Şuanda 430 konuk çevrimiçi
BugünBugün2746
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10470
Bu ayBu ay10470
ToplamToplam10478894
ÖDP neden sona erdi? PDF Yazdır e-Posta


Alper Taş’ın konuyla ilgili uzun açıklamasını okumuşsunuzdur. Facebook’un yanı sıra değişik yerlerde de yayınlanmış olmalıdır. Bu yazı açıklamayı okuduğunuzu varsayarak yazılmıştır ve bu nedenle de açıklamadan alıntılar yapılmayacaktır.

Açıklamanın ana fikri şudur: ÖDP, HDP’nin (daha önce adı başkaydı ama okur neyin kastedildiğini kolayca anlayabilir) Türk soluna müdahalesi, onu kendine göre şekillendirmeye çalışması sonucu başarılı olamamış ve dağılarak sona ermiştir.

Bu açıklamayı yazan yazar 1990’lı yılların ikinci yarısında ülke dışındaki en büyük ÖDP örgütünün bulunduğu Almanya’da iki dönem bu partinin koordinasyon kurulu üyeliği yapmıştı. O yıllarda partilerin ülke dışında örgüt kurması yasak olduğu için isimlendirme böyle yapılıyordu, gerçekte yönetim kurulundan farkı yoktu.

Sol hareket içinde Almanya ile Türkiye konusunda önemli farklılık yoktur. Hatta denilebilir ki Almanya’da sahne daha küçük ve politik aktör sayısı da daha az olduğu için gelişmeleri görebilmek, niyetleri anlayabilmek daha kolaydır.

ÖDP, Devrimci Yol’dan arta kalanlar tarafından birlik amacıyla değil, Devrimci Yol’un yeniden örgütlenmesi amacıyla kurulmuştu. Bu amaca ulaşılamayacağı görülünce de bloke edilmeye başlandı.

Gerek Almanya Koordinasyon Kurulu’nda ve gerekse de örgütlenmede önemli yerler olan Frankfurt ve Hessen eyaletindeki toplantılara düzenli katıldım ve bunu açıkça görebildim.

ÖDP, Türkiye’deki merkezin de müdahalesiyle DYP’ye (Devrimci Yol Partisi) dönüştürülmeye çalışılınca bu parti içinde bulunan eski Kurtuluşçular, eski TBKP’liler, eski TKEP’liler, bir kısım Özgürlük Yolu’ndan kişi ve daha başkaları toplu olarak ayrılacaktık. Türkiye’de ayrılık henüz gerçekleşmemişti. ÖDP’den ilk büyük ayrılık Almanya’da oldu.

Alper Taş’ın açık olarak söylemediği ama arif olanın anlayacağı bir nokta bulunuyor:

HDP (adı o zaman başkaydı) ve genel olarak Kürt hareketi ÖDP’ye nasıl müdahale etti?

Toplantılarına katılıp müdahale etmediler, parti içinde bulunan onlara yandaş kişiler vasıtasıyla müdahale ettiler. Başka türlüsü de olamaz zaten.

Toplantılarda konuyla ilgili konuşan ve tartışan başlıca üç kişi vardı: İrfan Cüre (Kurtuluş), Kemal Kıran (TBKP) ve ben.

Alper Taş’ın ÖDP’nin Kürtlerin demokratik taleplerini –içerik örgüte göre değişebilir tabii- savunduğu görüşü, en azından o yıllar için doğru değildir. Parti içindeki DY’dan arkadaşlar Kürt kelimesini bile ağızlarına almıyorlardı.

Bunu hep birlikte yaşadık.

Daha güzeli de bulunuyor.

Her partide şu veya bu sayıda yapıya uymayan kişi bulunabilir ama genel başkan ve genel sekreter önemlidir.

ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, Genel Sekreteri ise Yıldırım Kaya idi (daha sonra CHP’den milletvekili olacaktı). İkisinin de sosyalizmin şu veya bu çeşidiyle ilgisinin bulunmadığını anlamak için 15 dakika konuşmak yeterdi.

O dönemin ÖDP’si CHP’ye fazlasıyla yakındı ve Kürtlerle şöyle ya da böyle ilişki içinde bulunmak, hiçbir şekilde yan yana görünmek istemiyordu.

Mesele burada da bitmiyor.

Eski Devrimci Yol ya da Devrimci İşçi’den arkadaşların Almanya’da mücadele konusunda herhangi bir perspektifi yoktu. 1980’lerin başında vardı ve aradan 15 yıl geçtikten sonra da aynısının geçerli olduğunu sanıyorlardı.

Kendi adıma konuşayım; ne Almanya’da örgütlenme tarzı ve ne de program konusunda anlaşamadık. Karşımızda program değil, içi boş belirlemeler vardı.

Almanya’dakiler bizimle baş edemeyince bu sefer Türkiye’den Yıldırım Kaya vasıtasıyla oldubittiler başladı.

Yaşadığım çok sayıda deney “taban örgütlenmesi” anlayışının göstermelik olduğunu ve hatta Stalinist denilen örgütlerin bile bunlardan daha demokratik olduğunu bana gösterdi.

İstediğimizi yapabiliyorsak eğer “taban örgütlenmesi”, aksi durumda merkezden açık müdahale…

Aramızda konuştuk ve toplu olarak çekilmeye karar verdik. Kararımızı anlayınca bu üç kişiye yönetimde yer vermeyi önerdiler. Vitrin elemanı olmayı kabul etmedik, gitmek en iyisiydi.

Kadro olmayınca sayıyla bir şey olmuyor; biz çekiliyoruz, yapın da görelim…

Bizden bir yıl sonra Türkiye’de ayrılık gerçekleşecekti.

ÖDP daha sonra on yıl kadar yaşayacak, çeşitli gruplarla birleşecek ama varlık gösteremeyecekti.

Sizi rahatsız edenler gittiler ama siz sonraki on yılda da varlık gösteremediniz.

ÖDP bu işi yapamadıkları için sona erdi.

Kürt hareketi o zamandan beri değişti. Kürt milliyetçiliğinde ciddi yükselme olduğu gibi Türk solunu düşman görmek anlayışı da yaygınlaştı.

Bu konuda yeterince ve doğrudan sayılabilecek bilgim bulunuyor.

Olabilir. Ben ve benim gibiler sosyalist olduğumuz için Kürtlere destek olduk, onlardan bir şey beklediğimiz için değil…

Yine kendimle sınırlı olarak konuşacak olursam; sosyalist harekette bir şey olmak için Kürtlere ihtiyaç duymadım, bundan sonra da duyacak değilim.

 

Durum budur ve sanırım yeterince açıklamada bulundum.