Şuanda 218 konuk çevrimiçi
BugünBugün3676
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11400
Bu ayBu ay11400
ToplamToplam10479824
Savaştan büyük para kazanmak PDF Yazdır e-Posta


Yıllardan beri yazdığımı tekrar yazıyorum: Türkiye, Suriye’deki savaştan büyük para kazandı ve halen de kazanıyor. Biliyorsunuz bir dönem tersini iddia edenler fazlaydı. Bu iddiaya göre Türkiye Suriye’deki savaşta aktif rol alarak büyük zarara uğramış, başarısız olmuştu. Bense aksini savunarak, “Esad kaldı ama Suriye gitti,” demiştim.

Konunun sadece ekonomik bölümüne bakalım. Türkiye Suriye’nin yüzde 15’ini ilhak etmiş; burada evler yapıyor, Türkçe eğitim yapan okullar açıyor, TL ödeme birimi olarak kullanılıyor ve dahası kaymakam ve jandarma komutanı da atanmış durumdadır. Bunun anlamı, “burası bizimdir” demektir.

Bu durumu “Suriye Hatay’a katılırken” başlıklı yazıda belirtmiştim.

Yıllardır tersini savunan Hataylı Nusayrilerin bir bölümü bir kızmış ki, sormayın!

Söylediğim gerçeğin ta kendisiydi! Kaymakam atanmasını da İçişleri Bakanı açıklamıştı.

Biz sadece konunun ekonomik bölümüyle ilgilenelim.

Yıllar önce yapılan bir uygulama bugünlerde yine gazete haberi oldu: Suriye’deki çok sayıda dokuma atölyesi sökülerek Türkiye’ye taşındı ve bunlar artık yeni yerlerinde üretim yapıyorlar.

Sayısını bilemeyeceğim ama az olmayan sayıda Suriyeli zengin servetini Türkiye’ye taşıdı.

Suriye petrolünün önemli bölümünün dünya piyasasına sürülmesinde Türkiye’nin yıllardan beri aktif rolü bulunuyor. İçerde tüketiyor veya dışarıya sürüyor ama her durumda petrole çok ama çok ucuza el koyuyor.

Afrin zeytinyağının ihraç edildiğini daha önce yazmıştım.

Zeytin ağaçları sökülüp Türkiye’ye taşınıyormuş, bunu da yeni öğrendim.

Mutlaka başka şeyler de vardır…

Türkiye Suriye’deki savaştan büyük para kazandı ve halen de kazanıyor.

Yeni silahların alanda denenmesinin, inşaat faaliyetlerinin getirisini hesaba katmıyorum.

Türkiye Suriye’yi olabildiğince talan etti, denirse, kuzey bölgesi için haklıdır.

Bunu belirtip şikayetçi olan Suriyeli tiplere ya da yandaşlarına sormak gerekir: siz aynısını yıllarca Lübnan’da yapmadınız mı? Lübnan’ın üçte birini yıllarca işgal ettiniz ve ülkeyi talan ettiniz. O zaman sesiniz çıkmıyordu.

Lazkiye ve çevresinin amiri sayılabilecek ve Muhabarat’ın bu bölgedeki başı olan Cemil Esad, 1981 başlarında ben oradayken oturduğu Kırdaha köyünden adamlarıyla birlikte çıkar, Beyrut’a gidip Mercedes araba kaldırır, Suriye’de satardı.

Bunlar da devlet adamı işte!

Bir çeşit mafya, başka her çeşit numara da bulunuyor tabii, yeter ki işin ucunda para olsun!

Bu tipin yandaşlarının farklı olmaması kaçınılmazdır.

Bunlara çapulcu denir, politik gibiymiş gibi görünmeleri gerçek özelliklerini saklamak içindir.

Dün başka ülkeyi soyanın şimdi ülkesi soyuluyor.

Savaşta bunlar olur ama Ortadoğu’daki savaşta özellikle oluyor.

Suriye ordusundan askerlerin düşman güçlerine silah kiraladığını Alman gazetelerinde okumuştum. ABD ordusundan askerlerin düşman askerlerine silah sattığını biliyordum, ABD’nin katıldığı her savaşta bu tür haberler çıkardı ama kiralamayı duymamıştım.

Silah kiralamak, düşman askeriyle bu tarafın askeri arasında para konusunda sürekli alışveriş var demektir. Silah satıldığında alan çekip gider ama kiralamada sürekli ilişki zorunludur.

Ve Suriye en gelişmiş Arap ülkesi sayılırdı!

Bir yönden öyle denilebilir; silah kiralamak, kimin aklına gelirdi?

Küresel İç Savaş ve Türkiye kitabında ülkeye resmi olmayan yollardan büyük para girdiğinden söz etmiş ve bazı rakamlar vermiştim. Önemli bir para Katar’dan geliyor.

Azerbaycan’dan da mutlaka geliyordur ama henüz biz duymadık.

 

Suriye’den geleni ise hesaplamak mümkün değildir…