olurdu.

Darbeyi yapamamışsanız, o zaman durumunuz kötüdür.

Yaptığınız eylem Türk Ceza Kanunu’nun 146/1 maddesine girer. Madde eskiden bu isimdeydi, şimdi numarası değişmiş olabilir.

Bu madde, anayasal düzeni zor yoluyla değiştirmeye teşebbüse ceza verir. En az ceza müebbet, en üst ceza idamdır. Şimdi bunların yerini ağırlaştırılmış müebbet aldı. 30 yıl hapiste kaldıktan sonra –belki- infaz yayasıyla tahliye olabiliyorsunuz. Siyasiler için bu geçerli değildir ve darbeciler de bu kapsamda değerlendirilecektir.

Darbede tıpkı ayaklanma zamanında olduğu gibi arada durmak, tereddüt geçirmek yoktur; sonuna kadar gideceksiniz ve bileceksiniz ki, kaybederseniz ağır bir bedel ödeyeceksiniz.

Öldürülmediniz diyelim; işkence göreceksiniz, aşağılanmanın her çeşidini yaşayacaksınız. Sızlanmanın anlamı yok, bu iş böyledir.

Darbeci askerlere saldıran, köprüden denize atan, birinin kafasını kesen kitle var ya; bunların en az yüzde sekseni darbenin başarılı olması durumunda özellikle subayları omuzlarında taşıyacak olanlardır. Bunu biliyor olmanız gerekir!

ABD işgalinin ardından Saddam’ın heykeline terliğiyle vuran tipi hatırlıyor musunuz, bilmem. Saddam’ın sağlığında onun yağcıları arasında bulunduğuna eminim. Bunun gibi tipler her ülkede –bazılarında fazlasıyla- bulunur.

Darbe duyulunca Avrupa’nın değişik kentlerindeki TC konsoloslukları önünde protesto amaçlı toplananlar olmuş. Bunların tamamı AKP’lidir, ek olarak MHP’liler de olabilir. Frankfurt’ta gece yarısı konsolosluk önünde toplanan sayı, polisin verdiği rakama göre 1500 kişi… O saatte kentten ve çevresinden gelenler için hiç fena bir sayı değil. Polisin rakamı genellikle düşük vermesinden hareketle toplanan sayının 2000’den fazla olduğu söylenebilir.

Üzerlerine ateş açılabileceği endişesine sahip değillerdi. Bu tehlike olsaydı, ister ezan okuyun isterseniz tekbir getirin bunların onda birini bile toplayamazdınız.

Kazanırsanız kazanç büyüktür, kaybederseniz fatura ağırdır.

Göze alan girer…