Şuanda 492 konuk çevrimiçi
BugünBugün2782
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10506
Bu ayBu ay10506
ToplamToplam10478930
Temel kitap: 1989 Berlin Duvarı PDF Yazdır e-Posta


Reel sosyalizmin çözülerek ortadan kalkması konusunda sadece genel teorik değil, bu teorinin somut bir ülkeye, Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ne uygulanmasını inceleyen bir kitaptır. 2005 yılında yayınlandı. Gerçekte 1,5 yıl kadar yayınevlerini dolaştı, basılamadı. Nedeni, solcu editörlerin kitapta ne anlatıldığını anlamamalarıydı. Bazı saptamalar kafalarına ters geliyordu; mesela sosyalizmde ekonomik kriz gibi… 1989’un üzerinden 16 yıl geçmişti ama bırakın neden olduğu, ne olduğu bile anlaşılamamıştı. Ya Gorbaçov ihanet etmişti ya da öznesi belli olmayan karşı devrim olmuştu!

Yıllardır baskısı tükenmiş olan bir kitap yeniden basıldı, piyasada bulunabilir.

Bu kitapta komünist partilerinden çıkan burjuvazi konusu işlenmemiştir çünkü DAC’de yoktur. Bu ülke Batı Almanya tarafından yutulduğu için Almanya Sosyalist Birlik Partisi (SED) içinden burjuvazi çıkmamıştır.

Kitapta DAC tarihi içinde anlatılan ve büyük önem taşıyan iki belirleme vardır.

Birincisi; sosyalist ülkelerde ekonomik kriz olabileceğidir. Bu kriz kapitalist ülkelerdeki gibi değildir ama buradan başka türlü kriz olamayacağı sonucu çıkarılamaz.

Sosyalist ülkelerde insanların para sorunu yoktu, paraları vardı ama bu parayla alabilecekleri yeterince mal ve hizmet bulunmuyordu.

Kapitalist ülkelerde bunun tersi geçerlidir: mal ve hizmet çoktur ama yeterli para yoktur.

Paranız var ama bununla ihtiyaçlarınızı yeterince karşılayamıyorsanız para sahibi olmanın önemi de azalacaktır.

İkincisi; sosyalist ülkeler –genel ortalama olarak- teknolojik olarak geri değildiler ama bu teknolojiyi kitlesel üretime uygulayamıyorlardı.

Örneklenecek olursa: 1970’li yıllarda başlayan üçüncü sanayi devrimi –bilgisayarlaşma- konusunda sosyalist ülkeler geride kalmıştı ama çok da geride değil. DAC çip üretebilen tek ülkeydi. SED Genel Sekreteri Walter Ulbricht bu üretimin önemine dikkat çekmiş ve “biz küçük bir ülkeyiz, büyük yatırım gerektiren üretim yapamayız” diyerek Brejnev’den yardım istemişti. Talep kabul edilmeyecek ve gerekçe olarak da “kapitalizm yeni bir sanayi devrimi yapamaz” denilecekti.

Yıllardan beri teorik olarak savunulan buydu: kapitalizm üretici güçleri hızlı geliştiremez. Gerçekleşen ise tersiydi ama görmemeye çalışıyorlardı.

SSCB bilgisayar konusunda geri değildi. Geri olsaydı uzay teknolojisinde ileri olamazdı. Geri olduğu konu, bu teknolojinin kitlesel üretime uygulanmasıydı. Uzay ve silahlanma sanayileri kitlesel üretim yapmaz. Buralarda bilgisayar teknolojisi kullanılabilir ama “her büroya, her eve bilgisayar” sağlayabilecek bir üretim ancak ekonomide yapısal değişimle mümkündür. Bu ise geniş bir kadronun yeniden eğitilmesi, pazarlamaya önem verilmesi ve duruma uygun yeni kadro yetiştirilmesiyle mümkündür.

Buna yönelemediler.

Ulbricht teknik eleman yetiştirilmesine daha büyük önem verilmesini, eğitim ve ücret sisteminin buna göre düzenlenmesini istemişti, kabul görmeyecekti. Teknik eleman yetişmesine zaten önem veriliyordu, fazlası gerekmezdi.

Teknik düzey var ama bunu kitle üretiminde gerekli düzenlemeleri yapmadığınız için kullanamıyorsunuz.

O düzenlemeler marksist sosyalizm teorisine aykırıydı, dolayısıyla da yanlış olarak görülüyordu.

Kitap başka örneklerle de bunu anlatmaktadır.