Şuanda 148 konuk çevrimiçi
BugünBugün936
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14904
Bu ayBu ay14904
ToplamToplam10483328
AKP bu hamleyi bekliyordu PDF Yazdır e-Posta


ABD’nin rahip Brunson’un ev hapsinde bile olsa halen tutuklu olmasını gerekçe göstererek iki bakanın ülkedeki mal varlıklarını dondurması kararı AKP tarafından beklenmiyor değildi. Gerçekte daha ağırını bekliyorlardı ve ABD’nin tepkisi beklenenden hafif oldu.

Önceki yazıda ABD’nin tepkisinin asıl nedeninin Brunson değil Rusya Federasyonu’ndan S 400 füzeleri alınması olduğunu açıklamıştım.

AKP’nin bu tepkiyi beklediğini neye dayanarak söylüyorum?

Birkaç ay önce Türkiye’nin ABD’de tutulan altınları İsviçre’ye nakledildi.

Nereden icap etmişti bu nakil?

Birkaç ay önce buna anlam vermek mümkün değildi, şimdi ise mümkündür.

AKP, ABD’nin yaptırım uygulayacağını düşünmüş ve oradaki altınları başka ülkeye nakletmiştir.

Öngörüleri hiç fena değil doğrusu…

ABD’nin tepkisi beklenenden hafif oldu, arkası ne oranda gelir bilemiyorum ama Hollanda ile yaşanan kriz dikkate alınacak olursa uzun sürmeyeceği söylenebilir.

Hollanda ile karşılıklı rest çekilmiş, elçiler geri çağrılmış ama bu süreç içinde iki ülke arasındaki işbirliği sekteye uğramamış ve aradan biraz zaman geçince de normalleşmeye dönülmüştür.

Türkiye bundan sonraki adım olarak ABD’nin İncirlik üssünü kapatabilir veya kullanımını kısıtlayabilir. Kapatsa bile bu önlem ABD’yi etkilemez. Almanya daha önce önlem almış ve İncirlik’teki askerlerini Ürdün’e taşımaya yönelmişti. ABD de askeri üs için pekala Ürdün’e gidebilir.

Türkiye’nin 1991’den sonra ya da SSCB’nin dağılmasının ardından değişen konumunu dikkate almayan arkadaşlar hala –ağız alışkanlığıyla- Türkiye ile ABD ilişkisinin eskiden olduğu gibi olduğunu düşünüyorlar.

Türkiye’nin konumu 1991 sonrasında değişti. Geçenlerde bir bakan “Biz öyle kolay vazgeçilecek bir ülke değiliz” derken buna güvenerek söylüyordu.

27 Mayıs 1960 öncesinde iktidarda bulunan Demokrat Parti ile ABD arasında sertleşen ilişkiyle bugünü karşılaştırmak yanlıştır. Bugünkü Türkiye o günkü Türkiye değildir. Bunu dikkate almadan 60 yıl öncesini bugüne taşımak doğru değildir.

Türkiye, Suriye ve Irak’ta olduğu gibi askeri işgalle ve başka yollarla yayılmacı amaçları olan, Ortadoğu ve Afrika’da olduğu gibi boşlukları bulup artan oranda sermaye ihracına yönelen, silah sanayisi kuran ve silah ihraç eden, kısacası emperyal amaçları olan bir ülkedir.

Bir ABD, RF, Almanya değildir ama 30 yıl öncesindeki gibi NATO’nun güneydoğu kanadının bekçisi olmaktan öteye işlevi bulunmayan bir ülke de değildir.

Yazıyı politikaya uyarlanabilecek bir fıkrayla tamamlayayım:

İki petrol zengini şeyh bir batı ülkesindeyken şeyhlerden birisi oteldeki garsonla bir nedenle tartışmış. Diğeri demiş ki: “Ne tartışıyorsun? Oteli satın al, garsonu kov!”

 

ABD de eskiden böyle yapardı ama artık durum değişti…