Şuanda 247 konuk çevrimiçi
BugünBugün998
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14966
Bu ayBu ay14966
ToplamToplam10483390
68, 68'E KARŞI... PDF Yazdır e-Posta


Başka bir ülkede bizdekine benzer bir durum var mıdır, bilemiyorum ama hiç sanmıyorum. Bizde iktidarda 68’in öteki ucu bulunuyor…

Önce kavramları açalım…

68’li ne demektir?

1945-1952 yılları arasında doğan ve 1965-1972 döneminde sol mücadele içinde bulunan kişi demektir.

Bu tanım iki grubu dışında tutar:

Birincisi: o yıllarda belirtilen yaşlarda olan, üniversitede de okumuş ama pek bir şeye karışmamış insanlar 68’li tanımına girmez.

İkincisi: o yıllarda sağ politik mücadele içinde bulunanlar da bu tanıma girmez. 68 hareketi dünya çapında sol ve varolan düzene karşı harekettir. Aynı dönemde, bizde olduğu gibi değişik ülkelerde de sağ hareketler vardır.

O yıllarda MHP ve ülkücüler yoktu, MTTB (Milli Türk Talebe Birliği) ve bu çerçevede İslamcılar vardı. Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, TMBB Başkanı İsmail Kahraman ve AKP’li başka isimler bu dönemin ve bu örgütün insanlarıdır.

Yazının başında belirttiğim gibi sağdaki 68’in bizdeki kadar ön planda olduğu başka bir ülke var mıdır, bilmiyorum.

Yazının bundan sonraki bölümünde 68 hareketi dediğim zaman terimin klasik anlamı, soldaki 68 anlaşılmalıdır.

Başka ülkelerde olduğu gibi bizdeki 68 hareketi de soldaydı ama kendi içinde birlik değildi. Daha sonra THKP-C, THKO’yu oluşturacak olanların yanı sıra Doktorcular (Hikmet Kıvılcımlı taraftarları), TİP’liler, Aydınlıkçılar (şimdiki Vatan Partililer) ve az buçuk da TKP’liler vardı. İbrahim Kaypakkaya yıllarca Aydınlık çevresinde kaldı, daha sonra ayrılacaktı.

1975-1980 döneminde solda ortaya çıkan çok sayıda gruplaşmanın temeli 1965-1972 döneminde vardı, ayrılıklar gelişecek ve iyice çeşitlenecekti.

Başka ülkelerde –mesela Almanya’da- olduğu gibi bizde de 68’liler ilerleyen yıllarda sol ve sol olmayanlar olarak ayrışacaktı.

Almanya’da 68’den doğan en önemli örgüt Yeşiller Partisi’dir. Bu örgüt değişik ayrılıklar yaşayarak mevcut düzenin önemli bileşenlerinden birisi durumuna geldi. Bu süreç tek yanlı olmadı, Almanya’da kapitalizm de değişti. Bu ve benzeri ülkelerdeki kapitalizmlerin önemli özelliklerinden bir tanesi de kendilerini biraz değiştirerek muhalefeti önemli oranda içlerine alabilmeleridir.

Almanya’da 1968’de da kapitalizm egemendi, Yeşiller’in düzene tam olarak entegre olduğu 1990’lı yıllarda da böyleydi ama aynı kapitalizmin sürdüğünden söz edilemez. Almanya kapitalizmi artık “yeşil kapitalizm” olarak biliniyor. Bu ülkede kapitalizm Yeşiller’in önde gelen isteklerinden hareketle ekolojiyi dikkate alan bir kapitalizm durumuna geldi. Bu ülke bir süreden beri nükleer enerjiden çıkışın öncülüğünü yapıyor.

Bizdeki 68’lilerin bir bölümü de düzene entegre oldular ama kapitalizm bu nedenle kendini değiştirmedi, insanlar fikirlerini değiştirdiler.

Doğu Perinçek de 68’lidir. Yusuf Küpeli’nin yazdığı 1965-1971 Türkiye’de Devrimci Mücadele ve Dev-Genç’te örnekleriyle belirtildiği gibi o yıllarda da dengesiz bir çizgisi vardı ama solda sayılırdı. Sonra tam ters tarafa gidecekti…

Sadece o zamanki Beyaz Aydınlık çevresinin bir bölümü değil, başkaları da gidecekti.

Burada belirteyim; başlangıçta Aydınlık adlı tek dergi çıkıyordu. Doğu Perinçek kesimiyle yaşanılan ayrılıktan sonra bu kesim beyaz kapaklı bir dergi, diğer kesim kırmızı kapaklı bir dergi çıkarmaya başladı. Belirleme buradan geliyor. Doğuların dergisinin adı, yanlış hatırlamıyorsam, Proleter Devrimci Aydınlık idi.

THKP-C’nin üç kurucusundan bir tanesi sıkıyönetim mahkemesinde –kendine göre haklı nedenlerle- Süleyman Demirel’i övecek, 2000’li yıllarda ise ordunun hegemonyasına son verdiği için AKP’ni “demokratik devrim yaptığını” savunacaktı. Bu bağlamda da Gezi’ye karşı çıkacaktı…

Zamanın 68’lilerinin bir bölümü köşesine çekilirken, bir bölümü de CHP’li oldu ve kendilerini halen sol olarak görüyorlar.

68’lilerden müthiş milliyetçiler de çıktı. Kürt hareketine öylesine karşıydılar ki, bence MHP bile onları kesmezdi. Kendilerini hala solda görüyorlardı, orası ayrı…

İnsanların 50 yıl önceki görüşlerini savunmayı sürdürmesi beklenemez. Aynen olmasa bile sosyalist çerçevede kalarak savunmayı sürdürenler olduğu gibi, bambaşka yerlere gidenler de olabilir.

Normal görmek gerekir ve bu parçalanma da bize özgü değildir, 68’in yaşandığı bütün ülkelerde vardır.

Bizdeki orijinallik 68’in karşı tarafının iktidarda olmasıdır.

283 kişinin bir açıklama yaparak cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş’ı desteklemesini bu açıdan önemli buluyorum.

Karşımızdakiler 68’in öteki tarafıdır…