Şuanda 323 konuk çevrimiçi
BugünBugün1342
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15310
Bu ayBu ay15310
ToplamToplam10483734
Erken yaşamak... PDF Yazdır e-Posta


Bazı insanlar zamanlarından çok önce yaşamışlar ya da yaşadıkları zamanın hayli ilerisini görebilmişler.

Bunlardan bir tanesi “Toplum ve ekonomi” adlı yazısında; yoksulların ekonomik olarak desteklenmesi için bir kuruluş gerektiğini, asgari ücretin belirlenmesini ve bunun da ekonomik rekabetin sona ermesini sağlayabileceğini” yazmış.

Yıl 1671, yer Almanya…

Daha kapitalizm hakim üretim tarzı değil ve asgari ücretten söz ediliyor.

Yazan ise “en zeki Alman” olarak bilinen Leibniz.

İnsanlık tarihinde çok yönlü insanlar azdır. Çok yönlüden kastettiğim, birkaç alanda dünya çapında üretim yapmış olanlardır.

Bunlardan en bilineni, Leonardo da Vinci’dir. Ressam olarak bilinir ama aynı zamanda iyi bir biyolog ve mühendistir. Tarihin gördüğü en yaratıcı insan olarak bilinir.

Leibniz’in çağdaşı Newton yaşamış en zeki insan olarak bilinir ama alanı fizik ve matematik dışında yoktur. Gerçi çekim yasasını bulmak, Leibniz ile aynı zamanda matematikte devrim yapacak buluşlar yapmak yeter de artar bile…

Felsefede Newton yoktur ama Leibniz vardır.

Leibniz zamanında postanın ulaşabildiği çok sayıda ülkede uluslar arası alanda adı bilinen herkesle mektuplaşmış. Çağının en ileri bilgisini temsil eden insanlarla nerede yaşarlarsa yaşasınlar iletişim içinde bulunmuş. Bu mektupları henüz tümüyle tasnif edilmemiş. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen neden yapılmamış diye sorulabilir. Nedeni, 200 bin sayfa civarında olmaları… O zaman daktilo olmadığına göre bir insan el yazısıyla nasıl bu kadar çok yazabilir?

Bir bölümünü kendisi söyledi başkası yazdı diyelim, ama yine de 200.000 sayfa dolduracak kadar yazacak konu bulmak müthiş bir şeydir.

Leibniz yıllarca hesap makinesi yapmak için uğraşmış, nasıl çalışacağını da çizmiş ama yaşadığı zamanın tekniği bunun yapılması için yeterli değilmiş.

Daha sonra yapılan hesap makinelerinin, giderek şifre çözmek için kullanılan makinelerin esası, Leibniz’in 450 yıl kadar önce bulduğu sisteme uygun olarak yapılıyormuş.

Leibniz bütün sayıları 0 ve 1 ile çeşitli sıralar halinde ifade edebilmiş, ki bu da bilgisayarın çalışmasının esasını oluşturur.

Almanya’nın nobeli sayılan ve her yıl değişik dallarda başarılı bilim insanlarına verilen ödül, doğal olarak Leibniz adını taşır.

Bazı üniversitelerin adları dünya çapında bilinen isimlerle anılır.

Leibniz Hannoverlidir ve oradaki üniversite de onun adını taşır.

Goethe Frankfurtludur ve bu kentteki üniversiteye adını vermiştir.

Bizde de Sütçü İmam Üniversitesi var!

Kurtuluş Savaşı’nda Fransızlara karşı çarpışan birisiymiş.

İyi güzel de, bırakın dünyayı, ülkede bile bu isim kaç kişi için anlam ifade eder!

Yıllardan beri Almanya’ya ve özellikle de Frankfurt’a gelen çok sayıda Çinli turist dikkatimi çekerdi. Neyi merak ediyorlardı, anlamazdım.

Münih, Berlin, Hamburg gibi daha güzel kentler varken neden Frankfurt?

Goethe’nin Çin kültüründe önemli yeri bulunduğunu, Werther’in Acıları ve Faust gibi yapıtlarının 1911’deki Sun Yat Sen’in adıyla anılan demokratik iktidardan sonra defalarca basıldığını yeni öğrendim.

Birbirinden çok uzak iki ülke birbirini kültürel olarak etkilemiş.

Konfuçyüs’ün dini öğretisine karşı bireysel gelişmenin savunulması ve bunun için de Goethe’ye başvurulması…

İkinci Dünya Savaşı sırasında bir bölüm Alman Yahudisinin Çin’e göç etmesi…

Almanya üniversitelerinde Çinceye gösterilen ilgiyi bu tarihsel temel üzerinde açıklamak mümkün olabilir.

1993’te Küba’ya gittiğim zaman kelime İspanyolca bilmiyordum ama dil konusunda sorun çıkmayacağından emindim. ABD’nin yakınındaki bir ülkede çok kişi İngilizce biliyordur diye düşünüyordum. Gerçek böyle değildi, eğitimli insanların önemli bölümü Almanca biliyordu.

Almanya neresi, Küba neresi!

Küba sağlık konusunda yaptığı araştırmalar ve ürettiği ilaçlarla ileri bir ülke olarak bilinir. Kübalı doktorların eğitiminde Demokratik Almanya Cumhuriyeti önemli rol oynamış…

Bu ülke ABD ambargosu nedeniyle başlıca ürünü olan şekeri ihraç etmekte zorluk yaşayan Küba’nın her yıl bütün şekerini satın alır, karşılığında süt tozu ve gıda malzemesi verirdi.

Başa dönersek, Almanya dergilerinde Leibniz’den geçilmiyor.

Nereden çıktı derseniz, 14 Kasım 1716, 300. ölüm yıldönümü...

Aydınlanmayı hazırlayan, Aydınlanma öncesi dönemin önemli isimlerinden bir tanesi…

Bizde ise ne tanınmış felsefeci var, ne yazar var, ne bilim insanı ne de mühendis var…

Az sayıda olanı da bilen azdır…

En başta devlet böyle konularla ilgilenmez…

Sıla’nın şarkısındaki gibi:

İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze…