Şuanda 278 konuk çevrimiçi
BugünBugün3699
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11423
Bu ayBu ay11423
ToplamToplam10479847
Aynı halkın yan yana iki devleti: Arnavutluk ve Kosova PDF Yazdır e-Posta


Böyle bir şey olabilir mi?

Kürtler için gelecekte olabileceğini düşünüyordum.

Kürt halkının büyük iç ayrılıklarıyla aynı devlet içinde yaşaması mümkün görünmüyor.

Yan yana aynı halkın iki ayrı devleti olabilir: Arnavutluk ve Kosova.

Her iki ülkede de nüfus çok büyük oranda Arnavut…

Arnavutluk 1912’de bağımsızlığını kazanıyor, sonraki yıllarda faşist İtalya tarafından işgal ediliyor, ardından Enver Hoca dönemi başlıyor.

Kosova ise –iki ülkeyi sıra dağlar ayırıyor- Yugoslavya’nın bünyesi içindeki bir bölgedir.

Yıllarca Sırplarla sorun yaşıyor.

Ekonomik gelişme düzeyi Slovenya ve Hırvatistan kadar olmasa bile ileridir, her durumda Arnavutluk’tan fazla gelişmiştir.

1998-1999’da Yugoslavya’nın fiilen ortadan kalkmasının ardından Sırp milliyetçileriyle –Sırp milliyetçiliğinin önde gelen temsilcisi Sırbistan Komünist Partisi ve Milosevic’tir- ağır sorunlar ve katliam yaşıyor.

Daha sonra Kosova’daki yaklaşık 100.000 kadar Sırp ülkeden çıkarılıyor ve Kosova 2008’de bağımsız bir ülke oluyor.

Arnavutluk ve Kosova nüfusu az ülkelerdir. İlki yaklaşık 3, ikincisi yaklaşık 2 milyondur.

Arnavutlar değişik Avrupa ülkelerine dağılmıştır ya da bu iki Arnavut devleti dışında yaşayanlar vardır. Mesela yine yeni bir devlet olan Kuzey Makedonya’da yaklaşık yarım milyon Arnavut yaşamaktadır. Yunanistan’da da yaklaşık 700 bin Arnavut vardır.

Kosova Arnavutlarının onda biri İsviçre’de yaşamaktadır.

İki Arnavut devletinin birleşmek gibi bir hedefi bulunmuyor. Bunun önde gelen nedeni Kosova’nın Yugoslavya bünyesi içinde bulunduğu yıllarda daha hızlı ekonomik gelişme göstermiş olmasıdır.

Tito yıllarında Yugoslavya merkez yönetimi Sırp milliyetçiliğine karşı Kosovalıları desteklemek amacıyla bu bölgeye büyük yatırımlar yapıyor. Bu yıllardaki büyük üretim birimlerinde yüksek ücretli işlerde genellikle Sırplar çalışıyor olmakla birlikte, büyük yatırımlar bölgenin ekonomik kalkınmasında önemli rol oynuyor.

Sırp baskısını engellemek için bölgeye özerklik tanınır. 1989’da Milosevic Kosova’nın özerkliğini kaldıracaktır.

Sonuçta aynı halkın iki ülkesi, dağ dizisinin batısında ve doğusunda olmak üzere yan yana yaşıyorlar.

Bu durum politik bilimde path dependence adı verilen “geçilen yol tarafından belirlenmek” anlayışının yeni bir örneğidir. Halklar, partiler, gruplar aynı yere gelmiş olabilirler ama buraya gelinceye kadar geçtikleri yolun onlar üzerinde büyük etkisi vardır. Başka bir deyişle aynı yere gelmiş olmak aynılık ya da birliktelik için yeterli değildir.

Halklar giderek farklı uluslar durumuna gelirler. Bunun en iyi örneği Araplardır. Yan yana yaşayan ve ilişkileri hiç de iyi olmayan Arap ülkeleri vardır ve 1960’lı yıllara kadar bulunan Arap ulusundan artık söz edilemez: Mısırlılar, Suriyeliler, Lübnanlılar, Suudi Arabistanlılar vd. ayrı uluslardır.

Arnavutluk ve Kosova’nın da yıllar sonra benzer gelişme göstermesi beklenebilir.

Yugoslavya ve Arnavutluk tarihini okurken fazlasıyla hayret ettiğim Sırp Bilimler Akademisi’nin tutumuydu. Bu akademi Sırp milliyetçiliğinin entelektüel gücüdür ve bu milliyetçiliğin gelişmesinde, akademi kurulmadan önce Sırp aydınlar vasıtasıyla  Yugoslavya kurulmadan önce de etkili olmuştur.

Sonraki yıllarda Priştina Üniversitesi de Arnavut milliyetçiliğinin gelişmesinde önemli rol oynayacaktır.

Yugoslavya mevcut iken Kosova bölgesinde Sırplar da yaşıyor. Bölgedeki Arnavutların oranı 1948’de yüzde 68,5’ten, 1991’de 81,6’ya yükseliyor. Arnavutlardaki doğum oranının yüksek olması bu gelişmeyi sağlıyor.

1986’da Sırp Bilimler Akademisi bu gelişmeyi “biyolojik jenosit” olarak isimlendiriyor.

Bilim insanlarından sürekli olarak ilerici ya da en azından daha objektif belirlemeler beklemek yersiz aslında…

Nazilerin geniş bir bilim kadrosu vardı. 20. yüzyılın önde gelen filozoflarından sayılan Martin Heidegger Nazi idi. Yayınlanmasından yıllar sonra Türkçeye çevrilen Varlık ve Zaman yapıtı 20. yüzyılda felsefenin önde gelen yapıtları arasında sayılır.

Başka bilim insanları da partiye üye olmamış olsalar bile Nazilerle sorun yaşamamışlardır. Mesela fizikte 20. yüzyıl başlarındaki iki büyük devrimin temelini atan Max Planck ve parçacık mekaniğinin büyük ismi Werner Heisenberg gibi…

Arnavutluk ve Kosova’nın ABD ve Türkiye ile iyi ilişkileri vardır. TC subayları her iki ülkenin de ordusuna askeri eğitim vermiştir. ABD’nin Arnavutluk’ta üssü vardır. Bu üs vasıtasıyla Adriyatik Denizi’ni denetleyebilmektedir.

Arnavutluk’un ABD’nin Balkanlardaki önde gelen müttefiki olması, 1990’da Arnavutluk Emek Partisi’nin iktidarı kaybetmesinden iki yıl, Enver Hoca’nın ölümünden yedi yıl sonradır.

Geçmişten nasıl bir miras alındığı yeterince anlaşılıyor…