Şuanda 283 konuk çevrimiçi
BugünBugün1029
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14997
Bu ayBu ay14997
ToplamToplam10483421
Ortadoğu klasiği: savaş, yenil ve ağla! PDF Yazdır e-Posta


İnsan “Böyle şey olur mu?” diye düşünüyor ama yıllardan beri oluyor. Ek olarak da pek az kişi savaşıp kaybedenin kaçınılmaz olarak bedel ödeyeceğini düşünmüyor.

İsrail’in 1967’de işgal ettiği, 1981’de ilhak ettiğini açıkladığı ve son olarak da İsrail’e ait olduğu ABD tarafından tanınan Golan tepelerinden söz ediyorum.

1967’de lise son sınıftaydım ve savaşı iyi hatırlıyorum.

Suriye ve özellikle de Mısır “İsrail’i haritadan sileceklerini” defalarca açıkladılar. Savaş başlamak üzereydi ve başladı. İsrail ordusu Mısır ve Suriye’yi perişan etti, içinde Golan tepelerinin de bulunduğu geniş bir araziyi de işgal etti. Başka bir belirlemeyle sınırlarını genişletti.

İsrail daha sonra Mısır ile yapılan anlaşma gereğince bu toprakların bir bölümünden çekildi. Karşılığında en güçlü Arap ülkesi Mısır tarafından tanındı. Bir devleti tanımak, onun meşruluğunu kabul etmek demektir.

Savaştın, kaybettin ve faturayı ödeyeceksin…

Bu kadar açıktır.

Hem savaşacaksın hem kaybedeceksin ve hem de işgal altındaki toprağını geri isteyeceksin…

Buna politika değil komedi denir.

Mısır ve Suriye kazansaydı İsrail’i haritadan sileceklerdi, iddiaları böyleydi ama kazanamadılar. Suriye için bu yenilginin önde gelen faturası Golan tepeleridir.

Benzer kafa yapısını bizde de görmek mümkündür. Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşına girmiş ve kaybetmiştir. Savaşı kaybeden bütün ülkeler gibi topraklarının işgal edilmesi normaldir. İmparatorluğun parçalanması da normaldir. Nitekim savaşı kaybeden Avusturya-Macaristan İmparatorluğu da parçalanmıştır.

Bu işgali kabul etmezsin, savaşırsın, orası ayrı ama işgal kaybeden taraf için katlanılması gereken bir sonuçtur.

Bazıları der ki: “Toprak uğrunda ölen varsa vatandır.”

Sen o toprak için kanını döküyorsun, peki karşı taraf su mu döküyor?

Fırat’ın doğusu belkemiğini YPG’nin oluşturduğu güçler tarafından önemli oranda temizlendi. İslam Devleti ne Irak ne de Suriye’de yok olmadı, sadece görünür varlığı kalmadı.

YPG ve müttefikleri yapılan açıklamaya göre toplam 11.000 kayıp verdi. Bunlardan 8000 kadarı Kürt kalanları ise Arap, Süryani ve dışarıdan dayanışma için gelen başka halklardan insanlardır.

Şimdi 11.000 kayıp veren bir güç bu toprağı bırakır mı? Başkaları bu toprağı alabilmek için kan döktüyse o da döktü.

Savaşıldı, şimdilik kazanıldı ve kazanan başarının sonuçlarını doğaldır ki kendi hanesine yazacaktır.

Suriye gittikçe küçülüyor…

Bir bölümünü –Golan- İsrail aldı, Türkiye bir bölümünü ilhak etti, topraklarında ABD ve Fransız askerleri bulunuyor. Ek olarak da ülke fiilen İran ordusunun işgali altındadır.

Şam’daki yönetim ise “topraklarımızı temizleyeceğiz” diye arada bir kükrüyor!

Savaşta kaybeden faturayı öder ve çok mu zordur bunu anlamak?