Şuanda 248 konuk çevrimiçi
BugünBugün1426
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15394
Bu ayBu ay15394
ToplamToplam10483818
Bu yara değil ama bu laf beni öldürür! PDF Yazdır e-Posta


Bu fıkra yanlış hatırlamıyorsam Afrika kökenlidir, ama kökeni önemli değil, politik olarak yorumlanabilecek bir fıkradır.

Aslanın ayağına diken batmış, yürüyemiyormuş. Oflayıp puflayıp oturuyormuş.

Bir tilki gelmiş ve demiş ki:

“Aslan kardeş, yardıma ihtiyacın var mı?”

Aslan başını sallamış ve “Bu yara değil ama bu laf beni öldürür” demiş.

AKP ve Reis bugünlerde ABD ve Almanya’ya sürekli posta atıyor.

ABD, YPG’ye silah vermekte ısrar ederse, “başımızın çaresine bakarız” diyor.

Bak tabii ki, tutan mı var?

Bu tür ülkeler rastlantı sonucu karar almazlar, düşünüp alırlar. YPG’ye ağır silah verilmesi de düşünülüp alınılmış bir karardır. ABD Suriye’de kara savaşına girmek istemiyor ama kara ordusu olmadan da olmaz. Bu ordunun bir bölümü YPG mi olacak yoksa Türkiye mi olacak? Görülen odur ki, Türkiye bu konudaki şansını kaybetmiş durumdadır.

ABD bölgede mümkün olduğu kadar fazla siyasi aktörün bulunmasını ve hiç birisinin fazla güçlenmemesini ister. Suriye ve Irak’ta İslam Devleti (İD) kitle tabanı olan bir örgütlenmedir. Geriletilebileceğini ama yok edilemeyeceğini ABD de biliyor. İyice zayıflatmak da istemiyorlar, neden istesinler ki!

İD, İran’ın da düşmanıdır. Bu durumda neden ABD tarafından yok edilmek istensin?

ABD, Türkiye’nin rahatsızlıklarına aldırmıyor ve kararını uyguluyor.

YPG de ortalığı yatıştırmak için verilen ABD silahlarının kesinlikle Türkiye’ye karşı kullanılmayacağını söylüyor. Söylüyor ama silah silahtır, bugün olmaz yarın kullanılır ve dahası bu silahlar Türkiye’nin YPG’ye saldırmasını zorlaştırır.

Almanya derseniz AKP’nin attığı postalara hiç aldırmıyor.

İncirlik üssünü Ürdün’e taşımayı planlıyor.

Türkiye’den kaçan çok sayıda asker, hakim, öğretim üyesi ve gazetecinin ya iltica başvurusunu kabul ediyor ya da başvuruya bile gerek kalmadan oturma izni veriyor.

AKP buna fena halde bozuluyor ama Almanya aldırmıyor.

Üssü taşırız, birkaç Almanya vatandaşını daha tutuklayabilirler, ama o kadar; daha ne yapacaklar ki?

Türkiye’ye gelen turistler arasında ön sırada olan ve önemli para bırakan Almanlar da bu sene gelmiyorlar.

Türkiye halen bölgesel bir güç durumundadır. Eskiden olduğu gibi ABD ve Almanya’nın her istediğini yapmak durumunda değildir. Kendisine ihtiyaç duyulduğunu biliyor ve bunu da rahatlıkla kullanıyor.

1990’lı yıllarda Özal da benzerini yapmış ve SSCB’nin yıkılmasının ardından bölgesel güç olarak yükselen Türkiye’nin konumunu değerlendirmeye yönelmişti. Önemli hatası, çapının çok üzerinde oynamaya kalkmasıydı.

AKP de aynısını yapıyor ve bölgesel gücünün oldukça üzerinde oynamaya çalışıyor.

Bunun adına “kifayetsiz muhterislik” deniliyor. Büyük hırs var ama buna uygun çap bulunmuyor. Halbuki çaplarına uygun konuşsalar, taleplerde bulunsalar, daha başarılı olurlar.

Türkiye 1980’li yılların ülkesi değil, önemli bir bölgesel güç durumunda ama kendini çok daha büyük bir şey sanıyor. Aynı psikolojiyi Rusya Federasyonu’na karşı da sergilemeye çalışmış ve başarısız olmuştu.

Efendim, ABD YPG’ye silah verirse, ona savaş açacak değilmişiz!

ABD yetkilileri de herhalde “Vallaha bu laf bizi öldürür!” demişlerdir.

İçerde tribünlere oynanabiliyor da dışarıda aynısı olmuyor.