Şuanda 266 konuk çevrimiçi
BugünBugün4508
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12232
Bu ayBu ay12232
ToplamToplam10480656
1000. YAZI PDF Yazdır e-Posta


Sitede toplam 4340 yazı bulunuyor. Bunların tamamı benim değil. Kurulduğu ilk yıllarda yüzde 60 kadarı benimdi ancak son beş yılda bu oran yükseldi. Hepsini saymadım ve insan sayarken sıkılıyor zaten, bunlardan 3100 kadarı bana ait.

Bu yazılar arasından seçtiklerimi ayrı bir blogda topluyorum. Bunlar politik, sosyolojik, felsefe vb. konulardaki yazılardır. Başka konudaki yazılardan seçmeler başka blogda bulunuyor.

3100 yazıdan seçmeler 1000 taneye ulaşınca kutlama yapacağımı duyurmuştum. Ulaştı.

Ekonomik durum malum nedenle rezalet ama yine de en sevdiğim şarabı aldım: Tertre du Moulin – Saint-Emillion Grand Cru. Bu akşam kutlama yapacağım. Doğal olarak bu kutlama yılbaşı gecesine de uzanacak…

Uzak yerlerdeki bazı arkadaşlar “birlikte yapalım” istemişlerdi, bu nedenle haber veriyorum.

Seçilen yazılardan hangisinin ne kadar okunduğunu site içinden görebiliyorum. En çok okunan yazı Yakın Almanya Tarihi ve Felsefe’dir. Bu yazı daha önce www.yazinverlag.org sitesinde bulunuyordu. Okunma sayısı fazlaydı. Oradan alıp www.enginerkiner.org a yerleştirdim, neredeyse aynı sayıda çok okundu.

Bu yazı Afşar Timuçin’e Armağan adıyla 2010’da yayınlanan kitapta yer almıştı.

1000 yazının bulunduğu www.enginerkineryazilar.wordpress.com sitesinde yazılar harf sırasına göre dizilmiştir. Her yazının sonunda sitede yayınlandığı tarih yer almaktadır.

Herhangi bir yazının üzerine tıklıyorsunuz, sonra yazıların sonuna inip orada açılmış yazıyı okuyorsunuz.

Her yazı yazıldığı zamanki önemini korumaz. Bazıları 5-10 yıl sonra bile okunan yazılardır, bazıları ise birkaç ay sonra eskir, hatta unutulur.

Mümkün olduğu kadar “dolu” yazılar yazmaya çalışıyorum. Burada kural, kendini tekrarlamamak ve konu başkaları tarafından önceden yazılmış ise bunun neredeyse aynısını bir de benim yazmamamdır. Yazı yazmak, sayfa doldurmak değildir; okura bilgi vermektir. Yazıda sistematik sıra içinde konu açılmalı, tartışılmalıdır.

Ve bunu fazla uzatmadan yapmak önemlidir. Neyse ki, bir konuyu ana hatlarıyla kısaca anlatabilmeyi iyi biliyorum. Bu özelliğin temelini iyi özet çıkarabilmek oluşturur. Bir metnin ana fikrini ve onunla bağlantılı fikirleri seçip, bunları birbirine bağlayıp, daha az önemli olanlarından söz etmemektir iyi özet çıkarmak… Örneklemek gerekirse on sayfalık bir yazıyı tek sayfada bu içerikte anlatabilmektir.

Doğuştan gelmiyor, çalışarak öğrenilebiliyor. Bu yöntemi lisedeyken öğrenmiştim ve yazdığım her yazıda buna dikkat etmeye çalıştım.

1964-1967 arasında lise eğitimi oldukça iyiydi. Okuduğum lise ülkenin iyileri arasında mıydı, bilmiyorum; devlet lisesiydi ama öğretim kadrosu iyiydi.

Şimdi üniversitelerin durumu bile rezalet…

 

On yıl önce “üniversite değil yüksek lise” denirdi, artık bu da kalmadı.