Almanya’da genel seçimin iki büyük kaybedeni Hıristiyan Demokratlar (CDU/CSU) ve Sol Parti oldu. CDU Başbakan Adayı Armin Laschet seçimde SPD’nin arkasından ikinci parti olmasına rağmen FDP ve Yeşiller ile koalisyon kurabileceği iddiasındadır. Benzerini SPD de deniyor. Laschet eğer koalisyon kuramazsa CDU başkanı olarak kalamaz. Kısa süre sonra yapılacak parti kongresinde yerini başkasına bırakır.

Yapamayan gider, yerine başkası gelir. Gider dediğim zaman parti dışına düşer anlamında söylemiyorum, daha geri kademede parti içinde mücadeleye devam eder.

Sol Parti’nin bunu yapabileceği konusunda biraz şüpheliyim. Büyük tartışma olacak, burası belli ama bu tartışmanın kadro değişimindeki sonuçları ne olacaktır, belirsizdir.

Sol Parti, hangi akla hizmet içinse artık, İngiltere’de Socialist Worker’ın Almanya şubesinden genç bir kadını başbakan adayı olarak gösterdi. Bizdeki bazı devrimci erkekler aday kadın ve genç ise bir şey olacak sanırlar, kaliteyi dikkate almazlar. Politikayı keskin söylem ve mavi boncuk dağıtmak sanan kalitesiz bir kadın…

Seçim akşamı Sol Parti geleneksel televizyon söyleşisine bu kadını değil de eş genel başkan erkeği çıkardı. Adam aklı başında konuştu, “yenilgiyi parti içinde değerlendireceğiz” demekle yetindi. Wissler olsaydı kim bilir neler saçmalardı?

“Emperyalizmin oyunu” bile diyebilirdi. Almanya’da kullanılan bir söylem değildir ama belli mi olur?

20 yıl kadar önce Socialist Worker’ın Almanya kesiminden olanların teorik kişisiyle tartışmak talihsizliğine uğramıştım.

Afganistan konusunda Doğu Perinçek’in şimdi savunduklarını 20 yıl önce savunuyordu: Taliban emperyalizme karşı ulusal kurtuluş savaşı veriyor. Ardından ekliyordu: Vietkong ile bu bağlamda farklı değildir.

Marx-Engels-Troçki okuyunca yeterince öğrenmiş olduğunu sanıyordu anlaşılan…

Bir ülkede ulusal kurtuluş savaşı verilebilmesi için önce ulus olması gerekir, dediğimde, anlamadı. Ona göre Afganistan devleti varsa, ulusunun da olması gerekirdi.

Avrupa tarihini bile bilmiyordu.

İtalyan devletini kurduk, şimdi İtalyan ulusunu yaratmamız gerekiyor tespitinden de haberi yoktu.

Fikir tartışması şöyle ya da böyle fikri olanlarla yapılır; cahille tartışmayacaksın, zamanını boşuna harcarsın.

Che Guevara 1960’lı yılların başlarında ulusal kurtuluş savaşı örgütlemek üzere Kongo’ya gittikten bir süre sonra bu ülkede ulus bulunmadığını, birbiriyle düşman kabileler bulunduğunu görmüştü. Yapılacak tek şey geri dönmekti ve öyle yapmıştı.

2000’li yılların başlarında Afganistan birbiriyle savaş halindeki Mücahitler arasında bölünmüştü, Taliban yeni yükseliyordu.

Bugün Taliban ile çalışılabileceği konusunda görüş belirten devletlerin beklentisi, bu örgütün ülke genelinde asayişi sağlamasıdır. Bu gerçekleşmeden ülkeye sermaye akışı gerçekleşmez ve lityum gibi önemli nadir madenlerin çıkarılmasına da kimse yatırım yapamaz.

Rakipten öğrenmek gerekir: başaramayan daha alt kademede mücadeleyi sürdürür.

Bakalım Sol Parti yapabilecek midir?