Demirtaş’ın Seher adlı öykü kitabından söz edeceğim; siz de “böyle politik hamle mi olurmuş?” diye soracaksınız. Evet, olur. Burada söz konusu olan sadece edebiyat değil, aynı zamanda önemli bir politik hamledir.

Başlarken belirteyim, kitabı okumadım ama kişisel tanıdıklar ve internet dünyası çerçevesinde aleyhinde değerlendirme yapan da duymadım. Tersine Türkçeyi iyi kullanıyor, edebi anlatım tekniğini biliyor değerlendirmelerini duydum.

Değişik yazarlar bir araya gelip kitaptan öyküler okumuşlar. Bu hem bir dayanışma örneğidir hem de kitabın beğenildiğini gösterir.

Bu kitap Türk orta sınıfına sesleniyor denilebilir. Politik edebiyat, içinde politika bulunmayan ama politik mesajı olan edebiyattır. Slogan aramayın, bulamazsınız; Kürt halkı aramayın, bulamazsınız; ama tanınmış bir Kürt politikacısı Türkçe olarak iyi bir öykü kitabı ortaya çıkarmıştır. Kitabın adından da kadın konusunun ön planda olduğu belli olmaktadır.

Bu türlü çabalar Türk orta sınıfını –çoğunlukla CHP seçmenidir- açık politik mesajlardan daha fazla etkiler. Bu nedenle de söz konusu kitap sadece edebi bir yapıt değil aynı zamanda önemli bir politik hamledir.

Başka şartlarda yayımlansaydı politik değer taşımayabilir ve sadece edebi yönden değerlendirilebilirdi ama ortam farklıdır. Demirtaş hapishanededir, partisi ağır saldırılara uğramıştır ve bu halen sürmektedir ve o da güzel bir öykü kitabı yazmıştır.

Mesaj herkesedir ama özellikle eğitimli CHP’lilere yöneliktir. Etkili olduğu şimdiden görülüyor. Bu etki politikada değişime yol açar mı, şimdilik sanmıyorum. Her durumda denemeden bilemezsiniz.

İyi Türkçe kullanımı aynı zamanda Türkiyelilik vurgusu anlamına gelir. Kürtlerde Türkçeyi Türklerden daha iyi kullanan insanlar gördüm. Demirtaş bu bakımdan özel bir örnek sayılmaz. Böyle bile olsa, parti başkanı olduğu için ayrı bir konumu bulunuyor.

Burası Türkiye, belli mi olur; bakarsınız Demirtaş’ın öykü yazması da yasaklanır!