ABD Devlet Başkanı Biden ABD askerlerinin kuzey Suriye’de kalma süresini bir yıl daha uzattı. Politik analiz yaptığını sanan değişik gazetelerin yazarları bunun için her nedeni sıraladılar, önemli bir nedeni ise unuttular.

Kimisi “terörizmi desteklemek” dedi, kimisi “İran’a karşı İsrail’i savunmak” dedi ama hiç kimse “Türkiye bize karşı Rusya’yı kullanıyorsa, biz de YPG’yi destekleriz” mesajını göremedi.

Suriye’de İslam Devleti (İD) ile mücadele işin laf tarafıdır. İD yok olmamıştır ama önemli oranda zayıflamıştır ve şu anda Afganistan’da Suriye’de olduğundan daha aktiftir. Afganistan’da İD ile mücadeleyi Taliban’a bırakan ABD’nin Suriye’de İD tehlikesinden söz etmesi inandırıcı değildir.

Türkiye de “büyük para ver, arayı düzelt” anlayışına yönelerek ABD’den 40 adet F 16 almak için başvuru yaptı. Satışın kabul edilip edilmeyeceği bilinmiyor şimdilik…

Benzeri adımı kısa süre önce Yunanistan Fransa’ya yönelik olarak yapmıştı. Fransa’nın Akdeniz’de kendisini desteklemesinin karşılığı olarak bu ülkeye büyük silah siparişi vermişti. Yeni olarak da Fransa ile yeni bir askeri anlaşma imzaladı.

Türkiye, Yunanistan’ın hızla silahlanmasından fena halde rahatsız ama yapabileceği bir şey bulunmuyor.

Bunlar Türkiye’yi halen “ABD’nin maşası” olarak görenlerin anlayamayacağı tespitlerdir. ABD, Türkiye’nin Rusya ile yakın ilişkisinden rahatsızlığını defalarca belirtmiştir. S 400 alımı konunun bir tarafıdır, Suriye’deki iyi ilişkiler bir başka tarafı…

Erdoğan, “iki taraftan birini tercih etmek zorunda değiliz” derken, Türkiye’nin iki büyük güç arasında oynayabilmesini anlatıyordu. ABD ve Rusya Türkiye’nin karşı tarafa daha fazla yaklaşmasına neden olacak hamlelerden kaçınıyor. Türkiye de duruma göre bazen NATO üyesi olduğunu bazen da Rusya ile ilişkinin daha da geliştirilmesini hedeflediğini açıklıyor.

Türkiye’nin dünyanın en büyük iki askeri gücü tarafından önemli bir ülke olarak dikkate alınmasını anlamamış iseniz, ABD’nin neden en az bir yıl daha Suriye’de kaldığını anlamanız da zordur. ABD’nin Türkiye’ye karşı bölgede kullanabileceği en iyi koz YPG’dir.

ABD askeri olarak bölgeden çekildiği anda Türkiye’nin YPG’ye saldıracağını ve Suriye’nin de bunu –protesto da ederek- memnuniyetle karşılayacağını önceden görmek zor olmasa gerektir.

ABD’nin kuzey Suriye’de bulunmasının İsrail’in savunulmasıyla ilgisi yoktur. İsrail istediği zaman Suriye içindeki İran askeri hedeflerini bombalamaktadır. Suriye’nin hava savunma sistemi Rusya’nın elindedir ve Rusya da İsrail’in bu bombalamalarına karşı çıkmamaktadır.

Geçenlerde İsrail’in Suriye’deki İranlı bir generali kaçırarak sorguladığı haberi gazetelere yansıdı. Türkiye de arada bir SİHA kullanarak suikast düzenlemektedir.

Suriye “Nasrettin Hoca’nın türbesi” gibi bir ülkedir, giren çıkan belli değildir.

Durum bundan ibarettir.