Şuanda 238 konuk çevrimiçi
BugünBugün1863
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15831
Bu ayBu ay15831
ToplamToplam10484255
Deniz Gezmiş yaşasaydı ne olurdu? PDF Yazdır e-Posta


Bu soruyla değişik zamanlarda karşılaştım. Deniz Gezmiş idam edilmeseydi ve 1974 affına göre hesaplanırsa 15 yıl hapis yatıp 1980’li yılların ortalarında tahliye olsaydı nasıl bir gelişme gösterirdi?

Bu insanlar aynı dönemde THKO ve THKP-C içinde yer alıp daha sonra yıllarca hapis yatan ve tahliye olduktan sonra da geçmişini unutan ya da geriye çekilen veya iş hayatına atılıp firma kuran insanlar örneğinden hareket ederek bunu soruyorlardı.

Soru yanlış olunca cevabın doğru olması mümkün değil…

Cevap bilinemez ve bilinemeyecek konularda da faraziyeler uydurmak doğru değildir.

Tabii ki herkes değişebilir. 40-45 yıl uzun bir zaman, dünyada büyük değişikliklerin gerçekleştiği bir dönem yaşandı. Bu dönemde –yaşasaydı eğer- Deniz Gezmiş de büyük ihtimalle farklı düşüncelere sahip olurdu. Bunlar neler olurdu, bilemeyiz.

Deniz Gezmiş ve birlikte idam edildiği yoldaşları devrimci düşünceyi içselleştirmişlerdi. Bu nedenle aradan geçen yıllar içinde bazı görüşleri doğaldır ki değişebilirdi ama devrimci kalırlardı.

68 kuşağında yer alan insanların bir bölümü hayata veda etti ve bunu sürekli olarak yenileri izliyor. Hayat hikayelerine baktığınızda 1970-1971’de THKO veya THKP-C içinde yer almışlar, yakalanıp işkence görmüşler, değişik uzunlukta hapiste kalmışlar, çıktıktan sonra da genellikle pek aktif olmamışlar. Bazıları iş hayatına atılmış ama eskiden Deniz Gezmiş’in arkadaşı olduğunu sürekli belirtmeyi, bunu kullanmayı da ihmal etmemişler.

Hayatlarında yaptıkları en önemli iş bu, sonrası bulunmuyor… Hayatları boyunca o zaman yaptıklarını kullanıyorlar.

O dönem özel bir dönem, ama ne kadar özel olsa da aradan yıllar geçmiş, ülkede bir sürü şey olmuş, değişiklikler yaşanmış; bunlara karşı nasıl tutum almışsın, mücadelenin neresinde yer almışsın; bu soruların cevabı bulunmuyor. Tarih 1970-71’de donup kalmış.

Başka ülkelerin 68’lerini de öğrendiğiniz zaman bizdekine “bitmeyen 68” demek zorunda kalıyorsunuz. Aslında buna “anılarda bitmeyen 68” demek daha doğru olur. 68 dönemi çoktan bitti ama anılarda sürekli tekrarlanarak yaşanıyor. Başka ülkelerin 1968 tarihinde böyle örneğe rastlamadım. Köşesine çekilen de mücadelesini sürdüren de o dönemi geride bırakmış… İnsanlar ya artık o dönemle ilgilenmiyorlar ya da o dönemi aşan işler yaptıkları için sürekli olarak geriye bakmak ihtiyacını hissetmiyorlar.

68 ilk küresel hareketti ve ortak paydası varolana itiraz etmek ve değiştirmek mücadelesiydi. Sadece Batı Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin 68’i değil, o dönemki belirlemeyle 3. Dünya ülkelerinin ve sosyalist ülkelerin de 68’i vardır. Çin’deki Kültür Devrimi de 68 bağlamında değerlendirilmelidir.

68’li olmak o yıllarda politika yapmak değildir. Dünyayı değiştirme doğrultusunda, varolana itiraz ederek mücadele etmektir. İtirazda bulunduğunuz düzen kapitalist de olabilir, sosyalist de… Prag Baharı 68’de olmuştu, hatırlayın. Çekoslovakya, Yugoslavya, Polonya, Demokratik Almanya Cumhuriyeti gibi ülkelerde farklı bir sosyalizm isteniyordu.

68’li olmaya o yıllarda politik mücadele içinde bulunmak bağlamında bakarsanız, AKP’nin yönetici kadrolarının da o dönemden geldiğini görebilirsiniz. Bülent Arınç, Abdullah Gül gibi isimler ve daha başkaları da o yıllarda MTTB üyesiydiler. Bu örgüt 1969 başında İstanbul’da Kanlı Pazar olarak bilinen saldırıyı örgütlemişti. 6. Filo’yu protesto eden gençlere saldırmışlar, polis saldırganları görmezden gelmiş ve iki kişi ölmüştü.

Bu insanların aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen neden Deniz Gezmiş ve Che Guevara’dan nefret ettikleri anlaşılabilir. Neredeyse 50 yıl önce de bu isimlere düşmandılar. Bu isimler aramızdan ayrılalı 45-50 yıl oldu ama hala onlardan rahatsız oluyorlar.

6 Mayıs 1972’deki idamları hepsi destekledi ve büyük hata yaptıklarını, insanları bırakın unutturmayı, ölümsüzlükleştirdiklerini daha sonra anlayabildiler.

Şimdi de anılarından rahatsız olup duruyorlar…