Şuanda 150 konuk çevrimiçi
BugünBugün1819
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15787
Bu ayBu ay15787
ToplamToplam10484211
Siz hala göçmen misiniz? PDF Yazdır e-Posta


Almanya’da hafta sonunda federal parlamento seçimi yapılıyor. Hıristiyan Demokratların en büyük parti olacakları şimdiden belli, ikinci de SPD olacak ama sonrakiler belli değil… Yeşiller, Sol Parti, FDP ve hatta AfD olabilir. Almanya İçin Alternatif adlı epeyce sağ partinin Federal Meclis’e gireceği kesin…

Bunu felaket olarak görmüyorum. Bu partinin zaten çok sayıda eyalet parlamentosunda ve belediyelerde temsilcileri bulunuyor. Var olanı yok saymakla bir yere varılmaz, bu kadar yerde olan federal düzeyde de temsil edilecektir. Böylece Türk ve Kürt solu Almanya’da yeni bir meşguliyet de bulmuş olur!

Neden derseniz; bu arkadaşları göçmenlik ve ırkçılık dışında başka konu ilgilendirmiyor. Erdoğan ile ilişkiler nasıl, Alman hükümetinin Kürt halkına karşı tutumu nedir; bunları da ekleyebilirsiniz ve ilgi burada biter.

Yıllardır Almanya’da yaşıyorlar ama bu toplumun başka hangi önemli sorunları bulunuyor; bilmiyorlar ve ilgilenmiyorlar.

Kendilerini hala göçmen olarak görüyorlar ve Türkiyeli kitlenin en geri kesimine seslenmekten ileriye de gidemiyorlar.

Almanya’da yaklaşık üç milyon Türkiyeli yaşıyor ve bunun da bir milyondan biraz fazlası ülkenin vatandaşı durumundadır. Bunlardan 720.000’i oy kullanma hakkına sahip bulunuyor. Bunların bir bölümü çifte vatandaştır, ne kadarı AKP’lidir bilmiyorum.

Politik olarak homojen olmayan bu kitle Almanya’da geleceğin Türkiye kökenli kitlesidir. Almanya vatandaşı olmaları Türkiye ile ilgilerinin kesildiği anlamına gelmiyor. Burada politik çalışma yürütmek isteyenlerin esas olarak bu kitleye yönelmeleri gerekir. Geriye kalan yaklaşık iki milyon ihmal edilebilir demiyorum ama asıl gelecek bunlara ait değildir. Bunların bir bölümü de zamanla vatandaş olacaktır.

Almanya vatandaşı olmak Alman olmak demek değildir ve ayrıca Alman olmak ne demektir ki? Nasıl türlü çeşitli Türk ve Kürt varsa, aynısı yıllardan beri Alman olanlar için de geçerlidir.

Göçmen kökenli Almanya vatandaşları melez bir kimliğe sahipler; onlar hem buranın hem de geldikleri ülkenin insanıdırlar. Ne oranda nereye ait oldukları kişiye göre değişmektedir.

Türkiyeli değişik sosyalist örgütlerin federal parlamento seçimiyle ilgili taleplerinde bu kitleyle ilgili bir şey bulunduğu söylenemez. Bu arada insanı güldüren talepleri okumak da mümkündür. Mesela “Herkese seçim hakkı” talebi gibi…

Bunu savunan SYKP’liler acaba “herkese yerel seçimlerde oy hakkı” talebinin 30-35 yıl öncesine ait olduğunu ve hiçbir sonuç alınamadığını biliyorlar mı?

Yerel seçimlerde karşılıklılık ilkesi uyarınca sadece Avrupa Birliği (AB) vatandaşı olan ülkelerden insanlar oy kullanabiliyor. Başka bir AB ülkesinde yaşayan Almanya vatandaşları da orada yerel seçimde oy kullanıyorlardır. Türkiye AB üyesi olmamasına karşın bu talep belirli oranda tutmuştu, ardından vatandaşlığa geçiş kolaylaşınca gündemden düştü.

“Herkese seçim hakkı” ise anlamsız bir taleptir.

Dünyanın hangi ülkesinde o ülkenin vatandaşı olmayan kişiye genel seçimde oy kullanma hakkı tanınmıştır? Tek örnek gösterilemez. Anlamsız bir taleptir.

Almanya’daki seçimde “boykot” çağrısı yapan Ankara partilerine gelince; bizimkiler bunların reklamını yapmasa, adlarını duyan bulunmuyor. “Şöyle dediler, böyle dediler” diye sanki çok önemliymiş gibi bunlara cevap veriyorlar.

Bu tür partiler ilk kez kurulmuyor ve bugüne kadar da varlık gösteremeyerek kapandılar.

