Şuanda 309 konuk çevrimiçi
BugünBugün1349
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15317
Bu ayBu ay15317
ToplamToplam10483741
Dilin Kuranlaşması PDF Yazdır e-Posta


 

 

Militan dinci örgütler konusundaki merakımı yazdığım çeşitli yazılar vesilesiyle biliyor olmalısınız. Bu örgütlerin en bilinenleri İslam coğrafyasında bulunmakla birlikte silahlı dinci örgütler hristiyanlıkta da bulunuyor ama oldukça küçükler, dikkat çekmiyorlar. İslamda ise El Kaide, El Nusra, İslam Devleti, Boko Haram, Hamas, Hizbullah isimleri en çok bilinenler. Başkaları da vardır.

Bunlar arasında en fazla dikkat çeken ve üzerinde çok sayıda araştırma yapılan örgüt İslam Devleti’dir (İD). Küresel bir örgüttür. Dünyanın her tarafında gizli ya da açık faaliyeti bulunuyor. Değişik ülkelerde gelip Ortadoğu’da bu örgüte katılanların sayısı 20 bin olarak tahmin ediliyor. Bunların yüzde 15 kadarı kadın.

Bu örgüt insanları nasıl etkiliyor? Nasıl propaganda yapıyor? Nasıl bir dil kullanıyor? Müslüman olmayan bazı gençler nelerden etkilenip bu örgüte katılıyor?

Bu örgütler için söylenen “emperyalizmin maşasıdır” gibi belirlemeler bilgisizlik göstergesidir; üzerinde durmayacağım.

Dünyada olup bitenden hiçbir şey anlamayan insanların bırakın devrimi çorba bile yapabilecekleri şüphelidir.

Daha önce de belirtmiştim: bütün islamcı örgütlerin gelişme yolunun tipik özellikleri bulunur: önce rakiple işbirliği yapıp güçlenirler hatta onunla birlikte savaşırlar; güçlendikten sonra da eski dostlarıyla savaşa girerler.

Filistin’de Hamas’ın gelişmesi böyledir. Filistin Kurtuluş Örgütü’nü bölmek için İsrail tarafından desteklendi ve gelişti; daha sonra da İsrail ile savaşa yöneldi.

Kızıl Ordu Afganistan’a girdiğinde karşısında Taliban’ı buldu. Bu örgüt ABD tarafından askeri olarak desteklendi. Kızıl Ordu’nun yenilip çekilmesinin ardından El Kaide bu örgüt bünyesinden çıktı.

İD de ABD’nin Irak’ı işgal etmesinin ve bu ülkenin ordusunun dağıtılmasının sonucudur. Irak nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Şiiler Sünnileri dışlamaya başlayınca İD, Saddam’ın subayları tarafından kuruldu ve Sünniler arasında hızla gelişti.

Kiminle işine gelirse onunla işbirliği yapar, bu bağlamda da işine gelenle savaşır veya savaşmaz.

El Kaide’yi ABD’den daha çok İD geriletti denilebilir. Militan islamın dünya çapındaki örgütü bir süreden beri İD’dir.

Yerel olanların yanı sıra enternasyonal savaşçıları bulunuyor. Çeçenistan’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de savaşan ve gerektiğinde yer değiştiren savaşçılar…

Bu insanları haydut, manyak ya da basit kriminel olarak görmek yanlıştır.

Kendi kuralları var ve bunlara uyuyorlar.

Bizim için kabul edilemez kurallar ama kendi kurallarına uyuyorlar.

Suriye’de Lazkiye civarında işgale karşı savaştığını iddia eden bir tip vardı, terk edilen Alevi yerleşim birimlerindeki evleri yağmalarken yakalanmış…

Basit kriminel budur. İD’nin bu düzeye düştüğünü görmedim ya da düşen olursa hemen idam ediyorlar.

İD ile ilgili çok sayıda kitap çıkıyor ve tahmin edebileceğiniz gibi önemli bir bölümü doğru dürüst analiz ya da bilgi içermiyor.

Fransız bilim insanları bu konuda oldukça iyiler. Nedeni de bu ülkeden ve Belçika’dan çok sayıda kişinin İD’ye katılması ve bir bölümünün geri dönmüş olması olsa gerektir.

Bu insanlar Müslümanlar ama Fransız ya da Belçikalılar. Aileleri birkaç kuşaktır bu ülkelerde yaşıyor ve iyi Fransızca konuşuyorlar.

Bu ülkelerde İD’nin hakim olduğu özellikle büyük kentlerde bazı bölgeler de bulunuyor.

Dolayısıyla değerlendirme yapmak için ellerinde birinci elden bol miktarda malzeme bulunuyor.

“Bu insanlar önce radikalleşir, sonra islamı öğrenirler” saptaması bunlara aittir. Kafadan atmıyorlar, çok sayıda islamcı militanın hayat çizgisini inceleyerek bu sonuca varmışlar.

Almancada yeni çıkan Die Sprache des Terrors (Terörün Dili) kitabı da bir Fransız felsefe profesörü tarafından yazılmış. Ampirik araştırmaya dayanmıyor ama bunların sonuçlarını yorumluyor.

“Dilin Kuranlaşması” belirlemesini kitabın konu başlıklarından okudum.

Benzer bir gelişme bizde de var.

Henüz okumadım ama bir başka ilginç başlık, İD ve feminizmle ilgili. İD bir ara kadın savaşçılardan oluşan bir birlik kurmuştu, sürüyor mu, bilmiyorum.

İD’ye katılan kadınların büyük bölümünün bu örgütte ve onun temsil ettiği İslam anlayışında kadının nasıl değerlendirildiğini bilmiyor olmaları mümkün değildir. Biliyorlar, uygun buluyorlar ve gelip katılıyorlar.

Bu sürecin nedenlerini anlamadan bu örgütle mücadele edemezsiniz.

Bombalarsınız, bir yerde yok olur, başka yerde çıkar.

Boko Haram’ın bir bölümü İD’ye katılmıştı…

Afganistan’da gelişiyorlar…

Türkiye’de zaten ciddi bir tabanları bulunuyor.

Libya’da büyük oranda etkin durumdalar…

Suriye ve Irak’ı saymıyorum.

Yakında Yemen’de de El Kaide’nin içinde ortaya çıkarlarsa şaşmam.

İD ile El Kaide arasında “silahlı eylem önce radikal islamı toplayacaktır” olarak ifade edilebilecek bir mücadele bulunuyor. Birbirlerine saldırmıyorlar ama aralarında ciddi bir rekabet var.

İD de zayıflayabilir ama ortadan kalkacağını sanmıyorum.

Okuyalım bakalım…