Son zamanlarda Mihriban Ural imzasıyla değişik insanlara yönelik olarak açık hakaretler içeren metinler kaleme alınıyor.

Öncelikle bu gelişmeyi memnunlukla karşıladığımı söylemeliyim: son askerler de cepheye sürüldüğüne göre durum iyice kötü demektir.

Geride Malak Fadal kaldı, bakalım onu ne zaman göreceğiz?

Mihriban Ural ne iş yapar?

Hatay’da Türkçe öğretmenidir!

Bunu öğrendiğimde “bu korkunç bir şey” diye düşünmekten kendimi alamadım. Mihrac Ural ve genel olarak Ural ailesi, ne mal oldukları fazlasıyla bilinmesine karşın, beni sürekli olarak şaşırtmaya devam ediyorlar. Bu kadarını düşünememiştim…

Nedenini başka bir örnekle anlatayım:

Yıllardır Almanya’da yaşayan Kemal adlı bir arkadaş vardı. 12 Eylül öncesinde Devrimci Yol’un TÖB-DER içindeki önemli kişilerinden bir tanesiydi. O da Türkçe öğretmeniydi ve yıllarca Kürtlerin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde öğretmenlik yapmıştı.

Kendisi yıllar sonra durumunu şöyle anlatacaktı:

“Çocuklara Türkçe öğretmeye çalışıyordum. Yaptığımın da iyi bir şey olduğunu sanıyordum. Ancak yıllar sonra, Almanya’ya geldikten sonra, yaptığımın ne kadar kötü olduğunu öğrenecektim. Devletin Kürtleri asimilasyon politikasının uygulayıcılarından bir tanesiydim. Gerçekte böyle yaptığımı o zaman hiç düşünmemiştim.”

Hatırlarsınız, 1980’li yıllarda PKK, Kürtlere Türkçe öğretmeye çalışan öğretmenleri önce uyarır ve görevi bırakmalarını isterdi. Buna uymayanı da öldürürdü.

Bu öğretmenler, devletin bölgedeki asimilasyon politikasının aracıydılar. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak… Uyarıldıklarına göre durumu anlamaları gerekirdi.

Şimdi Mihriban Ural adlı hanımefendinin yaptığına gelelim…

Kürt kelimesini Arap ile değiştirin, yapılan aynıdır. Mihriban Hanım, Hatay’da devletin Arapları asimile etme politikasının uygulayıcılarından bir tanesidir.

Ağabeyi Mihrac Ural sözüm ona Hatay halkının kendi kaderini belirlemesinin, kendi dilini serbestçe kullanabilmesinin, bu dilin eğitimini görmesinin savunucularından birisidir. Babası da sözüm ona oldukça eski yıllarda kalmış Uraba Direnişi’ne –milliyetçi bir hareket- katılmıştır…

En azından Arap milliyetçisi olması gereken bu insanlardan birisinin kızı ötekinin kardeşi olan Mihriban Hanımefendi ise Hatay’da devletin Arapları asimile etme politikasının araçlarından bir tanesidir.

Kendisi üstelik de Arap kökenlidir!

PKK, Kürtlere Türkçe öğretmeye çalışan ve Kürt kökenli olan öğretmenlere “Kürt haini” derdi. Bu durumda, Mihriban Hanımefendi de Arap haini oluyor.

Bu niteleme sadece kendisine ait değil, en azından babasına ve abisi Mihrac Ural’a da ait…

En azından diyorum, muhtemelen başkaları da vardır.

Sen, muhterem peder, kızının Hatay’da Türkçe öğretmeni olduğunu herhalde yıllardan beri biliyorsun. Ve sesini çıkarmıyorsun. Arap halkının en azından kültürel haklarına kavuşması seni ilgilendirmiyor. Bilmem kaç yıl önce direnişçi olmak, bugün Arap haini olmayı engellemiyor.

Mihrac Ural ise bu hainliği açıkça bilinçli olarak yapıyor.

Kendisini Hatay Arap halkının önderi gören kişiye bakınız. Kızkardeşi Hatay’da Türkçe öğretmeni… Arapları Türkleştirme politikasının uygulayıcılarından bir tanesi…

Ekonomik nedenlerle mi acaba?

Olamaz! Başka bir dalda öğretmenlik mi kalmadı? Ve dahası, milyonlarla oynayan Mihrac Ural için para sorunu söz konusu değildir.

Ailesine düşkün bir insan olan Mihrac Ural, gasp ettiği örgüt parasını ailesiyle birlikte yemektedir.

Babasına “hediye” olarak gönderdiği bir kutu dolusu altının yakalanması daha önce bu sitede anlatılmıştı. Bu, hırsızlıktan elde edilen paranın aileye transfer edilen miktarının sadece bilinen tarafıdır.

Elde edilmesi için çok sayıda yoldaşımızın tehlikelere atıldığı, daha sonra da bir bölümünün Mihrac Ural tarafından öldürüldüğü ya da öldürtüldüğü bu insanların sağladıkları büyük miktarda paranın üzerine oturacaksınız, afiyetle yiyeceksiniz, sonra da ölen annenizin bu durumu belirtildiğinde kızacaksınız…

Başka ne söylenmesini bekliyordunuz? “Rahmetli iyi para yedi, helal olsun” mu denilecekti?

Bunlar Arap hainidir…

Arap halkının şu veya bu sorunu umurlarında değildir.

Umurlarında olsaydı, hiç olmazsa Arap milliyetçiliğini doğru dürüst yaparlardı.

Bütün dertleri paradır.

Nerede ikbal görürlerse oraya giderler.

Arap milliyetçisi görünmek Muhabarat ile ilişki açısından önemlidir. Bir yandan TC devletine çalışırlar, öte yandan sözüm ona milliyetçi olurlar.

Hizbullah ve Hamas gibi şeriatçı örgütler biraz seslerini duyurunca, Mihrac Ural hemen o tarafa yönelir…

Bunlar budur, fazlası değil…

Mihriban Hanımefendi için şırfıntı sıfatını kullanmak uygundur. İfadesiyle ve tutumuyla tipik bir şırfıntıdır.

Anlamını bilmiyorsa, sözlüğe bakıversin…