Şuanda 102 konuk çevrimiçi
BugünBugün4407
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12131
Bu ayBu ay12131
ToplamToplam10480555
Parayı ver ve git... PDF Yazdır e-Posta


TC devletinin resmi hizmet pasaportuyla Almanya’ya gelen ve ortadan kaybolan –muhtemelen ilticaya başvuran- kişilerle ilgili bilgiler hızla büyüyor. Türkiye’de basın konuya sınırlı yer verirken, bu pasaportla gelen kişiler Almanya’daki Türkçe haber siteleriyle sürekli söyleşi yapıyorlar. Anlattıkları ne oranda doğrudur bilinmez ama sayılar “45 kişi gitti, 43’ü geriye dönmedi” ile bitmiyor. Bu durumda en az birkaç yüz kişi bulunuyor, sayı muhtemelen daha fazladır.

Türkiye insanının uyanıklığına bir kere daha hayran olmak gerekiyor.

Devletin şu veya bu resmi kurumunun bu işte aracı olması gerekir ve bu da belediyelerdir. Almanya’ya değişik gerekçelerle eğitim görmeleri için insan göndermek istiyorlar ve bu amaçla gri hizmet pasaportu için başvuruda bulunuyorlar.

Hizmet konusu işin kılıfıdır. Gidecek kişilerden en az 10 bin avro alınıyor. Bir kişi özel durumu icabı 6000 Avro vermiş ama bu fiyat hayli düşüktür.

Türkiye’den otobüsle sorunsuz çıkıyorsunuz, değişik ülkelerin gümrüklerinden geçip Almanya’ya giriyorsunuz ve bazılarını otobüs istedikleri kente bile götürüyor. Böylesi bir hizmet için 10 bin Avro pahalı sayılmaz.

İki yıl önce KHK ile üniversiteden ihraç edilen ve hapse girmesi muhtemel olan bir kişi sadece Yunanistan’a geçmek için 15 bin Avro ödediğini bana söylemişti.

Gri pasaport çıkaranların hızlı ve çok sayıda kişi için iş yapmaları normaldir çünkü konunun kısa sürede açığa çıkacağını ve yolun kapanacağını düşünüyorlar. Nitekim de böyle oldu. Bu arada kaç kişi geldi, bilinmiyor.

Sayı az olamaz çünkü bu iş için çoğu devlet memuru olan en az 5-10 aracı gerekiyor.

Otobüs masrafını da eklerseniz kazanılan para girilen tehlikeye değmiyor. Sayı artarsa, birkaç yüzü bulursa, o zaman olabilir.

Şimdiden anlaşıldığı kadarıyla gelenlerin büyük bölümü belki de tamamı FETÖ’cü değildir. Gelenlerden birisi şöyle diyor:

“Geçinemiyordum, verdim parayı Almanya’da akrabalarımın yanına geldim. Kötü bir şey yapmadım.”

Türkiye’de bu işe aracı olanlardan bir tanesi daha açık konuşuyor:

“Oradan ülkeye döviz gönderirler.”

Bekle, gönderirler…

Almanya’daki insanların para bastığını sanıyor bu tipler…

1990’lı yılların başlarında Avrupa ülkeleri Türkiye’den gelen yeni bir iltica dalgası yaşıyordu. İsviçre’ye gelenlerden birisi kaçakçıya 10.000 DM verdiğini söylemişti. Ülkede herhangi bir politik sorunu yoktu, hapse girme tehlikesi bulunmuyordu.

“Bu parayla işyeri açabilirdin, neden geldin?” diye sormuştum.

“Bu ülke kötü yere gidiyor, fırsat buldum ve geldim,” demişti.

Aradan 30 yıl geçti ve değişen pek bir şey bulunmuyor.

Ne kadarı bilemem ama bu insanların bir bölümü bu parayı borç bulmuştur ve borcu verenler bunun ödenmesini isteyeceklerdir. Kaçak çalışma ve kısa sürede para yapmak için uyuşturucu ticaretine girmek –özellikle ikincisi- bilinen yoldur.

Almanya bunlardan ne kadarını yakalayıp sınırdışı eder, bilmiyorum ama bir bölümünün ortaya çıkacağından ve yakalanan bazılarının da ilticasının kabul edilmesi karşılığında tanıdığı insanları ihbar edeceğinden eminim.

Örnekleri bugüne kadar çok görüldü…