Şuanda 437 konuk çevrimiçi
BugünBugün2751
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10475
Bu ayBu ay10475
ToplamToplam10478899
Che'de beni yeniden hayrete düşüren... PDF Yazdır e-Posta


Che Guevara Kısa Uzun Bir Hayat kitabında (www.enginerkinerkitaplar.blogspot.com da bulunabilir) Che, Küba Komünist Partisi’nden bir merkez komitesi üyesi ve 200 Kübalı askerin ulusal kurtuluş savaşı başlatmak amacıyla gittikleri Kongo’da yaşadıkları büyük hayal kırıklığını anlatmıştım. Che de kendi değerlendirmesinde Kongo deneyimi için fiyasko deyimini kullanır.

Görünürde şartlar uygundur. Yıllarca Belçika sömürgesi olan Kongo bağımsızlığını kazandıktan sonra yapılan ilk seçimi Patrice Lumumba kazanmış, Lumumba’nın SSCB’ye yakınlaşması nedeniyle kendisine karşı Belçika ve CIA tarafından darbe düzenlenmiş, Lumumba öldürülmüş ve yerine Moiz Çombe geçmiştir.

Kongo’ya giden Kübalılar hükümet güçleriyle ilk birkaç çatışmanın ardından bu ülkede ulus bulunmadığını anlarlar. Kongo devleti vardır ama Kongo ulusu yoktur. Ülke birbirine rakip değişik kabilelere bölünmüştür. (Kongolular halen üyesi oldukları kabileyi belirtmeyi tercih ederler, Kongoluluk daha uzak bir kavramdır.)

Kongo’dan çekilirler.

Bolivya konusunda ise bilgisizlik inanılmaz boyuttadır.

Che’nin bu ülkede yanlış alanda gerilla savaşına başladığı sürekli yazılmıştır. Hareketli gerilla birliğinin konuşlandığı alan ülkenin politik merkezlerine uzaktır ve nüfus seyrektir.

Bolivya’da İspanyol sömürgecileri gelmeden önce varolan ve indigenos denilen yerli nüfus çoğunluktur ve yüzyıllardan beri yönetimden dışlandıkları gibi başta dil olmak üzere kültürel hakları da yoktur. Gerilla savaşına karşı olan Bolivya Komünist Partisi (gençlik örgütü gerillaya katılacaktır) de ülkenin bu özelliğine dikkat etmemiştir.

Bir ülkede kır gerillasına başlıyorsunuz ama o ülkenin önemli bir özelliğinden haberiniz bulunmuyor.

Yüzyıllardır dışlanmış yerlilerin gerillaya katılmaları zor olduğu gibi savaşa başlanılan alan da o nüfusla bağ kurmak için uygun değildir.

Hemen her şeyi askeri başarıya bağlamak ve gerisinin kendiliğinden geleceğini sanmak Che’nin gerillası dahil çok sayıda gerilla savaşında önemli bir zayıflıktır.

Küba kesinlikle böyle değildi. Sierra Maestra’da gerilla savaşı başladığında ülke çapında yaygın bir örgütlenme vardı (26 Temmuz Hareketi), ek olarak bu alan sadece dağlık değildi, yıllardan beri küçük üreticiliğin toprak talebiyle ayaklandığı bir yerdi. Sendikalarda örgütlü komünist partisi gerilla savaşına karşıydı. Küba sosyalist devrimin komünist partisinin önderliği dışında gerçekleştiği ilk devrimdir.

Düşünün ki, gerillalar Granma ile Küba’ya vardıklarında ülkenin ikinci büyük kenti Santiago de Cuba’da Frank Pais önderliğinde ayaklanma gerçekleşiyor. Başarısız oluyor, Pais hayatını kaybediyor ama ülkenin ikinci büyük kentinde ayaklanmaya teşebbüs edebilecek kadar örgütlü bir yapı bulunuyor.

Küba devrimine katılmış olmak, bu devrimi yeterince anlamak anlamına gelmiyor.

Kongo’da bambaşka bir kültür vardı ve önceden anlaşılamadı diyelim…

Bolivya için bu gerekçe yoktur.

Bolivya Komünist Partisi de bu halktan neredeyse habersizdir.

Önemli olan sınıfsal çelişkidir sonuçta, gerisini boş verin!!!

Morales yönetimini seçen ve bu yönetim ABD desteğiyle devrildikten sonra aynı yönetimin yardımcısının devlet başkanı seçilmesiyle devamını sağlayan bu yerli halktır.

Bütün Latin Amerika ülkelerinde farklılıklar taşıyan bu yerli halkın hakları –çokkültürlülük ve özerklik istiyorlar- için ayağa kalkması gerçekleşiyor.

Şili’de Mapucheler yerli halkların en aktifleri olarak biliniyor.