Dün gece geç vakit siteye bakıp da 750 rakamını görünce doğrusu şaşırdım. Bu kadar ilgiyi beklemiyordum. Bazı arkadaşlarımızın sürekli yazmaları, yazanların ya gerçek kimlikleriyle yazmaları ya da kimliklerinin bizce bilinmesi, kimsenin birbirinin adını kullanarak yazı yazmaması gibi olgular sitenin ziyaretçi sayısında bazen patlama yaratıyor.

 

Yazan arkadaşlardan bir tanesi Mihrac Ural'ın sitesini incelemis ve bu kisinin ne türlü numaralar yaparak sitenin ziyaretçi sayısını çoğalttığını ayrıntılarıyla açıklamış. İnternetten anlayan bir arkadaş, benden daha çok anlıyor ve söyledikleri de herhalde doğrudur.

 

Önceden de belirtmiştim: Bu siteyi günde doğru dürüst insan karakterine sahip yüz kişi okusa benim için yeterlidir. Ama epeyce fazlası okuyor, sağolsunlar...

 

Dahası, değişik arkadaşlar bu sitedeki yazıları kopyalayıp çok sayıda değişik siteye gönderiyorlar. Nereye ne kadar yazı gidiyor, bilmiyorum açıkcası... Bazen filanca yazınızı cok beğendik diye hiç tanımadığım sitelere referans veren okurlardan mesajlar geliyor. Yazımı adını hiç duymadığım bir sitede okumuşlar.

 

Her gün saatlerce internet başında oturmadığım için bu siteleri bilmiyorum. Öğrenmek gibi bir çabam da yok.

 

Bunu küçümseme bağlamında ele almayın. Hayatını çalışarak kazanan ve üreten bir insanım... Bir yazıyorsanız en az beş hatta daha fazla okumanız gerekiyor. Bunlar da zaman alan işler... Her gün birkaç saatimi internette harcarsam, bunları yapamam.

 

Önceden de yazmıştım: İnterneti abartmayın. İnterneti acemiler abartır. İnternet, gerçekte var olanın konumunu biraz yükseltir ya da biraz alçaltır, hepsi bu kadar.

 

Mihrac Ural rezil kepaze oldu. Hainliği, ajanlığı, devrimci katilliği, hırsızlığı, hepsi ortaya çıktı, daha da çıkıyor.

 

Eğer önceden beri hakkında çok kötü belirlemeler yapılmıyor olsaydı, bizim, internet aracılığıyla yapabileceklerimiz sınırlıydı. Geniş bir kesim Mihrac Ural'ın ne mal olduğunu -bu kadar ayrıntılı olmasa bile- önceden biliyordu, bu sayfa vasıtasıyla internet de bunun üzerine geldi.

 

Konuyu tersinden ele alırsak yine aynısını görürüz:

 

Mihrac Ural neredeyse iki yıldır benim hakkımda atıyor tutuyor, ona buna iletiler gönderiyor.

Sonuç, sıfır...

Geçen yıl ve bu yıl ülkenin Türk ve Kürt aydınlarının, devrimcilerinin az olmayan bir bölümü Frankfurt Kitap Fuarı'na geldi. Epeyce konuştuk.  Mihrac Ural'dan ne ben söz ettim ne de başkası söz etti. normali de budur...

 

Hayatın içinde var mısın? Varsan seni zaten herkes biliyor. Yoksan, internet vasıtasıyla var olamazsın.

 

Bizim soytarının çok güvendiği bir silahı vardı. Hiç işe yaramadı. Elinde kaldı. Şimdi ne yapacağını düşünüyor olmalı... Uygun bir cebine koyuversin artık, ne yapalım...

 

Daha anlatılacak konular var ama yazıyı uzatmayacağım. Fuar bugün bitti ve ben de feci şekilde yorgunum. O nedenle burada kesiyorum.