Buradan Türkiye’de yapılan seçimlerde ülke dışından oy kullanma konusuna geçelim.

Türkiye dışında yaklaşık 6 milyon Türkiyeli veya Türkiye kökenli yaşıyor.  Bunların 1.260.000’i seçmen durumundadır. Geri kalanların bir bölümü 18 yaşından küçüktür ve TC vatandaşlığından çıkmış demektir. Bu seçmen sayısının yaklaşık yarısı Almanya’da bulunuyor.

Ülke dışındaki TC vatandaşlarının oy kullanabilmesi yıllardan beri gündemdeydi ama bir türlü yasalaşamazdı. Sınır kapılarında oy kullanabilirlerdi ama rakam da doğal olarak hayli azdı. AKP döneminde yasalaştı. İyi bir örgütlenme yapılabildiğini söylemek mümkün değil çünkü sadece konsolosluklarda oy kullanılabiliyor ve çok sayıda kişi de bunun için birkaç yüz km. yol gitmek zorunda kalıyor. Herkes de bunu yapamıyor doğal olarak… Yine de eskisine göre oy kullanabilen sayısı epeyce arttı.

Almanya’da yaşayanların ülke seçimlerinde oy kullanmasına karşı çıkıldı?

Şaşırmayın hem de EMEP’in Almanya’daki uzantısı DİDF çıkmıştı.

Gerekçe: Türkiye seçimlerinde oy kullanmak buradaki kitlenin dikkatini oraya çekeceğinden uyuma engel olur…

Maşallah maşallah yani başka ne nedir?

Almanı Fransızı İngilizi dünyanın neresinde olursa olsun kendi ülkesindeki seçimde mektupla oy kullanırken, Türkiye insanı neden kullanamayacakmış?

Ardından aynı örgüt “filanca partiye oy verin” çağrısı yapmakta da sakınca görmedi.

Eski Halkın Kurtuluşçusu bir arkadaş, “Normaldir, politik hayatımız kıvırmakla geçti” demişti ve haklıydı doğrusu…

Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve buna benzer konular HDK-A’da dahil bütün örgütlerin yoğunlaştığı konulardır. Almanya nükleer enerjiden çıkma kararı aldı, yerini rüzgar, su ve güneşten elektrik elde etmek alıyor ama bu arada taş kömürü santraları da kuruluyor. Protestolar var, bizimkilerden tık yok. Ya duymadılar bile ya da ilgilenmiyorlar.

Dünyada en çok mülteci alan ülkelerden bir tanesi Almanya’dır. Bizimkilerin “sınırlar açılsın”dan başka politikası bulunmuyor. Bu da olmayacak bir şey!

900 bin mültecinin ne kadarı burada kaldı ve ne yapıyorlar, bizimkilerin ilgisini çekmiyor.

Göç sürüyor. Öğretim üyeleri, diplomatik pasaportlular, bazı generaller Almanya’ya iltica talebinde bulunuyor. Almanya bunlar arasında kendine göre kategoriler kuruyor. Bazılarının başvurusu on günde kabul edilirken, bu kategoriye girmeyenler reddediliyor.

İzleyen var mı bu olup biteni, sanmıyorum.

Almanya’nın sosyal yardım alanların Türkiye’deki durumunu araştırmaya yönelmesi ise herkesin ilgisini çekiyor.

Burada sosyal yardım alıp Türkiye’de ev ve arsa alanlar az değil…

Bunlar çalışmayan, üretmeyen, asalak yaşayan ve genellikle de AKP’li olan tiplerdir.

Bunların imkanlarının kısıtlanması sosyalistleri neden ilgilendirir, bilinmez.

Bu insanlardan bize bir şey çıkmaz ya da çok az çıkar.

Dikkatinizi başkalarına çevirmeniz gerekmez mi?

Bunları yazmanın fazla anlamı olmadığını biliyorum çünkü 20-25 yıldır yaşadığı ülkenin sorunlarını bu kadar dar bir bakışla değerlendirenler için yazmak boşa gider.

Göçmenlik sürekli artan sayıda insan için sona eriyor. Bu insanlar Almanya’nın parçası durumundadırlar. Vatandaşlar veya değiller ama bu ülkenin parçası durumundadırlar. Çoğunun birinci dili –ana dili değil- Almanca. Bu dilde sosyalizasyon yaşamışlar, kafa yapıları da biraz bu dile göre şekillenmiş. Türkiye ile bağlantıları da bulunuyor, ilgileri de var ama Almanya ağır basıyor.

Geleceği olan, sayıca artacak olan, ileri kesim bunlardır.

Öncelikle bunlara hitap etmek gerekir.